Gönderi

Dirmit'in kara nokta oynaması kısmı...
Bir zaman aklını ayla, yıldızla bozdu. Ayı yıldızı bırakıp geçmişe daldı. Kulağına tulumba gıcırtıları, gül yapraklarının hışırtıları çalındı. Gözüne cinler, peri kızları göründü. Bir an, "Köyde kalsaydım," diye düşündü. Aklına Bayraktar'ı, öğretmenlerini, Ömer'i, cam pencere takıp ambar yapan mimar Memet'i, Elmas Gelin'i getirdi. Hepsi bir sıcaklık olup içine yayıldı. İçinin karanlığında kaybolup gitti. Dirmit bağıra çağıra yaşadığı, tüm evlerin ahırlarını, damlarını, bahçelerindeki gül fidanlarının sayısını bildiği köyün, şimdi kalkıp gitse yolunu şaşıracağını düşünüp kederlendi. Yaşayıp bitirdiği her günün, tutulmaz bir kuş olup uçtuğuna, yavaş yavaş gözden silinip bir küçük kara noktaya dönüştüğüne karar verdi. Gözünü yumduğunda her yanını saran karanlığın, bu küçük kara noktalardan oluştuğunu keşfetti. Kendisiyle kara nokta oynamaya başladı. Gözlerini yumdu. Her yanını saran karanlıktan bir küçük nokta aldı. "Nokta, nokta nesin? Neredesin?" dedi. Nokta Dirmit'e ses verdi. "Nuğber Dudu'yum, tandırın başındayım," dedi. Dirmit, Nuğber Dudu'nun yanına gidip oturdu. Nuğber Dudu bir elma soydu. İçini kendi yedi. "Özü buradadır," dedi, kabuğunu Dirmit'e verdi. Dirmit elmanın kabuğunu yedi. "Nokta nokta, git!" dedi. O nokta gitti, başka nokta geldi. Dirmit yine, "Nesin? Neredesin?" dedi. Nokta, "Tulumbayım, Akçalı'da derin bir kuyuya bağlıyım," dedi. Dirmit'in sesi soluğu kesildi. Gözleri doldu taştı. Tulumba, "Unuttun mu yoksa beni, Dirmit kız!" dedi. Dirmit, "Unutmadım, hiç unutmadım," deyip tulumbanın boynuna sarıldı. Ona kuşkuşotunu, okulu, evdekilerin neler yaptığını anlattı. Şiirlerini okudu. Genç kız olduğunu duyurdu. Atiye'nin çok üstüne varmasından yakındı. Uzun uzun içini döktü. Tulumbayı geri yolladı. Tulumba gitti. Kişner Oğlan geldi. Donunu indirip Dirmit'in karşısına geçti. Dirmit korkup Kişner Oğlan'ı geri gönderdi. Karanlıktan başka bir nokta aldı. Derken kara nokta oynamadan duramaz oldu. Yemekte, yatakta, sokakta, damda bir kara noktayı yolladı, bir kara noktayı eline aldı. Kimiyle uzun uzun konuştu, kimiyle kavgaya tutuştu. Kimine sordu, kimine ağladı. Aklım kara noktaların ardına düşer giderse ben ne yaparım demedi. Aklım başımdayken her yaptığım annemin yüreğine dert oluyor, aklım başımda olmazsa anneme yazık olur demedi. Aklım, düş kara noktaların peşine, kime ne olursa olsun dedi. Aklını bir küçük kara noktanın yanına katıp başından savdı. Akılsız kaldı.
Sayfa 221 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.