Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Hayattan yana, yaşamdan yana
Can Dündar, yazmış olduğu bu tür kitaplar için, daha öncesinde pek de olumlu şeyler düşünmez. Ona göre gazetelerde her gün yayınlanan makale yazılarının kitaplaştırılması çok da anlamlı değildir. Dönemin ve koşullarının içinden çıkarılarak kitaplaştırılan bu tür yazıların aniden sudan çıkarılan balık misali öleceğini düşünür. Zaman geçince düşünceleri tamamen değişen yazarımız, Can Dündar , 1996 yılında basılan bu kitapta ki , gazete yazılarını bir araya getirerek , “Yağmurdan Sonra” adıyla kitaplaştırır. Zamanla yazdığı yazılarının kaybolup gideceği düşüncesi onu rahatsız etmeye başlamıştır. Acaba yazdığı bu günlük yazıları, zamana karşı dirençli ve dayanaklı kalabilecek midir. Buna benzer sorumların cevabını , bu kitabı yayınlayarak bulacaktır. Döneme tanıklık eden ve bir sürü bilinmeze açıklık getiren bu yazıların, elbette kaybolup gitmemesi ve kalıcı olması için kitaplaştırma fikri artık sıcak gelmeye başlar. İyi ki de düşüncesini değiştirerek yazılarını birarada okuma fırsatını biz okurlara sunar. Yazılarının zamanın aşındırıcı etkisine direnebilecek güçte olup olmadığını sınamak ister. Yazıları yaşadığı dönemin canlı tanığıdır. Tanık niteliğindeki, okuru bilgilendiren, ders çıkarıcı özelliğini barındıran bu yazıların kalıcı olması ve okurlara sunulmasıda ayrı bir sorumluluk gereğiydi diye düşünüyorum. Bu sorumluluğu yerine getirmiş olmak da sorumluluk sahibi gazeteci , Can Dündar’ın kalitesinin işaretidir bence. Aynen düşündüğü gibi yazıları zamanın aşındırıcı etkisine dayanacak güçte ve kalite dedir. Eğitici ve öğretici yazıları yaşadığı dönemin güncel sorunlarını bugüne kadar taşımayı başarır. Kim bilir bu başarıda, sorunlarımızın da aynı şekilde artarak devam etmesinin de payı vardır. 1996 yılında basılan bu kitaptaki yazıların döneme tanıklık ettiği bir gerçek. Arka arkaya bir günlük tutar gibi sıralarının yazılar da bir dönem profilini, yaşanılan olayları, yapılan eylemleri, dönemin politikacılarından, yazarlarından, sanatçılarından, halkı etkiliyen düşüncelerini, davranışlarını bazen alkışlayarak ,bazen şaşırarak , onları daha yakından tanımakta ayrıca keyif vericiydi. Yaşanılan olayları ve her şeyi yeniden değerlendirme şansı sunmayı başarıyor. Türkiye’deki gazeteciliğin, televizyonculuğun, reklamcılığın, güncel sorunlarına , eleştirisel gözle bakmayı sağlayıp , okuru düşündürüyor. Ne yazık ki aynı sorunlar günümüzde eksilmeden , artarak devam ediyor. Yanlı televizyonculuk olayı, Özgürce düşüncelerini yazamayan muhalif gazeteciler, aynı tarafta olmadığı için tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler. İnsanların düşüncesini yönlendiren reklamcılık olayı, savaşlar bile aynı utanmazdık içinde , aynı aymaz haliyle devam etmekte. Bildiğimiz planlı , taktikli , en azından daha dürüstçe kavgaların olduğu savaşları çoktan aştık. Her savaşın bir insanlık suçu olduğu kesin, fakat bu kadar aymazlığın yaşandığı savaşlara da yeryüzü sanırım ilk kez tanık oluyor. Haksızlar haklıymış gibi arsız ve yüzsüzce, gasp ettikleri, ülke insanlarını, çoluk çocuk demeden katletiyor. İşin en acı yanıysa dünya bunu seyrediyor. Yerinde ve etkili mesajlarıyla,akıcı sıkmayan zevkli bir anlatımla yazılmış, bu günlük yazılarının bir arada sunulduğu kitab bence fazlasıyla okunmayı hakediyor. Savaşların olmadığı özgür ve mutlu bir dünyada görüşebilmek dileğiyle...
Yağmurdan Sonra
Yağmurdan SonraCan Dündar · Can Yayınları · 2015631 okunma
·
217 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.