Eşek yarışı
Bir fethe çıkarken çoğu zaman, yapmamız gerekenler bir gemi inşa etmek, hayırsever bir kadın bulmak, kaba saba bir mürettebat toplamak ve ışıl ışıl parlayan miğferler giymekten ibarettir. Benim mensup olduğum tür, bu dört basit adımla uzak topraklan, denizleri, uyduları ve molekülleri fethetti. Gene de, binlerce yıl sonra bile, Yarın'ı fethetme şansına sahip olamadık. Yarın'ın peşinde tekrar tekrar seferlere çıkıp, Yarın'ın öncüllerini keşfettiğimizle kaldık. Bu, İspanya'yı hiç terk etmemeye benzeyen, yinelenen bir düş kırıklığı. Bazı şeyler söz konusu olduğunda, belki de bu şeyleri fethetmenin tek yolu onları ortadan kaldırmaktır. Keşke Yerküre dönmeseydi, o zaman kafamızı karıştıracak bir Yarın da olmazdı. Sadece Bugün ile Bu Gece olur, bunlar Peru gibi, hareket etmeden durur ve atlasın üzerinde ayan beyan gösterilebilirdi. O zaman bunların her birinde sömürgeler kurabilir, canımız istediğinde bir ileri bir geri seyahat edebilirdik. Günler ve geceler üzerimize kapanmazdı; biz onların üzerine kapanırdık. Bir şeyin dönmesini nasıl durdurabilirsiniz? Bir dua çarkının dönmesini engellemek için, onu çarkı döndüren kişiden uzaklaştırırsınız. Kişi artık ritmik olarak çarka eliyle temas edemediğinde, çark yavaşlayacak ve duracaktır. Ama eğer Yerküre bir dua çarkı ise, üzerine minyatür semboller gibi mıhlanıp kaldığımız bir dua çarkıdır bu. Yapabileceğimiz tek şey, çarkı çeviren kişiye, Yerküre'yi döndürmeyi ve bütün belirsiz yarınları yaratmayı durdursun diye bağırarak yalvarmaktır.
Ama bizler çığırtkan ve emperyal ruh hallerine sahip olmakla birlikte, tahminci ruh haline de sahibiz. Fetihler konusundaki iyi sicilimize rağmen, elimizde atlasları olmayan birkaç şey kalmıştır hala; yarın gibi, yağmur gibi, tanrılar gibi, eşekler gibi. İşte kumar oynamanın güzel tarafı da bu -ne kadar belirsiz, o kadar iyi. Kentucky At Yarışı'nda yabani eşekler üzerine bahse girmek, safkan atlar üzerine bahse girmekten bile daha eğlencelidir. Tuzlalardan gelen yabani eşeklerde "erken orta tempo" veya "taktiksel hızlanma", hatta "ileri atılma" gibi eski adetler yoktur. Bir eşek yarışında baştan sona hüsrandan başka şeye yer yoktur. Tanrılar üzerine bahse girmek daha bile iyidir; insanı Thelonious Monk'ın on parmağı üzerine bahis koymuş gibi hissettirir-acaba şimdi hangi parmak hangi tuşa basacak!
Bu gece, yani yarından önceki son gece, dışarısı yıldızlarla dolu ve ben fetih ruhunda değilim. Gelin de bu fırsatı beraber kaçıralım. Gelin birkaç tahmin oyunu oynayalım. Kuzey Işıkları'nın o okunaksız elektrik yeşili el yazısını yüksek sesle okuyalım; gelecek on bin yıl içinde hangi yıldızın süpernovaya döneceği üzerine tahminlerde bulunalım. Daha sonra "Epistrophy"nin bir kaydını dinleyelim. Ben sol başparmağı üzerine bahse girerim, siz de istediğiniz parmağı seçersiniz, birbirimizden kazandığımız paralarla da ben size yağmur satın alırım, siz de bana kar satın alırsınız ve böylelikle gün ışığının, çimenlerin, yoncanın ve enfes deve dikenlerinin tadını çıkarırız.
Sayfa 13Kitabı okuyor
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.