Gönderi

Anahtarın kilitte dönme sesini ve ardından da kapının kapandığını duydum. Ayak sesleri usulca dairenin diğer ucuna doğru ilerliyordu. Bun, "Henry!" diye bağırdı. "Sen mi geldin?" Ayak sesleri durdu. Sonra hızla mutfağa doğru gelmeye başladı Henry mutfak kapısına kadar geldi ve orada durup ifadesiz bir yüzle gözlerini Bunny'ye dikti. "Geldiğini anlamıştım," dedi. "Şey, sana da merhaba," dedi Bunny dolu ağzıyla, sırtını sandalyesine yasladı. "Bizim oğlan nasılmış bakalım?" "İyiyim," dedi Henry. "Ya sen?" "Duyduğuma göre hastalara kucak açıyormuşsun," dedi Bunny bana dönüp göz kırparak "Vicdan azabı mı çekiyorsun yoksa? Bir iki iyilik yapıp puan kazanayım mı dedin?" Henry tek kelime etmedi, o anda onu tanımayan birinin gözünde son derece umursamaz görünebilirdi ama ben fena halde öfkelendiğinin farkındaydım. Bir sandalye çekip oturdu. Sonra yeniden ayağa kalkıp kendine bir fincan kahve doldurdu. "Ben de biraz daha alırım, zahmet olmazsa," dedi Bunny. "Açık ızgaralarda cuba pişen hamburgerlerin memleketi ve Fırsatlar Ülkesi Amerika Birleşik Devletleri'ne geri dönmek çok güzel. Yaşasın Amerika." "Ne zamandır buradasın?" "Dün gece geç saatlerde New York'a indim." "Geldiğinde evde olmadığım için kusura bakma." "Neredeydin peki?" diye sordu Bunny şüpheyle. "Markete gitmiştim." Yalan söylüyordu. Nerede olduğunu bilmiyordum ama dört saat boyunca alışveriş yapıyor olamayacağı kesindi "Aldıkların nerede?" dedi Bunny. "İçeriye taşımana yardım edeyim." "Eve kadar getirecekler." Bunny, "Food King eve servis yapmaya da mı başlamış?" diye sordu şaşkınlıkla. "Food King'e gitmedim," dedi Henry. Yatak odasına gitmek için ayağa kalktım, bu ortamdan tedirgin olmuştum. "Hayır hayır, gitme," dedi Henry, kahvesinden kocaman bir yudum alıp boşalan fincam lavabonun içine bıraktı. "Bunny, keşke geleceğinden haberim olsaydı. Ama Richard'la benim birazdan çıkmamız lazım."
Sayfa 162Kitabı okudu
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.