Gönderi

115 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
18. Yüzyılın etkileyici kadın yazarlarından Amerikalı feminist Charlotte P. Gilman’ın 7 kısa öyküsünü içeren bir kitap bu. Öykülerin neredeyse tamamı, Perkins’in hayatından izler taşıyor. Zira Perkins 1860lı yılların o gerilimli ortamında; teknolojik gelişmeler yüzyıllardır kabul görmüş bir çok şeyi hızla değiştirirken, toplumsal yaşamda geleneklerden kopmamaya uğraşan kilise ve cemaat baskılarının ortasında doğmuş ve maalesef hem kadın, hem de yetenekli bir kadın olarak daima varolma savaşı vermiş. Varlıklı bir ailenin iyi eğitim görmüş bir üyesi; ancak kadınlardan beklenenin “evinin kadını olmak” olduğu, kadının çalışmasının ayıp sayıldığı o dönemde yaptığı -üstelik sanat çevresinden- bir evlilikte bile istediğini bulamamış, özellikle kızının doğumu sonrası ciddi ruhsal bunalımlarla sınanmış bir kadın. İzleyen yıllarda boşanması, lezbiyen ilişkisi, ikinci evliliği ve hatta intiharı ile toplumsal kurallara başkaldırısını cesaretle sürdürmüş bir kadın aynı zamanda. Kitaba ismini veren “Sarı Duvar Kağıdı“, şefkat ve sevgi adına baskı altında tutulan, özgürlüğü kısıtlanan, kendine biçilen kadınlık rolünü oynamaya zorlanan genç bir kadının başkaldırısının öyküsü. Aynı zamanda doğum sonrası depresyonundan muzdarip, psikolojik sorun yaşayan birinin gözünden müthiş bir içe bakış. Kahramanımızın kendi ruh hali gibi değişen desenler arasındaki keşifleri, zamanla belirip görünür hale gelen parmaklıklar ve oradan kaçmak için gösterdiği çaba ile gerilimi tam zamanında ve dozunda arttıran müthiş bir psikolojik gerilim. Freud öncesi; psikolojik her rahatsızlığı histeri ya da nevroz olarak sınıflayan ve iyi beslenme, dinlenme ve konuşmama ile sorunların çözüleceğine inanan tıp camiasının kurbanlarından biri daha. Öyküyü okurken “akıl vermek yerine susup dinleseler keşke“ diyor insan; “yazmasına engel olmayıp tam tersine içini dökmesini teşvik etseniz? İşte o zaman iyileşebilecek!“ Diğer hikayeler daha sıradan: “Büyük mor salkım“ gayrimeşru bebeği ile birlikte bir genç kadının, Edgar Allen Poe benzeri bir dille anlatılan korku dolu, hüzünlü hikayesi. “Üç şükran günü“, “Ben cadıyken“ ve “Keşke erkek doğsaydım“ kadının toplumdaki yerini ve gücünü vurgulayan feminist hikayeler. “Hayatını kazanmak“ ve “Kulübecik“ isimli iki kısa hikaye ile de, kadınların eve kapatılması ve “ev kadını“ rollerine hapsedilmesine karşı çıkan cesur ve “iyi“ erkeklere selam gönderiyor Perkins. Kadınları süslü bir eşya gibi sessiz, edilgen durduklarında sevenlere inat, o ilk öyküsündeki gibi, engelleri parçalayarak ilerleyen, hayatını karartan her şeyle mücadele eden ve bu uğurda hemcinslerine alan açan öncü kadın yazarlardan Perkins. Güçlü duruşu ve kuvvetli kalemi ile saygı duruşunu hak ediyor.
Sarı Duvar Kağıdı
Sarı Duvar KağıdıCharlotte Perkins Gilman · Otonom Yayıncılık · 20171,922 okunma
·
169 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.