Gönderi

(Alıntıdır)
"Filistinliler de topraklarını satmasalardı!" diyen sığ bakışlı insanlara birkaç lafım var. Bu yazımı dilediğiniz gibi paylaşabilirsiniz. Bu algının kırılması gerektiğini düşünüyorum. İlber hoca da “satmışlardır, satmadı diyen zır cahildir / satıp satıp Beyrut’ta yemişlerdir” derken aslında konuyu cevaplamış. Bir detay var o cevapta: “Satıp satıp Beyrut’ta yemişlerdir” diyor ya; tam da orada cevap aslında! Nasıl mı? Şöyle: O dönem -ki bizim topraklarımızda bile G. Doğu Anadolu’da benzeri çok olan- “Toprak Ağaları” dönemi, bkz: “Landlord” kavramı. Geniş topraklara sahip az sayıda zengin bir azınlığı tarifler “toprak ağalığı” di mi? Hani Şener Şen canlandırır ya bir filminde, “Sataram ha köyü akıllı olun marabalar” der ya işte onun benzeri bir durum o zaman yaşanan. Satılan toprağın %20’si Lübnanlı Maruni Hristiyan bir toprak ağasının mesela. Gariban köylülerin canı sıkıldı “ya satalım şu tarlayı, toprağı varıp gidelim Beyrut’a günü gün edelim” dediklerini düşünenler de "zır cahiller" sınıfına rahatlıkla girecektir. Devlet otoritesinin zayıflayıp dağıldığı, işgalin ayak seslerinin duyulduğu, insanların gelecek ve güvenlik endişesi taşıdığı, bölgede Latin Amerika’ya göç furyasının yaşandığı, Yahudi yerleşimcilerin akın akın tarım işletmeleri kılıfıyla gelip çoğaldığı bir dönem koşullarını hiç göz önünde bulundurmamak da cehaletin belirtisidir. Üzerinde yaşadıkları toprağın sahibi olmayan, marabası oldukları toprak ağasının satıp sıvıştığı yüzbinlerce gariban fakir köylünün vatanını sattığını düşünmek ne kadar da sığ bir bakış. Ne kadar da bu masala inanabiliyor insanlar. Yalanlar çokça zikredilince doğruları gölgeliyor. O toprakları Selahaddin Eyyübi fethettiğinde Yahudilerden almadı. Yahudileri süren Roma’nın devamı Hristiyan Doğu Roma’dan aldılar. Aldıklarında Yahudilerin en kutsal alanı olan Süleyman Mabedi’nin olduğu alan şehrin en pis yeriydi, Kudüs’ün çöplüğüydü. Müslümanlar orayı temizledi, mescit yapıp “aslına, asli amacı olan bir Allah’a ibadet edilen bir yer haline getirdi”. Haçlılar geldi Yahudi ve Müslümanları kesti. Yahudilerin Kudüs’e girişlerini yasakladı. Pagan Roma döneminde senede bir gün uzaktan gelip Kudüs’ü seyretmelerine izin veriliyordu. Onlar bunu dahi yapmadı. Yahudiler Kudüs’ü ancak yine Haçlılar sonrası İslam egemenliği dönemlerinde gelip görebildiler. Osmanlılar “Kudüs’e gelen Yahudilerden yasa dışı vergi alınmaması” konulu sultan iradeleriyle, fermanlarıyla korudu haklarını. Bunca bariz bir durum ve tutum varken hâlâ Filistin'in haklı davasına gölge düşürme telaşında olanlar dönsünler ve vicdanlarıyla bir hesaplaşsınlar. Açık hava hapisanesinde hürriyetten yoksun bir halkın kendi topraklarını almak için hamle yapmasından daha tabii ne olabilir ki! Hele karşısında böyle vicdansız bir İsrail varken. Ki bu İsrail her bahanede Gazze'yi bombalıyor nice mazlumun nice çocuğun kanına giriyor. Ukrayna kendi mücadelesini verirken direnirken kahraman oluyor, Filistin terörist. Suriye halkı ülkesini terketmek zorunda kalınca korkaklar kaçıyorlar deniyor, Filistin mücadele edince orada durmasınlar o zaman deniyor. Böyle kirli bir medya algısıyla ne denlidir akıllar bulandırılmakta. Bu akıllar ne kadar sığ olurlarsa tabi o kadar da kolay oluyor bulandırmak. Okumadan kulaktan duyma sözlerle ne de kolay değil mi "Filistinliler de satmasalardı topraklarını" demek. Ahmet Polat
··
4 plus 1
·
1,191 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.