Gönderi

_Genç Kız Beyni = DRAM, DRAM, DRAM! _Genç kızın beyninde ve hayatında olan budur. Ergenlik dönemleri çalkantılı zamanlardır. Ergenlik sırasında genç kızın tüm varoluş nedeni, cinsel açıdan arzulanır olmak haline gelir. Kendisini, başka genc kızlarla ve medyadaki cekici kadınların görüntüleriyle kıyaslamaya başlar. Beynin bu durumu, kadın atalarımızdan kalan genetik mirasın yanı sıra, kadın beynine akın eden yeni hormonlar tarafından yaratılır. Nasıl gorunduklerini saplantı haline getireceklerdi. Çünku hormonları beyinlerinde, erkeklerin onları cekici bulmasının dunyadaki en onemli şey olduğunu soyleyen bir gerceklik yaratıyordu. _Konuşmakla ilgili aktiviteler genc kızın beynindeki zevk alma merkezine bağlanıyor. Cinsel ve romantik icerikler taşıyan sırları paylaşmak bu merkezi daha da hareketlendiriyor. Yuklu miktardaki bu dopamin ve oksitosin akımı, orgazm dışında alabileceğiniz en buyuk, en hızlı nörolojik ödül. Bu, kokain ve eroin bağımlılarının uyuşturucu kullandıklarında aldıkları dopaminin aynısıdır. _Östrojen ve projesteron her ay beynin strese karşı gosterdiği tepkileri sıfırlar ve baştan başlatır. Dolayısıyla bir genc kızın ozguveni bir hafta cok yuksekken diğer hafta yerlerde surunebilir. _Erkekler ve kızlar farklı turde gerilim unsurlarına, farklı tepkiler geliştirir. Kızlar, ilişkilerle ilgili gerilimlere daha fazla tepki gosterirken erkekler, otoritelerine meydan okuyan durumlara tepki gosterirler. _Dişi maymunlar, 17 ses tonunun her birini gun boyunca kullanırlar. Erkek maymunlarsa sadece uc ya da altı tonu oğrenir ve yetişkinliğe ulaştıklarında haftalarca hic ses cıkarmadan dururlar. _Erkek arkadaşlarının kendileriyle kız arkadaşlarının konuştuğu gibi konuşmasını bekleyen kızlar kendilerini buyuk bir surprize hazırlamalılar. Coğunlukla bulabildikleri en iyi şey, karşılarındakinin dikkatli bir dinleyici olmasıdır. _Testosteronun konuşma ve sosyalleşme isteğini azalttığı ispatlanmıştır. Konuşkan olan erkek cocuklar, ergenliğe girdiklerinde iclerine kapanık hale gelirler. ___ _Kadınlar ilk randevularındaki ya da ilk kavgalarındaki en ufak ayrıntıları dahi unutmazken, kocaları bu olayların gerçekleştiğini bile zar zor hatırlıyordu. Bunun böyle olması, beynin yapısı ve kimyasıyla ilgiliydi. Erkek ve kadın beyinleri, duyularından gelen verileri farklı işliyor. İşitme, görme, hissetme ve başkalarının hissettiklerini değerlendirme biçimleri farklı. Kadınlar ve erkekler sorunları çözerken, konuşurken, deneyimlerken ya da güçlü duyguları depolarken beynin farklı bölgelerini kullanıyorlardı. _Bulgularımız, hormonların kadın beynini derinden etkilediği ve bu etkinin kadınlar icin gercekliği değiştirdiği yönünde oldu. Hormonlar kadınların değer yargılarını ve arzularını şekillendirebiliyor ve ona gun be gun neyin onemli olduğunu soyleyebiliyorlardı. _Erkekler; yeryuzunun ani tektonik hareketlerinden korunan dağlar gibidir, kadınlarsa havanın kendisi gibi - her an değişken ve tahmin edilmesi güç. _Kadınların beyinleri gorsel tanımlamaları işleyen beyin kanallarını tetikleyerek goruntuleri zihinlerinde canlandırıyor ve erkeklere kıyasla daha fazla zaman harcıyordu. Bu gercek, kadınların aynı cozume ulaşmakta erkeklerden daha fazla zaman harcamaları anlamına geliyordu. Aynı zamanda kadınların da erkeklerin gercekleştirdiği tum gorevleri yerine getirebildiğini gosteriyordu. Kadınlar yalnızca bunu farklı beyin devrelerinden yararlanarak gercekleştiriyorlardı. _Kadın beyni, ne muthiş ve yetenekli bir enstruman. Kadın beyni inanılmaz yeteneklerle donatılmıştır: sosyal yetenekler, derin bağlar kurabilmek, yuzleri okumak konusunda psişik bir kapasite ve cıkar catışmalarını ortadan kaldırabilme yeteneği. Butun bunlar kadın beyninin yapısında yer alır. Kadınlar butun bu yeteneklerle doğarken, doğruyu soylemek gerekirse coğu erkek bunlardan mahrumdur. Erkekler kendi hormonal dengelerinin şekillendirdiği başka yeteneklerle doğarlar. _Ostrojen kadın beynine hucum etmeye başladığı anda, kadınlar duygularına ve iletişime -telefonda saatlerce konuşmaya ve arkadaşlarıyla alışveriş merkezlerinde buluşmaya- yoğunlaşıyor. Bu sırada testosteron tarafından ele gecirilen erkek beyni daha iletişime kapalı hale gelerek rekabeti saplantı haline getiriyor – oyunlarda ve arabalann arka koltuklarında. _Biyolojik dürtüler, bugun durumumuzu anlamanın ve başanya giden yolun anahtarlarıdır. Eğer beynin biyolojik durumunun tepkilerinizi kontrol ettiğinin farkındaysanız harekete gecmemeyi tercih edebilir ya da doğru olduğunu hissettiğinizden daha farklı bir karşılık vermeyi secebilirsiniz. Ama oncelikle kadın beyninin yapısının nasıl oluştuğunu, evrim, biyoloji ve kultur tarafından nasıl şekillendirildiğini anlamayı oğrenmemiz gerekiyor. Bu bilgi olmadan biyoloji kader haline gelir ve karşısında caresiz kalınz. _Biyoloji, karakterlerimizin ve davranışlarımızla ilgili eğilimlerin temelini oluşturur. Ama ozgur irade ve politik olarak doğru davranmak adına biyolojinin beyin uzerindeki etkisini gormezden gelmeyi deniyoruz, kendi doğamızla savaşıyoruz. Eğer biyolojimizin vucudumuzdaki cinsellik hormonları gibi başka faktorlerden de etkilendiğini kabullenecek olursak bizi kontrol eden sabitlenmiş bir gerceklik oluşturmasını engelleyebiliriz. Hicbir şey sabit değildir. Biyoloji guclu bir etkendir ama bizi kendi gercekliğine hapsedemez. Bu gercekliği aşıp, zekamızı ve kararlılığımızı hormonların beynin yapısı, davranışlarımız, gerceklik algımız, yaratıcılığımız ve genel olarak yaşantımız uzerindeki etkilerini yonetmek ve gerektiğinde değiştirmek icin kullanabiliriz. ___ _Nöro Hormonlar_ _Hormonlar kadın beynini nasıl etkiler? _ÖSTROJEN: Kraliçe. Güçlü, kontrolü elinde tutan, her şeyi tuketen, baştan cıkarıcı. Dopamin, serotonin, asetilkolin ve norepinefrin'in (beyne kendini iyi hissettiren kimyasallar) arkadaşı. _PROJESTERON: Östrojenin arka planda kalan ama son derece guclu kız kardeşi; zaman zaman ortaya cıkar. Bazen ostrojenin etkilerini tersine ceviren bir fırtına bulutu gibidir, bazen de yumuşatıcı bir etkendir, allopregnanolon'un annesidir (beynin Valium'u, sakinleştirici hapıdır). _TESTOSTERON: Hızlı, iddialı, odaklanmış, her şeyi tuketen, erkek; baştan cıkarıcı; saldırgan, hissiz; sarılmaya zamanı olmayan. _VASOPRESSİN: Gizli, arka planda, içten içe saldırgan erkek enerjiler; testosteron ve oksitosinin erkek kardeşi (oksitosinin de yaptığı gibi aktif, erkeksi bir biçimde bağlanmayı istemenizi sağlar). _OKSİTOSİN: Yumuşacık, mırıldayan kedi; sevecen, besleyici, toprak ana. Yardım ve hizmetten zevk alır; östrojen'in ve vasopressin'in (erkek sosyalleşme hormonu), kız kardeşi, dopamin'in arkadaş. _KORTİZOL: Yorgun argın; stresli; fiziksel ve ruhsal olarak hassas. _DHEA: Tüm hormonların deposu; aynı anda her yerde olabilen, her zaman hissedilir, hayatın ozunu icinde barındıran; enerji verici; testosteron ve ostrojenin annesi ve babası. Takma adı "anne hormon", hormonların Zeus ve Hera'sı; genclikte bol miktarda bulunur ama yaşlandıkca gittikce azalır. _ANDROSTENEDİON: Yumurtalıklardaki testosteronun annesi; küstahlığın tedarikçisi. Gençlikte hareketli, menopozda zayıflar ve yumurtalıklarla birlikte ölür. _ALLOPREGNANOLON: Projesteronun luks duşkunu kızı; onsuz huysuz oluruz. Yatıştırıcı, sakinleştirici, rahatlatıcı; stresi ortadan kaldıran, ama gider gitmez de son derece rahatsız edici bir yoksunluk sendromuna neden olan hormon. Ani gidişi, PMS'nin (Adet oncesi sendromu) nedenidir, kadınların adet donemlerinin başlamasından uc-dort gun oncesine denk gelir. ___ _HORMONLAR, beynin isteyeceği şeyleri belirleyebilir. Beslenmenin, sosyal, cinsel ve saldırgan davranışların yonlendirilmesine yardımcı olurlar. Baştan cıkarıcı, konuşkan olmayı etkileyebilir, partilere gitmenize, gerilmenize, sıkılmanıza, başkalarının duygularını incitmekten korkmanıza, rekabetci olmanıza, cinsel anlamda harekete gecmenize neden olabilirler. ___ _Kadın Beyni_ _1. ANTERİOR SİNGULAT KORTEKS: Secenekleri tartıp kararları verir. Endişe merkezidir ve kadınlarda erkeklerden daha geniştir. _2. PREFRONTAL KORTEKS: Duyguları kontrol eden ve cıldırmayı engelleyen kralice. Amigdala'yı frenler. Kadınlarda daha geniştir. _3. İNSULA(SAKLI ADA): Sezgilerden sorumlu merkez. Limbik sistemde. Kadınlarda daha geniş ve aktiftir. _4. HtPOTALAMUS: Hormonal senfoninin orkestra şefi. Kadınlarda erkeklerden daha erken harekete gecer. _5. AMİGDALA: İcerideki vahşi canavar; durtu merkezi. Sadece prefrontal korteks tarafından durdurulabilir. Erkeklerde daha geniştir. _6. HİPOFİZ BEZİ: Doğurganlık hormonlarını uretir, sut uretimini sağlar, besleme gudusunu guclendirir, anne beyninin harekete gecmesini sağlar. _7. HİPOKAMPUS: Hicbir kavgayı, romantik karşılaşmayı ya da sevgi dolu anı unutmayan fil; sizin de unutmanıza izin vermez. Kadınlarda daha geniş ve aktiftir. ___ _Giriş_ _Bizi kadın yapan nedir?_ _ERKEK VE KADIN genetik kodlarının %99'dan fazlası aynıdır. İnsan genomundaki otuz bin genin %1'inden daha azı cinsiyetler arasında değişiklik gosterir. Ama bu farklı olan yuzde, acıyı ve zevki kaydeden sinirlerden algıyı, duşunceleri ve duyguları belirleyen noronlara kadar vucudumuzdaki butun hucreleri etkiler. _Kadın ve erkek beyinleri aynı değildir. Erkek beyni %9 daha buyuktur. _Psikiyatri eğitimim sırasında kadınlarda erkeklere kıyasla depresyon oranının daha fazla olduğunu oğrenmek beni cok etkilemişti. Suclu, 1970'lerin Batı kulturune hakim olan erkek egemen duruş olmalıydı. Araştırmalar bu oranların dunya genelinde gecerli olduğunu gosteriyordu. Daha buyuk, daha temel ve biyolojik bir acıklama olduğunu duşunmeye başladım. Gorunuşe gore ergenlik donemindeki değişimler kadınlarda erkeklere oranla daha fazla depresyon oluşmasına yol acıyordu. Psikiyatrik değerlendirmelerimi yaparken kadınlardaki hormonal değişiklikleri hesaba katmaya başladığımda hayatın ceşitli donemlerinde hormonların norolojik etkilerinin kadınların arzularını, değer yargılarını ve hayatı algılayışlarını bircok yonden etkilediğini keşfettim. _Adet goren butun kadınlarda kadın beyni her gun biraz değişir. Beynin bazı kısımları her ay %25 değişiklikliğe uğrar. Hastalarımdan bazıları bana geldiklerinde hormonlar yuzunden bazı gunler calışamadıklarını, surekli ağlamaya başladıkları ya da birini ısıracak kadar ofkelendikleri icin konuşamaz hale geldiklerini soyluyorlardı. Ayın coğu haftasında zeki, uretken ve iyimser olan bu kadınlar kalan gunlerde beyinlerine akın eden hormonlar nedeniyle geleceğin belirsiz olduğu hissine kapılıyor, kendilerinden ve hayatlarından nefret eder hale geliyorlardı. Sonsuza kadar boyle devam edecekmiş gibi hissettiklerinden ona gore davranıyorlardı. Durum değiştiğinde yine eski iyi hallerine geri donuyorlardı. Adet oncesi sendromu vakaları, benim kadın beyninin gerceği nasıl değiştirebileceğini fark etmeme neden oldu. _Beyin tomografisi (PET) ve manyetik titreşimler sayesinde goruntu elde etmeyi sağlayan (MRI) sayesinde bilim insanları kadın ve erkek arasındaki kimyasal, genetik, hormonal ve işlevsel beyin farklılıklarını belgeleyebildiler. Kadın ve erkek beyinlerinin baskı ve celişki durumlarında tamamen farklı tepkiler verdiğini oğrendik. _KADINLAR VE ERKEKLER ortalama olarak aynı zekaya sahiptirler. Vasıflar ve yonelimler kultur tarafından mantık cercevesinde belirlenmektedir. _Beynin işitme ve dil merkezlerinde kadınlar erkeklere kıyasla %11 daha fazla norona sahiptir. Duygu ve hafıza merkezi -hipokampus- tıpkı konuşulan dili işlemeye ve başkalarının duygularını gozlemlemeye yonelik beyin devreleri gibi, kadınlarda daha geniştir. Bu, kadınların genel olarak duygulanın ifade etmede ve duygusal olayların detaylarını hatırlamada daha iyi oldukları anlamına geliyor. Erkekler, cinsel eğilimler, saldırganlık ve eylemlerle ilgili beyin işlevlerini idare eden bolumlerde kadınlara kıyasla 2,5 kat daha buyuk bir alanı kullanıyorlar. Cinsellikle ilgili duşunceler bir erkeğin beyninden her gun pek cok kez gecerken, bir kadının beyninden yalnızca bir kez geciyor. En ateşli olduğu gunlerde belki uc ya da dort kez. _Bir calışmada, bir erkek ve kadın sıradan bir konuşma yaparken beyin taramaları yapıldı. Erkeğin beyninin cinsellikle ilgili kısımları anında ışıldamaya başladı - erkek durumu potansiyel cinsel bir randevu olarak değerlendiriyordu. Kadın beyninin cinsellikle ilgili bolumlerinde hareketlenme olmadı. Kadın beyni durumu birbiriyle konuşan iki insan olarak değerlendirdi. _Erkekler aynı zamanda beynin korku ve şiddet eğilimlerini kontrol eden en ilkel bolumunun merkezinde de -amigdala- daha geniş işlemcilere sahip. Bu nedenle kadınlar kavgadan kacınmak icin her yolu denerken bazı erkekler hicbir şey yokken bir anda yumruk yumruğa dovuşmeye başlayabiliyorlar. _Her ne kadar modern şehir hayatları yaşıyorsak da vahşi doğada yaşamaya programlanmış vucutlar kullanıyoruz ve her kadın beyni, icinde en guclu atalarının genetik başarı icin programlanmış ve vahşi doğada yaşanan gerilimlere karşılık olarak geliştirilmiş durtulerini iceren guclu, ilkel devreler barındırıyor. Bizim gerilime verdiğimiz tepkiler fiziksel tehlike ve hayati tehdit taşıyan durumlara tepki vermek uzere tasarlanmış. Şimdi bu tepkileri modem hayatın tehditleriyle birleştirin, kadınların birkac faturayı bile hayati tehdit olarak gorebilecekleri bir algı elde edersiniz. Bu tepkiler kadın beyninin bahsi gecen turde basit durumlar karşısında ailesinin hayatı tehlikedeymiş gibi reaksiyon gostermesine yol acabilir. Erkek beyni, gercekten aniden ortaya cıkan fiziksel bir tehlike soz konusu olmadığı surece bu tepkiyi vermeyecektir. Beyindeki bu temel yapısal farklılıklar gundelik yaşamdaki davranış farklılıklarının, kadınların ve erkeklerin yaşam deneyimlerindeki farklılıkların temelinde yatar. _Kızlar ve erkekler kariyerlerine karar verme noktasına geldiklerinde kızlar daha ciddi ve yalnız calışma gerektiren, insanlarla az iletişim icinde olunan konulara ilgilerini yitirmiş oluyor, oysa erkekler rahatca tek başlarına odalarına kapanıp saatlerce bilgisayar başında oturabiliyor. ___ _Kadın beyninin doğuşu_ _Kutlurun bize soylemediği onlara farklı davranmalarını soyleyenin beyinleri olduğudur. Cocukların durtuleri o kadar icguduseldir ki biz yetişkinler onları farklı bir yone cekmeye calışsak bile ortaya cıkabilirler _Sağduyu bize kız ve erkek cocukların farklı davrandığını soyler. Doğdukları andan itibaren beyinleri birbirinden farklıdır ve beyinleri, durtulerini, değer yargılarını ve gercekliklerini kontrol eder. _Beyin gorme, işitme, koklama ve tatma bicimimizi şekillendirir. Sinirler duyu organlarımızdan doğrudan beynimize gider ve butun yorumlama işini beyin yapar. Kafaya inen ve doğru yeri tutturan bir darbe koku alamayacağınız ya da tat alamayacağınız anlamına gelebilir. Ama beyin bundan fazlasını yapar. Dunyayı nasıl kavramsallaştırdığımızı belirler -birinin iyi mi yoksa kotu mu olduğunu duşunduğumuzu, bugun havadan hoşlanıp hoşlanmadığımızı ya da bugunun işlerini halledip etmeyeceğimizi belirler. Bunu bilmek icin noroloji eğitimi almış olmanız gerekmiyor. Kendinizi biraz kotu hissettiğiniz bir zamanda bir parca cikolata veya bir kadeh şarap ruh.halinizin değişmesini sağlayabilir. Gri, bulutlu bir gun parlak bir gune donuşebilir ya da sevdiğiniz birine duyduğunuz kızgınlık ortadan kalkabilir cunku bu maddelerin icindeki kimyasallar beyni etkiler. Gercekliğiniz bir anda değişebilir. Beyin hasarları, inmeler, lobotomi ve kafa yaralanmaları kişinin hayatında onemli olan şeyleri değiştirebilir. Hatta kişinin karakterini saldırgandan uysala, sevecenden aksiye cevirebilir. _Beyindeki kimyasallar farklı gerceklikler yaratabiliyor. _Bir beyindeki iletişim ve hafıza merkezi birinde diğerinden daha buyukse ve yuz okuma yeteneği gelişmişse ne olur? Bu durumda karşınızda gercekliğin, temel değerlerin iletişim, bağlantı kurma, duygusal hassaslık ve sorumluluk olarak belirlediği biri var demektir. Bu kişi bu değerleri diğerlerinden daha on planda tutacaktır ve bu değerlerin onemini anlamayan bir beyne sahip olan insanlar onu şaşırtacaktır _Vajinal kanaldan gecen bir mikrokapsulde olduğunuzu duşunun, servikse doğru sperm tsunamisinin en onunde ilerlemeye calışıyorsunuz. Uterusa girdiğiniz anda iceri girebilecek kadar guclu, şanslı spermi bekleyen dev, dollenmemiş bir yumurta goreceksiniz. Diyelim ki iceri giren sperm Y değil de X kromozomu taşıyor. İşte, dollenmiş olan yumurta bir kız. 8 haftalık olana kadar butun fetus beyinleri, kadın beyni gibi gorunur - dişi, doğanın başlangıc halidir.8. haftada başlayan devasa bir testosteron seli, iletişim merkezindeki hucrelerin bir kısmını oldurerek bu uniseks beyni erkek beynine donuşturur. Aynı surecte saldırganlık ve cinsellik hucrelerinde de artış gorulur. Eğer bu testosteron seli gercekleşmezse kadın beyni değişmeden buyumesini surdurur. Fetus halindeki dişi beynin hucreleri duygusal gelişimi de belirleyen iletişim ve bağlantı merkezlerinde yoğunlaşır. _Geniş iletişim merkezi nedeniyle kız cocuk buyudukce erkek kardeşinden daha konuşkan olacaktır. Erkekler gunde orr talama 7 bin kelime kullanır. Kadınlarsa 20 bin. Kız cocuk pek cok sosyal durumda erkek kardeşinden cok daha farklı iletişim yontemleri kullanacaktır. _Duyguları okumak, gerçeği okumaktır_ _Kadın beyninin geliştirdiği ilk becerilerden biri yuzleri okumaktır. Daha birkac haftalıkken Leila onunde beliren her yuzu tanımaya calışıyordu. Birbirimizin seslerini ve yuz ifadelerini taklit ediyorduk. Oğlumla aynı deneyimi yaşamamıştım. Kızlar beyinlerindeki iletişim, gozlemleme ve duygulan işleme merkezini kuculten testosteron akımını yaşamıyorlardı. Kız bebekler duygusal ifadelere ilgili doğarlar. Bir bakıştan, dokunuştan, iletişime gectikleri insanların tepkilerinden anlam cıkarabilirler. Bu ipuclarından yola cıkarak değerli olduklarına, sevildiklerine ya da can sıkıcı olduklarına karar verirler. Kucuk kızlar ifadesiz yuzlere tahammul edemezler. _Kızlar, eğer doğru hareket ederlerse bekledikleri karşılığı alabileceklerini duşunurler. Bu, yetişkin bir kadını narsist ya da duygusal anlamda uygun olmayan serseri bir erkeğin peşinden koşmaya surukleyen itkinin aynısıdır: _Psikoanalitik teoriler cinsiyet ayrımının getirdiği bu niteliği yanlış yorumlayarak, kız cocuklarının bakışmalara ve tepkilere olan hevesini "muhtaclık duymak" olarak değerlendirmiş. Bakışma isteği, zayıf ya da muhtac olunduğu anlamına gelmez; doğuştan gelen gozlemleme yeteneğinin işaretidir. _Kız cocuklar, beyinleri testosteron akımına uğramamış, duygu ve iletişim merkezleri bozulmamış halde kaldığından yuz ifadelerini okumakta ve sesleri yorumlamakta erkek cocuklara gore daha gelişmiş olarak dunyaya gelirler. Tıpkı kedi ve kopeklerin duyamadıkları sesleri duyan yarasalar gibi. _Eğer yetişkin onunla aynı dalga boyuna gecmeyi başarabilirse bu, kız cocuğun onemli olduğunu ya da başarılı "biri" olduğunu hissetmesini sağlar. Eğer bağlantı kuramazsa, başarısız "biri" olduğunu duşunecektir. _Kız cocuğu aslında annesinin sinir sistemini kendine kopyalar. _Kız cocukların hayatlarının ilk iki yılında şahit oldukları, sindirdikleri "sinir sistemi ortamı" onların gerceklik algılarını hayatlarının sonuna kadar etkiler. Memelilerde yapılan calışmalar, sakin bir ortamda ya da gergin bir ortamda buyumenin –buna epigenetik damga deniyor- nesiller boyunca aileyi etkileyebileceğini gosteriyor. Bu, iki kız kardeşin nasıl olup da birbirlerinden tamamen farklı bakış acılarına sahip olduklarını acıklayabilir. _Kadın beyninin temel işlevi iletişim kurmaktır. Bu binlerce milenyumluk evrimin bir sonucudur ve bir zamanlar olduğu gibi bugun de hayatı idame ettirebilmek, hayatta kalmak adına buyuk onem taşır. Testosterona boğulmamış, ostrojen hakimiyeti altındaki tipik kızlar uyumlu ilişkiler kurmaya ve kurdukları ilişkilerdeki ahengi korumaya ozen gosterirler. _Kızların oyunlarda kendini gosteren ve beyin gelişimleri tarafından belirlenen sosyal gundemi yakın birebir ilişkiler kurmak. Erkek cocuklardaysa oyunlar insan ilişkileriyle değil, oyunun ya da oyuncağın kendisiyle ilgili. Bu oyunlar aynı zamanda sosyal statu, guc, alan savunması ve fiziksel guc gosterisi de barındırıyor. _Araştırmacılar dişi primat fetuslerine testosteron enjekte ettiklerinde, bu dişiler buyuduklerinde diğer dişilerden daha saldırgan oldular. Bu, insanlar icin de gecerli. Kadın ve erkek beyinlerinin sosyal bağlantılar kurmalarının ve bu bağlantıların biciminin sadece genlerle değil, fetusun beynine giden testosteron miktarıyla da doğru orantılı olduğunu gosteriyor. _Beynin oluşmasındaki ilk etken genler ve hormonlar olmasına rağmen beynin şekillenmesi surecinde sonradan devreye giren insanlarla ve cevreyle etkileşim gibi faktorleri de goz ardı edemeyiz. Annenin ya da bakıcının ses tonu, dokunuşu ve kelimeleri bir cocuğun beyninin oluşmasına yardım ediyor ve cocuk gercekliğinin şekillenişini etkiliyor. _Kızlar, hedeflerine ulaşma yolunda kucuk diktatorler haline gelebilirler. Kucuk bir kızın beyninin emrettiği hedefler nelerdir? Bağlantı kurmak, topluluk oluşturmak ve dunyayı merkezinde yer alabileceği şekilde duzenlemek ve yonetmek. _Saldırganlık her iki cins icin de sağ kalma anlamına gelir. _Erkekler kadınlara kıyasla yirmi kat daha saldırgandır. _Kadınların taş devri beyinlerine gore –kabul edin, hepimiz ozumuzde hala mağara devri insanlarıyız- dışarıda bırakılmak olmek demekti. ___ _Seks: Bel Altındaki Beyin_ …… ___ _Bu kitap kadın beyni ve bizi kadın yapan davranış bicimleri uzerine yapılan yeni araştırmalar konusunda bir kılavuzdur ve bir noropsikiyatr olarak 20 yıllık klinik calışmamı ortaya koymaktadır. ___ _Hormon_ _Yunanca uyarmak anlamında. Kimyasal mesajcı moleküllerdir. İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin vb. fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı. Bu mesajcılar, endokrin bezlerde üretilir ve kana salınır. Kanda dolaşarak hedef dokulara ulaşan hormonlar, burada özel reseptörlere bağlanarak etkilerini gösterirler. Hormonlar; metabolizmanın, su ve elektrolit alışverişinin, büyümenin, seksüel gelişimin ve seksüel fonksiyonların regülatörleri olarak hayati öneme sahiptirler. Hormonların yokluk, azlık ve fazlalıkları çeşitli hastalık belirtilerine yol açar; bazılarının yokluğu ölüme neden olur. _Progesteron hormonu : Vücudu gebeliğe hazırlayan bir hormondur. Sağlıklı, üreme çağındaki bir kadında her ay döngü halinde yumurtalıklar tarafından salgılanır. ___ _Dr. Louann Brizendine - 1952 _Harvard Universitesi Tıp Fakultesi'nde gorev yapmış olan Brizendine, Yale Universitesi Tıp Fakultesi ve Berkeley California Universitesi norobiyoloji mezunudur. California Universitesi'nde noro-psikiyatr olan Dr. Lauann Brizendine, hormonal nedenlerle duygudurum, konsantrasyon, enerji, kaygı, cinsel fonksiyon gibi konularda sorunlar yaşayan her yaştan kadının tedavi edildiği Kadınlar ve Genc Kızlar İcin Duygudurum ve Hormon Kliniği’nin kurucusudur. _1994'te California Universitesinin Psikiyatri Departmanında Kadınlar icin Duygudurum ve Hormon Kliniği'ni kurdum. ___
628 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.