#ReyesMonfortte #DoğuKartpostalları #Sayfa541 İnsanın nasıl hareket ettiğini nasıl düşündükleri belirler. Yazmayı çok seviyorum. Beni rahatlatıyor, beni özgürleştiriyor, sanki hayal ettiğin her şeyi yapabileceğin tüm özgürlüğe sahip olduğun yeni bir dünyaya girmek gibi. Umarım bir gün biri onları okur. Bir kişinin okuması bile okuması beni çok mutlu eder. Bazen insanlar kötülüğü gözlerinin önünde olsa bile ayırt edemez. Risk göze almayan denizi geçemez. Masumiyet, dikenli telin bu tarafında insanı ölüme götürüyor. Ama aynı zamanda her insanın bu cehennemde ne döndüğünü anlamak için zamana ihtiyacı var. Mahkûmlar geceleri yatak arkadaşlarının nefes alıp almadığını anlamak için camı burunlarına yaklaştırıp buğulanıp buğulanmadığını kontrol ediyordu ve bu, her zaman güzel bir şekilde sonuçlanmıyordu. Bazılarıysa camı hayatlarına son vermek için son çare olarak kullanıyor.. *********************** Selam.. ➜Sizlere yine kalemi ile ilk kez tanıştığım Reyes Monforte ‘nun kalemimden insanlığın en büyük hastalığı olan ırkçılık ile ilgili olan “DOĞU KARTPOSTALLARI ” adlı kitabı ile geldim.. -------------------- Son zamanlarda okuduğum yazar kitaplarından en iyilerinden birisi diyebilirim. Çok sürükleyici çok etkileyici ve gözyaşlarına hakim olamayacağınız sayfalar... Roman beni içine çekip nefessiz bıraktı, yüreğim sıkıştı. Başından sonuna kadar kitabı elinizden bırakmanız imkansız .. Okuduğunuzda çok etkilenecek, her sayfası yutkunarak okunacak ve uzun zaman aklınızdan çıkmayacak gerçek bir hikaye… Yüreğiniz kaldırırsa okuyun diyebilirim hazır değilsiniz bekleyin okumak için. Kim bir çocuğu öldürüp bir damla bile gözyaşı dökmez <<<<<<<<<<<<<>>>>>>> Bu kitabın kapağını açmadan önce cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız. Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken, iğreneceksiniz. ‘İnsan uygarlığı’ denilen bu barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların bile şefkatli olan uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz. Bella’nın annesinin yazdığı ve kardeşi Mia’ya vasiyet ederek kızına verilmesini istediği kartpostalların okunması ile başlayan kitabımız, Ella’nın ağzından bizleri 1943 yılının Auschwitz kampına götürerek devam ediyor . Sonra kitap Ella’nın ağzından devam ediyor . Kurbanlar ve işkencelerini hikayesi.. Auschwiitz Toplama kampındaki mahkumların özgürlüklerine kavuşmalarınıdan yıllar sonra, orada yaşayanlara dair bir hatırlatma niteliğinde Her türlü kötülük,işkence,sapıklık,bencillik bitmek bilmez ayrıntılar verilerek uzun uzun anlatılmış.İçiniz kalkıyor. Normal yaşam da kadın olmanın zorluğunu yaşayan kadınların esas savaşlarını savaşlar da verdiklerini bir kez daha anlayacak ve bu acı gerçeğin tokat gibi suratınıza vurduğunu göreceksiniz... İnsanın içini kanatan bir öykü. Tecavüzler, işkenceler, toplu mezarlar insanlığından utanması gerekenlerin utanmayı bir kenara bırakın her şeyi görmemezlikten gelmesini en iyi şekilde dile getiren kitap . Ben çoğu yerinde ağladım, boğazım düğüm düğüm oldu . Kitabı tavsiye eder miyim... Yüreğinizin kaldırabileceğini düşünüyorsanız okuyun fakat düşünmüyor iseniz kapağını dâhi açmayın derim en azından hazır olduğunuzu hissettiğiniz ana kadar bekleyin okumak için . Okuyalım ve Okumaya Teşvik Edelim.

Doğu KartpostallarıReyes Monforte · Pegasus Yayınları · 202120 okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru yuce