Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 9 hours
Selam! Son zamanlarda okuduğum en iyi kitapla geldim. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Kore edebiyatına “Bir Katilin Güncesi” kitabıyla giriş yapmıştım, şimdi arkadaşımın tavsiyesiyle (ve ödünç vermesiyle)Kore’den ikinci kitabım bu oldu Bazen hiçbir şey hissetmemeyi dileriz. Üzgünken, kızgınken, kırılmışken… Peki tam tersini dileyen biriyle karşılaş mıydınız? Yunjae “aleksitimi” hastasıdır. Doğuştan beynin içindeki amigdala küçüktür: korku, endişe ve benzeri duyguları hissedemez. Amigdala iki küçük bademe benzer. Toplum tarafından dışlanmaması adına annesiyle ninesi ona nasıl “normal” insan olabileceğini öğretiyorlardı. Birisi canını yaktığında öfkeyi, lezzetli bir yemek verdiklerinde mutluluğu hissetmesini aşılıyorlardı. Ama bir gün… Noel Arifesinde ninesi ve annesiyle dışarı çıkmışlardı, o gün onun doğumgünüydü. Bir yerde oturup yemeklerini yediler ve tam oradan çıkarken Yunjae çığlıklar duydu. Sesin kaynağı annesiydi. Korkunç bir görüntüydü şahitlik ettiği, bembeyaz karlar kızıla çalmıştı. Akli dengesini yitirmiş bir adam baltayla saldırmıştı onlara. Ninesi oracıkta can vermişti. Ne kadar korkunç değil mi? Ama korku nedir bilmeyen Yunjae sadece bakakaldı. İnsanlar onun şoka girdiğini, tepki veremediğini düşünseler de; o şoka girmenin de ne demek olduğunu bilmiyordu. Kitabın sonlarını gözlerim dola dola okudum. Hayat size bir limon veriyorsa limonata yapın. İnanılmaz bir çaba, mücadele okudum bu kitapta. Yunjae’nin annesinin sahaf dükkanını sık sık hayal ettim Gon ve Dora da muhteşem karakterlerdi. Bir animasyon izler gibi okudum kitabı. Onca mobinge rağmen Yunjae’nin güçlü duruşunu da takdir ettim. Kitapta bariz şekilde akran zorbalığına karşı bir mesaj vardı. Özellikle küçük yaşta çocukların arkadaşları tarafından nasıl şekillendiğine de tanıklık ettik 252 sayfalık bu romanı şiddetle öneriyorum.
Badem
BademWon-pyung Sohn · Peta Kitap Yayınları · 20212,016 okunma
·
127 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.