Gönderi

( Arapların kurguları )
_Hz. Muhammed, peygamberlik nöbeti beklerken örtünürdü çünkü bu sırada ateş nöbetlerine tutulur, üşür, titrer ve kusardı. (Modern tıp buna temporal lob epilepsisi - peygamber hastalığı diyor.) _Ben ondan duydum. O da babasından, babası da arkadaşından, arkadaşı da bir yolcudan duymuş. _Uzzaoğullarında peygamberlik görevi babadan oğullara geçer. _Yahudi şarap kurbanı, taşın üzerine dökülerek taşın içinde yaşayan cine içiriliyor, bedeviler de kan döker. Kurbanın kanı mabede, ilaha ve insanlara serpilir ve ilahla bir bütünleşme yaşanır. Yahudiler de de fal okları vardır Araplar da da. _Taşlayarak kutlu taşlarla öldürme (recm) var. _Cahiliye Araplarının cinlerden dostları haber vericileri vardı. Muhammedden sonra da yalancı peygamber musallima cinlerim var diyerek arapları kışkırttı. _Gusül abdesti almayanlar putlara eğlencelere katılamazdı. Putlar için saçları kazıtırlar. _Zayd b. 'Amr. Kızların diri diri gömülmesini engellemeye çalışmıştır. Ölünce muhammed peygamber oldu. _Taşlara ve kayalara Araplar, taşlaşmış insanlar olarak bakarlar. _Kraterinin gürlemesi, müslüman efsanelerinde, mahvolmuş ruhların iniltileri olarak telakki edilir. _Tepelerde ibadet yerleri vardır. Uzzâ'ya esirlerin, oğlanların ve kızların kurban olarak sunulduğu sabittir. Yahudiler de rablerine insan kurban ederlerdi. _Al-Lât, al-'Uzzâ ve Manât putları Allahın yanında şefaatçi sayılıyorlar; bunun için yükseklerde uçan turnalara benzetilmişlerdir. Rivayetlerde peygamber, Kurayşlilerin onun peygamberliğini bu yolla tasdik etmek istediklerinden bu ikinci beyti andı. Fakat ertesi gün her iki beyti de şeytanın vesvesesi olarak açıkladı ve onların yerine surenin 21. ve 23. ayetlerini koydu. Ağaçlar, mağaralar, pınarlar cinlerin barınaklarıdır, daha sonra da bizzat birer ilah olmuşlardır. _Uzza kureyşlilerin, şakif kabilesi lat, avs kabilesi menat fakat her kabile uzzaya saygı gösterirdi. _Bir çok kabile hahamlarla arkadaştı ve putları kırıp Yahudiliğe geçerlerdi. _Bedevi kabileler birbirini kovarak yerleşiyorlar. Cürhümlüler, sonra huzzaalılar, sonra kureyşliler. Kureyş kabilesi çok fakirdi. Reisleri çobandı ve ticaret, kumar işleri ile geçinirlerdi. Amaçları kabeyi ele geçirmek ve zenginleşmek. Muhammedden 100 yıl kadar önce huzzam kabilesini yendiler ve kabenin sahibi oldular. Başka bir kabileyi yerinden süren bir Arap kabilesi yalnız onun toprağını değil, tanrısını ve tapınağını da benimserdi. Fakat kurban bayramlarında, yılda sadece bir iki defa olmak üzere eski tanrısının bulunduğu yere haccederdi. Hac şehirlerinde ibâdete rağbet en büyük çekiciliğini, bu sıralara rastlayan pazarlardan ve panayırlardan alıyordu. Bu günlerin çok neşeli havası olurdu, şaka, oyun, şarap, kadın ve şarkı ile eğlenilirdi; Yahudiler ve Hristiyanlar da bu gibi eğlencelerden habersiz değildiler. _Cahiliye Çağı yani Arap putçuluğu: Taşlara, yıldızlara, cinlere, kahramanlara ve hacerül esvet taşına tapınılır. _Araplar ilahi varlıkları, unvan olarak alma alışkanlıkları vardı. Abd al Uzza= Uzza ilahesinin kölesi. Ruza, Banû, Rabia. Ka'b, Sa'd. Zayd, menat gibi ünvanlarının tapınılan puttan kaynaklanır. _Kab’ın Kabeleri var. Büyük bir kabe yapıp, ayrılmayıp, birleşelim ama herkes kendi kabesinin olmasını istedi. Kabul etmediler. Mekke'li her ev sahibinin bir putu" vardı, ona dokunur taparlardı. Canı isteyen bir taş diker ona tapardı bu taşlara al-anşap denir. Tavaf etmelerine de ad davar derler. Yolculuklarda 4 taş bulur birini diker tapar 3ünü de ateş için dizerdi. _İbrahimin oğlu İsmail, mekkeye yerleşti ve birçok çocuğu oldu. O çocuklar üreyerek arapları oluşturdu ve aralarında savaşlar çıktı. Bir çok kabile mekkeden uzaga göçtü ve kutlu ev Mekke saygısından, her göçebe mekkenin bir taşını alıp saygıyla tavaf etti. Bu adetler gelişti ve putperestlik doğdu ve ibrahimin dinini unuttular. _Tavaf, cahiliye arapları çıplak ayakla tavaf ederlerdi. Tavaf günlük elbiselerle yapılmazdı, çünkü aksi halde bu elbiseler mukaddese dokunduklarından ötürü tabu olacaklar ve artık giyilmiyeceklerdir. _İşleri ciddileştiğinde, büyük tehlike ve yokluk anlarında müşrikler daima Allaha yönelirlerdi. Herhangi bir puta de ğil. Müşrikler için de Allah, ulûhiyetin asıl sahibi idi. Muhammede (A.S.) gereken, sadece, onların, putları Allaha ortak etmeleriyle savaşmaktı. _Mekki sûrelerde İbrahim peygamber Kâbe'nin kurucusu olarak hiç alınmaz; o, diğer peygamberler gibi bir Allah elçisidir. Medeni' sûrelerde ise o, İbrahim dininin kurucusudur ve oğlu İsmail ile birlikte Kâbe'yi yapmıştır. _Müslümanın ömründe bir kere Mekkeye haccetmesi gerektir. Yahudilerin Yeru şalem'i Müslümanların Mekke'si, Hristiyanların Roma'sı." _Labbayk "Buyur, emrindeyim" demektir. İbranicede karşılığı Halâlûya! "övül Yahve!"dir. _Allah kelimesine kitabelerde sık sık rastlarız, M. 6. ve 7. yüzyıllarda allah, bütün putların başını yemiştir. _Ra’nın ülkesi- Mezopotamya. _Hermon sıradağları, haram'dan gelmektedir. Arapça harama: "Geçilmez yapmak, istisna etmek, yasak etmek" demektir. _Domuz, Arabistanda çok nadir bulunur. Onu Yahudiler yasaklamıştır ve Muhammed de Yahudilere uyarak yasaklamıştır. Eğer domuz da develer gibi çok olsaydı yasaklanmazdı. _Amr b. Luhayy bir kahindi ve putçuluğu yayan kişiydi. Cinlerden dostları ona dedi kii. Nuh tufanı bittiğinde, çabuk cudi dağına git. Putları mekkeye getir onlara taptıracağım. Ve putlara süt içirirlermiş. Hac ve umrede cinsellik yasaktır. _İbn 'Abbâs demiş ki:: Peygamber dedi ki: Amr b. Luhayy, İbrahim peygamberin dinini değiştiren ve Arapları putçuluğa götüren adamdır. .Onun soyundan gelen ve ona: en çok benzeyen Katan b. 'Abd al-'Uzzalır. Peygamber yine devam etti: Daccal bana gösterildi, gördüm ki, tek gözlü, esmer, kıvırcık saçlı biri. 'Amr'in soyundan ona en çok benzeyen. 'Abd al-' Uzzardır. Ama deccal kafirdir uzza müslümandır. Bu kötülük oluşturmaz. _En eskisi Al Manat. Mekke Medine arasında dikiliydi. Herkes ona saygı gösterir, kurbanlar ve hediyeler sunardı. Al Lat 2. puttur. Taiftedir. 4 köşe bir taştır. Yahudiler onun üzerinde buğday öğütürdü. Araplar onun üzerine ev yapmış ve tapmışlardır. Muhammed Al Latı yaktırdı ve gördünüz kendini koruyamadı. Allah hepsinden yücedir dedi. Sonra Al Uzza putu çıktı. Uzza tepesine mağaraya ibadete giderlerdi. Uzanın sahibi zalim asad idi ve Araplar çocuklarına uzza ismini koyarlardı. O kureyşin en büyük putu, ona tavaf ederler, kurban kesip namaz kılarlardı. Muhammed: Ben kavmimin dinindeyken al-'Uzzâ'ya boz bir koyun sundum". _Kureyş kabilesi kabeyi şöyle tavaf ederdi: Al lat, menat, uzza için onlar yüksek turnalardır, onların şefaatlerine ümit bağlanabilir. Onlar Allahın kızlarıdır. Kuranda ise bu putlar Allahın kızları ve oğlanlar sizin öylemi bu haksız bir paylaşımdır der. Kureyşliler bir dağ yamacında bir yarığı-Mina- tıpkı kabe gibi kutsal sayarlardı. Uzza putunun sahibine andolsun der, uzanın bulunduğu yerde kurbanlar kesilir. Uzza putunun sahibi yatağa düşünce ağlamaya başladı. Ebu lahap: Niçin ağlıyorsun? Ölüm herkesin başına gelecek dedi. O da ölümden değil benden sonra uzzaya tapılmayacağı için dedi. Senden sonra ona ben bakacağım deyince keyfi yerine geldi. Allah da ebu lehebin elleri kurusun diye ayet indirdi. _Abd al-Muttalib, peygamberin dedesi, eğer on tane oğlu olursa, birisini Kâbenin önünde Allaha kurban edeceğine yemin etmişti. Sonra peygamberin dedesi 12 oğul ve 6 kız babası oldu. Oğullarından onu gelişme çağına erdiklerinde onlara yeminini bildirdi. Onları kura çekmek üzere, Kâbeye, Hubal'in önüne götürdü, On tane uçsuz okun üzerine on oğlunun ismini yazdırdı. Sahib al-Azlâm, oklar ı karıştıran ve çekimi yapan kişi, vazifesini tamamladı. Ok, Muhammedin (A. S.) babası `Abdullah'a çıktı. Abdulmuttalib onu, kurban yeri olan İsâf ve Nâila putlarının yanına götürdü, bıçağın aldı ve onu öldürmek üzere elini kaldırdı. Kurayşliler onu bu işten vazgeçirmeye çalışıyorlardı. _Mekkedeki Kâbede ğab ğab, kuyu olarak isimlendirilir, nuh tufanındaki kutsal sular bu kuyudaki bir mağaraya akmıştır ve yer altı cinleri için kurban kanı bu kuyulara akıtılır. Kabenin öne çıkmasının en önemli nedeni zenzem pınarıydı. İsmailin kuyusu demektir. Cebrail, çölde susuz kalan Hacer ve oğlu Ismail'i kurtarmak için bu kuyuyu meydana çıkarmıştır. İlk defa Hacer, kuyunun etrafını taşlarla çevirerek suyu toplamıştır. _İbn 'Abbas dedi ki: Al-Uzzâ, üç hurma ağacında barınan bir dişi şeytandı. Peygamber (sas) Mekke'yi fethettiğinde Halid b. Valid'i göndererek dedi ki: Nahla'ye git, orada üç hurma ağacı bulacaksın, birincisini kes! Gitti ve kesti. Döndüğünde peygamber sordu:- Bir şey gördün mü? -Hayır, dedi. - İkincisini de kes! buyurdu. Gitti ve kesti, sonra peygambere geldi,-Bir şey gördün mü? diye sordular.- Hayır dedi.-Üçüncüsünü de kes! buyurdular. Gitti, fakat ne görsün; önünde, saçları karmakarışık, elleri ensesinde, dişlerini gıcırdatıp, ciyak ciyak bağıran bir cadı, arkasında da Dubaya-(bekçisi). görünce dedi ki: Ey 'Uzzet, bir saldırış saldır da, beni yalancı çıkarma! Yürü, Halid'in üstüne, eteklerini dola örtünü kaldır! Çünkü bugün, halidi öldürmezsen, utanç içinde devrileceksin, kendini koru! Halid dedi ki: Ey 'Uzzet seni inkar gerek, sana övgü değil! Gördüm ki, Allah seni alçaltmış ! Sonra ona vurdu, başını kopardı, o anda cadı, simsiyah kömür oldu. Sonra ağacı kesti ve bekçisi Dubayya'yi de öldürdü. Peygambere gelerek olanları anlattı. Buyurdular ki:- İşte artık Araplar için 'Uzza yok. Bu günden sonra ona tapılmayacak!" _Kabede de putlar vardı. En büyüğü hubal idi. Bu, kırmızı akikten, insan şeklinde bir puttu. Sağ kolu kırıktı. Kurayş onu bu şekilde almış, sonra ona altından bir kol yapmışlardı. Onu dikene huzayma'nin Hubal'i derlerdi. O, Kabe'nin içinde bulunuyordu ve önünde yedi" tane fal oku vardı. Birisinde "şarilı" ((saf)) yazılıydı, öbüründe "mulşak" ((iğreti)). Bir doğumdan şüphelendiklerinde ona bir hediye sunarlar, sonra fal oklar ını çekerlerdi. Eğer "sarilı" çıkarsa çocuğu kabul ederler, "mulsak" çıkarsa kabul etmezlerdi. Ölüm üstüne bir ok, nikâh üstüne de bir ok vardı. Diğer üçünün ne işe yaradığını öğrenemedim. Bir meselede anlaşmazlık olduğunda, bir yola veya ticarete niyetlendiklerinde, gelirler, onun önünde fal okları çekerlerdi. Ne çıkarsa ona göre karar verirlerdi. _Peygamber, takipçilerini putperestlerin putlarını yok etmeleri için gönderdi. Gidenler savaşta yüzlerce kişiyi öldürüp putları yıktı, tapınakları yaktı. Tapınağımızın koruyucuları aslanlar gibi dikilmişti ama öldürüldüler ve hakarete maruz kaldılar ve güçlü kuvvetli ordumuz, düşmanların başlarını kopardı. _Biz Allah ın elçisinin (Allahtan ona selâm olsun) şöyle söylediğini işittik: "Davs'ler, al ışık oldukları şekilde, tekrar Zu'l-halasa'ya taparken, kadınlarının kıçları birbirine çarpmadıkça dünyanın sonu gelmeyecektir" _Abraha al-A şram, büyük mermerden bir kilise yaptırdı ve Habeş kralına hediye etti. Tüm arapları buna taptıracağım hristiyan yapacağım dedi. Bunu duyan biri Araplara söyledi ve Araplar kiliseyi yağmaladı. Bunun üzerine Habeş kralı develerle kabeye yürüdü. Kabede ok çekti üçü de yasaklayıcı çıktı. Bunun üzerine puta: Baban ın organını ısırasın! _Adem oğlu şitin oğulları ademi hint dağına gömdüler. Dünyanın en verimli dağı ve vadisi orada. İbni Abbas dedi ki, inananların ruhları oraya, inanmayanlar kurak verimsiz daga. Kabilin torunlarından biri dedi ki, şitin torunları mağaranın içinde ademin mezarı başında dönüyorlar secde ediyorlar. Sizin neden bir ilahınız yok. Bunun üzerine kabiln torunları da put yaprı ve ilk puta tapanlar oldu. Saygın insanlar ölünce kabil torunu dedi ki: size onların putlarını yapayım mı? Yap dediler. 5 put yaptı ve herkes kendi akrabasının etrafında dönmeye başladı. Bunlar adem devrinde oldu. Sonraki kuşak ta putlara taptı. 3 kuşak demek atalarımız bunlara taptı yani bunlar Allah değil allahla bizim aramızdaki şefaatçiler biz de taparız. Allah nuhu peygamber yaptı: Allah ona gemi yapmasını emretti. Gemiyi yaptı ve 600 yaşında olduğu halde içine bindi. Boğulanlar boğuldu, bundan sonra o, daha 350 yıl yaşadı. Tufan yükseldi ve bütün yeryüzünü kapladı. Adem'le Nuh arasında 2200 yıl vardır. Tufanın suları bu putları Navz; dağından aşağı attı. Akıntı, dalgalar ve kabarmalar bölgeden bölgeye arttı ve nihayet putları Cudda bölgesinde karaya fırlattı. Tufan 40 yıl sürdü, sonra sular çekildi. _Al-Câhiz, Kitab al-hayvân'ında: "Baz ı rivayetlerde İslâmdan önceki çağda kutlu taşların içinden boğuk seslerin işitildiği geçer. Mabed sahipleri kazanç için türlü hilelere başvurur bunlara inanmayanlara şaşarlardı. _Sufyan, al-Lât ve al-Uzza'yı Uhud savaşına birlikte götürmüştü. _-Sakilliler, Allahı, ar-rabb diye isimlendir. Lât mabedi Mekkedeki Kâbe gibi bir örtü ile örtülüydü; al-kubrâ' nın al-akbar'in dişisi olduğu gibi; anlamı "en kudretli, _Al 'Uzzâ, Venus yıldızı, Suriyelilerde de göğün kıraliçesidir. Müşrik Arapken 'Uzzü ilâhesine tapınış olanlar, Hristiyan olduktan sonra onu Meryem ilâhe şekline soktular ve Meryem'e çörek sunarak 'Uzzü ibadetini Meryem'e ibadet şekline çevirdiler. _Kuşların manaları vardı. Uçması oturması. Artık ölecek. Şansı yok. Mutlu haber var gibi…sağdan görünmesi sola uçması…karga kötü haber demektir. _Mekke fetinde devesinde hak geldi batıl gitti demiş ve elindeki sopayla putları gösterinde putlar teker teker öne arkaya düşmeye başlanmış. _Akbabalar çok tedbirlidir, leş için can atalarlar ama canlıdır diye yanaşamazlar. _Kutlu büyük kişilere dokunmak el öpmek Yahudiler de de vardır. _Davar "etrafında dönenler" _Davut asur konusunda, gece melek tüm asur ordusunu 200 bin kişi öldürüyor sabah hepsi ceset, asur kralı geri döndü kutlu şehir kurtuldu. Vebadan olduğu söylenir. _Adem cennetten kovulunca hint dağına iner, ayak boyu 70 kol uzunluğunda yağışlı bir bölgeydi. Cahiliyede ataların kabri ziyaret edilip bereket güç kutsama kazanılır. Haram olanın, tabu'nun çiğnenmesi, tabiatüstü, tehlikeli bir güce karşı gelmektir. bütün aile cezaya çarptırılırdı. _Menat putunu gençler alıp bok çukuruna atıyor, Amr al camuh alıp temizliyor sonra tekra tekrar ve köpek ölüsünü puta bağlıyorlar. O da kızıyor sen kendini koruyamıyorsun diyor ve Müslüman oluyor. Tilkiler puta işeyince bu artık rezil olmuştur derlermiş. İbni KELBÎ, (685) Küfeden kelbi. Arap tarihinin otoritesi. Hadisçi. İlk bilgilerini müfessir olan babası Muhammed b. Sâib ile diğer bazı âlimlerden aldı. Geniş bilgisi sayesinde Abbâsî Halifesi Mehdî-Billâh’ın yanında büyük bir itibar ve servete ulaştı. Câhiz, Taberî, Bağdâdî gibi tanınmış âlimler ondan faydalanmış. ************
·
349 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.