Gönderi

Shakespeare
_Dünya büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar; rolü bitince de bu sahneyi sonsuza dek terk eder. _İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir. Tanrı size bir yüz vermiş; bir tane de siz eklemeyin. _Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz. _Madem bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün? _Müzik, aşkı besteler. _Alçakgönüllü şüphe, bilginin işaret fişeğidir. _Yiğitlik, intikamda değil, tahammül göstermektedir. İncitecek güce sahip olup da incitmeyenler. Cennetlik insanlardır. Haksız bir dava için dövüşmek gerçek bir cesaret sayılmaz. _Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikcisidir. _Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız. _Merhamet, ısmarlama olmaz. Tatlı bir yağmur gibi gökten düşer. Verene de, alana da yararlıdır. _Hem kılıcını çekmişsin, hem barıştan söz ediyorsun. _Hissedemediğin bir şeyi anlayamazsın. Kaybı olmayana teselli kolay gelir. _Akıllarıyla değil ki, gözleriyle seviyorlar. Aklından çok saçı olan birçok insan var. Bir insana insan mı denir bütün işi yemek ve uyumak olursa? Bir aptal kendini zeki sanır, ancak akıllı biri kendinin aptal olduğunu bilir. Başka insanların kafaları, gerçek mutluluğun bir yer edinip oturabilmesi için pek zavallı yerlerdir. _Umudumu yitirirsem, aklımı da yitirebilirim. Sevmesen de beni, sevdiğim, seviyorum desene hiç değilse yalandan; ölüm döşeğinde çaresiz yatan huysuz hasta da hani, yalnızca sağlık haberi duymak ister ya doktorundan. _Değerli adam için şeref, hayattan çok daha ağır basar. __ _Bir iş övülmezse, ölür gider; ardından gelecek binlerce iyi işi de yok eder. Övülmek bizim gündeliğimizdir. Mahmuzlamakla bize bir adım attıramaz iken, binlerce fersah yol aldırabilirsiniz tatlı bir öpücükle. _İçinde örümcek eritilmiş bir kadehi kafaya dikip gidersin de, zehirlenmezsin yine de, çünkü zihnine bulaşmamıştır; ama o iğrenç şey gözlerinin önüne konursa, onu nasıl içtiğini öğrenirsen, kıvrana kıvrana patlarcasına çıkarırsın yuttuğunu. Ben hem içtim hem de örümceği gördüm. _Arzu! İnsanın ta can evine işlersin sen; olmaz sanılan şeyleri oldurursun, düşlerle haberleşirsin; nasıl olur? Gerçek olmayanla düşüp kalkarsın, yoklukla arkadaşlık edersin sen; öyleyse gerçek olanlarla birleşebileceğin inanılır bir şey pekala; ve sen Arzu, yasayı çiğneyerek yaptığın bu işi, anlıyorum. _Yüksek bir dağa çıkma güçlüğünden kaçınırsanız, güzellikleri tam olarak göremezsiniz. Dik tepelere tırmanmak için başta yavaş yürümek gerekir. _Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? Zihnin neler kurduğunu, insanın yüzünden anlayacak hiçbir sanat yoktur. _Mutluluğa başkalarının gözüyle bakmak acı veriyor insana! _Yaralarını gözyaşlarıyla mı yıkıyorlar? _Ne olacaksa olur, bırak olsun; en kötü gün de sonucuna varır, bırak varsın. _Sinekler neyse yaramaz oğlanlara, biz de oyuz tanrılara. Öldürüyorlar bizi zevkleri için. _Dilenciler ölürken kuyruklu yıldız görünmez; büyüklerin ölümü tutuşturur gökleri bile. _Gizlenen acı, bacası tıkalı fırına benzer, içinde bulunan yüreği yakıp kül eder. __ _Cehalet Tanrı’nın laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır. Eğer hayat terazimizin zevk kefesiyle denkleşecek bir akıl ve muhakeme kefesi olmasaydı kanımızdaki azgınlık, tabiatımızdaki kötülük bize en olmayacak işler yaptırırdı. _Erkekler mi daha akıllıdır kadınlar mı? Elbette ki kadınlar. Çünkü bacağı güzel diye, hiçbir kadın askıntı olmaz bir erkeğe _Kaçınılmaz felaketler karşısında sızlanmak, gülmek kadar aptalcadır. Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir, boş yere üzülen ise kendi kendini soyar. _İktidar inatçı bir ayıdır, ama burnundan altınla yakalayıp istediğin yere götürebilirsin. _Tabiatta ruh sakatlığından başka sakatlık yoktur. Kötü kalpten başkasına çirkin denilmez. Fazilet güzelliktir; fakat güzel kötülükler şeytanın süslediği baş sandıklardır. _Cehennem boş; tüm şeytanlar burada. _Buz kadar lekesiz, kar kadar temiz olsan bile iftiradan kurtulamazsın. İftiranın ağzı kılıçtan keskin olur. _Anladığım sözlerindeki öfkedir, sözlerin değil. Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gökgürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan. _Hayatımızı yok eden yaşlılık ve mutsuzluk değil. Umutsuzluktur. _Güven ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez _Sahip olmadıklarına ulaşmak için çabalarken, sahip olduklarını unuttuğun için mutsuzsun. _Öfke delice koşan bir ata benzer, durmadan kendi kendini yorar. _Aldığın şeyin bedelini dertle ödediysen, kaybettin gitti demek. Ben zamanı harcadım, şimdi de zaman beni harcıyor _Çocukları iyilikbilmez krallar, erdemli çocuklarını yitirenlerden daha az mutsuz değildirler. _Doğayı geliştiren araçlarda, doğanın kendi yarattığı araçlardır ancak; doğaya katkıda bulunduğunu söylediğiniz sanat da, doğanın kendi yarattığı bir sanattır. _Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe erişir, bazılarınınsa büyüklük başına konar. _Arama boşuna, bulunmak istemeyeni. _Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Çünkü ödünç para veren, çok kere, hem parasından olur, hem dostundan _Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür. _İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir. _Her şeyden önce de kendi kendinle doğru ol, o zaman gece gündüze varır gibi, sende aldatmaz olursun kimseyi. _Düşmanınız için öyle çok kızdırmayın ocağı. Çünkü o ocak sizi yakacaktır. _En mükemmel insan bile karşı gelerek tüm doğa kurallarına, hata yapabilir. _Hiç kuşkum yok; bu çekilen acılar ileride konuşacağımız tatlı anılar olacak. _Ben ki balını tattım şiirin. Şimdi o soylu, o şahane kafanın düzeni bozulmuş çanlara döndüğünü mü görecektim? _O artık yok. Taş kadar cansız bedeni. Ölü, ölü! Neden köpekler, atar, fareler yaşıyor da sen hiç nefes almıyorsun?” "cordelia’nın bedenine sarılan lear’ın sözleri __ Düşünce _Ne düşünüyorsak o oluruz. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir. Kişinin düşüncesi düşünün rengine boyanmıştır. Aslında hiçbir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır. İyimser kişi, yaranın üstünde artık kabuk görür; kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür. _Zaman, bekleyenler için çok yavaş, korkanlar için çok hızlı, acı çekenler için çok uzun, eğlenenler için çok kısa, ama zamanı sevenler için sonsuzluktur. _Akıl ve erdem, iğrenç olana iğrenç gelir. Pislik ancak pislikten tat alır. En acı söz ninni gibi gelir sersemin kulaklarına. _Şu cılız çiçeğin çanağında hem zehir var hem şifa. Koklarsan iyi eder, yersen hasta. Yeryüzünde faydasız hiçbir şey yok, ama iyi kullanılmazsa zarar vermeyecek bir şey de yok. İyi kullanılmazsa erdem bile dönüşür kusura. Keza, kusur da eylemle düzelip erdeme dönüşür çabayla. _Bütün günler gecedir ben seni görene kadar; geceler ışır, gün olur seni gösterince rüyalar. _Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? “Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. _En zoru da; insanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır. _İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi. Kendiniz olun. Fazlasını olmaya çalışırsanız, bir hiç olursunuz. _Eylem, mükemmel bir hitabettir. Söylemenin en iyi biçimi yapmaktır. __ Şeytanlık _Cehennem boş, şeytanların hepsi burada. _Güler yüzlü insan, zehirli bir yılan da olabilir. İğrenç amacını, hoş renklere boyar. Altın dolu eller adaleti yanıltabilir. _Şeytan, işine gelince nasıl da delil sunuyor kutsal kitap’tan. Güleç yüzlü bir hain gibidir, kitabı kendine şahit tutan günahkâr, dışı güzel, içi çürük bir elmaya benzer. Ah, sahtekarlık, ne de makbul görünür dışarda. En kara günahları işletecekleri zaman şeytanlar, bunu önce sevap diye yutturmaya kalkarlar. Sapkın eski niyetler bile kutsal kitaptan çalınırken, ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görünürüm. _Pisliğin ortalığı sardığı bu zamanda, iyiliğin af dilemesi gerekiyor kötülüklerden. Nasıl başa çıkar bu öfkeyle güzellik, bütün gücü bir çiçeğin açışı kadarsa? Unutma ki bu aşağılık dünyadasın: kötülüğü baştacı edip, iyiliği çılgınlık sayan dünyada. _Bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı. _Güzel görünen bir çiçeğin rengi olup da kokusu olmadığı gibi, onları söyleyen ama söylemeyen bir adamın meyvesiz sözleri de öyledir. _Namus, görünmez bir cevherdir, çok kere ona sahip olmayanlar sahipmiş gibi görünürler. __ Adaletsiz Dünya _Ne adaletsiz bir dünya: kimi günahları ile yükseliyor, kimi iyilikleri ile kaybediyor. Kimileri bin türlü kötülük edip tek bir hesap vermeden yaşıyor. Kimileri tek bir yanlışla mahkum oluyor. Adalet yuvarlandıkça, dünya yerinde sayıyor. Ve dünyanın yerinde saydığı noktada; körleşiyor gözlerimiz, duyarsızlığın girdabındayız! Ne garip ne acayip haldir ki bu, insanın en büyük günahı başkalarına fazla iyilik etmesi oluyor. Düşen büyük adamı en sevdiği unutur; yükselen züğürde, düşmanları dost olur. Sevgi, talihin peşindedir diyecek insan. Bunca dost görünce büyüklere kul kurban! Başı darda olan dayanak aramaya görsün, sözde dostları düşman. _Kazananın kaybettiği kısa bir oyun oynadım ruhumla. Gönlümü nasıl köle ettin bunca kusura? Kendi yüreğin yıktı yere seni; kendi iyiliğine kurban gittin! Kendi içindeki dikenler kanatsın vicdanını. _Dünyamızın bugünlerinde namuslu insan binde bir çıkıyor. _Şunu bil ki en derin hesaplar boşa gider de akılsız davranış işe yarar bazen. __ Sevda _Ne gözler ama! Bir ateşkes anlaşması gibi. _İnsan sevdikçe güzelleşir, güzelleşince de bir pırıltı verir dünyaya kendinden. _Öyle körkütük sadık bir köledir ki sevda, seni kötü göremez bin kötülük yapsan da. _Şimdi, acı gibi görünen tüm acılar, o zaman, seni kaybetmenin yanında çıkacak acı olmaktan. _Uzun ömürlü bir ilişkinin sırrı; sadece aranan kişiyi bulmak değil, ‘aynı zamanda aranan kişi olmaktır. _Benim sevgim böyledir. Varlığım senin hepten: her suçu üstlenirim, yeter ki haklı çık sen. Ben inanırım, oysa söylediği hep yalan. _Bu ayrılmamız hem kalış, hem gidiştir ikimiz için sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle. _Kadın çok defa hoşlandığı şeye dudak büker. Erkeklere sevgilerini sık söyleyen kadınlar en az seven kadınlardır. _Biz erkekler daha çok söyleyebilir, daha fazla yemin edebiliriz; Ama gerçekte gösterişimiz, duygularımızdan üstündür. Çünkü; her zaman yeminlerimizde cömert, ancak aşkımızda samimi değiliz. _İnanıyorum söylediğini candan söylediğine, ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez. Kendi kendinize verdiğiniz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak. Madem ki bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün? Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı; daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi. _Peşine düşülen kadın melek görünür erkeğin gözüne ama elde edilmeye görsün, şeytan kesilir. _En ölümcül sürgün, sevdiklerinizden ayrı kalmaktır. _Sevgi ektiğimiz yerde sevinç büyür. _Aşkından hasta olan, ilaçtan zehirlenir. _Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı _Doğada her şey ölümlü olduğuna göre, aşkın doğasında da ölümcül bir aptallık vardır. _Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan. Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür. Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın. _Hileyle değil, gerçek gücünle öldür beni. Gözüme baka baka, "sevdiğim başkası," de; __ Sessizlik _Hiçbir şey söylemeden her şeyi söylüyor bana. _Herkese kulağını, ama çok azına sesini ver. _Konuşmanın beceremediğini saf masumluğun susması başarır çoğu kez. _Kaba güçle değil zekanla çık düşmanın karşısına; kendininmiş gibi savun dostunun hayatını; gevezeliğin için değil, suskunluğun için kızsınlar sana. _Sevgisini bağıra çağıra anlatmıyor diye sevgisiz diyemezsiniz kimseye. _Eylem, mükemmel bir hitabettir. Söylemenin en iyi biçimi yapmaktır. __ Uzun _Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Katlanmak mı zalim kaderin yumruklarına, oklarına. Yoksa diretip bela denizlerine karşı: Dur, yeter! demek mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız bitebilir, bütün acıları yüreğin, çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! Çünkü ölüm uykularında, sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından. Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine. Sevgisinin kepaze edilmesine. Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. Kötülere kul olmasına iyi insanın. Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? Kim ister bütün bunlara katlanmak. Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek. Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa, O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya. Ürkütmese yüreğini. Bilmediğimiz belalara atılmaktansa. Çektiklerine razı etmese insanı. Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor, yürekten gelenin doğal rengini ve nice büyük, yiğitçe atılışlar. Yollarını değiştirip bu yüzden. Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar. (Hamlet) _Korkaklar bin kez ölür daha ölmeden, gözü pekler ise bir kez tadarlar ölümü. _Korkuyor: İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için. _Korkuyorum: Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Güneşi seviyorum diyorsun, güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Rüzgarı seviyorum diyorsun, rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun. İşte bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun. _Bugünkü karar yarın bozulur çoğu kez. Hafızanın kulu olmaz kararımız. Çabuk doğduğu için büyümeden ölür. Nasıl ki ham meyve dalında durur da, oldu mu kendiliğinden düşüverir yere. Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak. Tutku bitti mi, istem de biter gider, ateşli sevinçler de kederler de. Yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte. Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir. Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir. Madem bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün? Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi? Kimseler çözemedi bu bilmeceyi. Düşen büyük adamı en sevdiği unutur, yükselen züğürde düşmanları dost olur. Sevgi, talihin peşindedir diyecek insan. Bunca dost görünce büyüklere kul kurban! Başı darda olan dayanak aramaya görsün, sözde dostları düşman kesilir bütün, ama ilk düşünceme döneyim yine isteklerimiz öyle çoktur ki kendimizle. Bütün kurduklarımız yıkılır gider. Düşünceler bizim, olaylar bizim değiller. _Zalimliği bildiğin gibi, aklını kullanmayı da bil, dili bağlı sabrımı fazla hor görüp üstüne varma; yoksa bakarsın ıstırap dili çözüverir ve çözülen dil görmezden geldiğin acıları açığa vurur sonra. Sana biraz akıl vereyim istersen: sevmesen de beni, sevdiğim, seviyorum desene hiç değilse yalandan; ölüm döşeğinde çaresiz yatan huysuz hasta da hani, yalnızca sağlık haberi duymak ister ya doktorundan. Umudumu yitirirsem, aklımı da yitirebilirim çünkü ve çılgınlığımla kötü konuşabilirim senin hakkında. Her şeyi kötüye yoran şu dünya da öyle soysuzlaştı ki, akılsız kulaklar hazır, akılsız iftiracılara inanmaya. Gel ne ben böyle olayım, ne sen de iftiraya uğra; gözlerine hakim ol, serseri gönlün bildiğini yapsa da. _Kaybettiğin yerde bekleme_ _Kaybettiğin yerde bekleme. Güçsüzler öyle yapar. Sana kapanan kapıyı bir daha çalma. Kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın: kötülüğü baştacı edip, iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki, işine geldiğinde şeytan da kutsal kitaptan örnekler verebilir ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada. Her düşünceni dile getirme. Sana yakışmayan hiçbir düşünceyi hayata geçirme. Samimi ol fakat asla basit davranma. Huzur ancak gökyüzünde vardır. Biz ise yeryüzündeyiz. Utan, ey çağ! Soylu insan yetiştirmez oldun. İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi. Arama boşuna bulunmak istemeyeni. Aşk mı kaderi kovalar yoksa kader mı aşkı? Daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi. Sen ancak görenleri seversin, ben ise körüm. Sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle. Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar. Boğ kendini yüreğim, dilimi tutmak gerek! Hoşçakal! Değerin çok yüksek, tutamam seni. *****************
·
1 plus 1
·
1,255 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.