"Söylesene VERA!
Çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?
Öfkemiz taş doğursun VERA
Taş doğursun, yüreklerimizi söksün yerinden
Bak her tarafta ellerinde sapanlı Ebabiller
Ebrehe’nin tanklarına kan kusturur
Şimdi kızıl denizi boğan, şimdi Firavunu boğan kızıl denizi
Ağlama duvarının önünde görürüm
Ki Asa değil Musa’nın elindeki çağın sökülmüş kalbidir
Bir şubat gecesi kaybettik esrarımızı VERA
Kendimizi odalarımızda bulduk
Postallı korkularımızla
Söylesene SEVDİĞİM!
Hangi rengini çaldılar gökyüzünden
Bak zulüm Çin seddini aştı
Ahh SEVDİĞİM
İçimizdeki Musalardan ne haber vardır?
İbrahimlerden Yusuflardan
Yoksa Musa’yı kızıl denizde yalnız mı bıraktık?
Kendi ellerimizle mi verdik İbrahim’i Nemrutlara?
Şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf’un sesi
Unutma VERA !
Filistin de her doğan yeni çocuk ilkin annelerinin göğsüne
Sonrada yerdeki taşlara uzanırlar
Neredesin ?
Ey İsmail in boğazındaki merhamet
Üzerimizde ki bu acıyı kaldır
Ya ebabilleri gönder ya bizi de oraya aldır..."
Numan Arıman