Gönderi
Soğuk iklimi sevmeyen bana bile Alaska’yı merak ettiren bir kitapla geldim bugün. Sevginin bazen bazı şeylere yetmeyebileceğini, ama birini seviyorsak da bunu geç olmadan mutlaka söylememiz gerektiğini öğreten bir kitaptı Alaska’ya giderken.
.
Annesi Susan çok sevdiği babası Wren’den ve nefret ettiği Alaska’dan ayrıldığında Calla henüz iki yaşında bir bebekti. Wren işine aşık ve Alaska’dan ayrılmayı hiç düşünmediği için birbirlerine çok aşık olsalar da Susan’ın onu terk etmekten başka bir çaresi yoktu. Calla, babasını hiç görmeden,onunla sadece telefonda konuşarak,Alaska’dan uzakta annesi ve üvey babası ile büyümüş,yetişkin bir kadın olmuştu.Ta ki babası hasta olup,Calla’nın ilk defa Alaska’ya gitmesi gerekene kadar. Hiç görmediği babasının yanına gitmek Calla’yı çok ürkütse de pişman olmak daha çok ürkütmektedir. Böylece Alaska’ya giden Calla’nın hayatı,babası ile olan ilişkisini sıfırdan inşa ederken,hayata ve aşka bakışı tamamen değişecektir. Pilot Jonah ile olan nefret ilişkisi zamanla aşka dönüşecek ama Calla annesinin kaderini yaşamak istemeyecektir. Çünkü Jonah asla Alaska’dan ayrılmayacak , Calla da orada yaşamayacaktır.
.
Alaska’da yaşam zormuş arkadaşlar. Yazar öyle güzel anlatmış ki detayları gidip yaşamış kadar oluyorsunuz. Komşuluk ilişkileri,insanların birbirine bağlılığı da şayet gerçekse şahane bir yermiş. Jonah ve Calla çiftini çok sevsem de,bu hikayede kalbime dokunan Calla ve babasının ilişkisi oldu. Ama en çok Wren ve Susan iz bıraktı kalbimde. Şu hayatta pişman olmak beni en çok endişelendiren şeydir. Wren karakterini okuyunca bu konuda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım.
.
Üç kitaplık bir serinin ilk kitabıydı. Devamında nelerle sınanacaklar çok merak ediyorum. Kasaba hikayeleri okumayı seviyorsanız,bu kitaba da kesinlikle bayılacaksınız
·
133 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.