onu niye seviyorum diye sordum kendi kendime
neden ki. ne farkı var
öyle güzel baktığı için mi eli yüzü güzel göründüğü için mi ya da
bana iyi geldiğinden mi.
bütün kadınlar güzel kokardı da o ayrı bir kokardı.
çocukluğumdan kalan bir nergis kokusunu getirirdi burnuma
burnumu saçlarına götürdüğümde, ah şuan bile bunları yazarken bu kokuyu arar çıkarır çekerim.
bana ismi seher olan bir küçük kızın seslenişi gibi seslenirdi.
hepsinin bir hikayesi vardı hiç bir kadını küçümsemezdim.
çoğunu cahil bulmakla beraber acırdım onların bu hallerine elimde olmadan.
oysa yeni yetme bir kadın düşmanıydım ben
ders verirdim anlatırdım bu işin böyle yol almayacağını ileride başımıza gelecekleri ..
hikayelerine ağladığımı utanır söyleyemezdim.
bu hikayelerin rus romanlarında konu edildiğini kimilerinin yeşilçam filmlerinde çevrildiğini bilirdim. o bilmez miydi. izlemez miydi. sonunun ne olduğunu görmez miydi orada.
bana ne bırakacak ki bu kadın sonra. pişmanlık .. büyük kocaman bir pişmanlık içleri acı dolu hayal kırıklığı dolu pişmanlık bulutu üzerimde kümelenecek ve ben nereye gitsem o yağmurlarını bana yağdıracak.
ben bunun böyle olmasını mı istedim .
kalbinde ne olduğunu bilmiyor muyum gerçekten.
benden sakladığı en büyük giz nedir.
bırakıp gidecek elinde değil, benim de elimde değil
bir kadını herhangi bir kadını tuttuğum.. tutamam ki.
kadınlar gitmek için gelirdi bana
gidene kadar çok severdim onları
eşlerinden çok severdim bazılarını
gittikten sonra anlardım
herkesten çok sevdiğimi onları.
onu niye arıyorum ki. o arasın beni.
ulaşmak isteyen bir yolunu bulur.
ben yoldan çekilmedim ki , yürüyorum sadece.
o düşünsün bunları.
nereden çıktığımı nasıl bulduğunu ne olacağını ..