Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Öğrenme Kuramları, Hak, Değer yargıları, Ontoloji, Makamlar
_Eğitim – Öğretim_ _Eğitim, bilgilenme ve gelişme sürecidir ve yaşam boyu devam eder. Süreklidir. Plansız ve programsız da olabilir. _Öğretim, eğitimin okullarda planlı yapılan kısmıdır. Eğitimin bir parçasıdır. Öğretim, planlı programlıdır. Süresi vardır. _Her eğitim, öğretim değildir. Fakat her öğretim, eğitimdir. _Öğrenme Kuramları_ _Öğrenme, çevre ile etkileşim sonucu oluşan düşünce değişikliğidir. İnsan artık öncekinden farklı biri olmuştur. Yeni öğrenmeler ile kişinin kapasitesi gelişip kişiliği değişir. Önceden yapamadığı bir şeyi yapabilir hale gelir. Öğrenme sonucu, birey içinde bulunduğu evrene yeni bir anlam yükler. _Öğrenme kuramları: 1) Davranışçı, 2) Bilişsel, 3) Duyuşsal, 4) Nörofizyolojik _1- Davranışçı Kuramlar - Davranışçılık_ _Kişilik, bireyin çevresiyle olan etkileşiminin sonucudur. I. Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikan psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı bilinç hallerinin değil, davranışların incelenmesi gerekliliğini savunan psikoloji kuramı akımıdır. Temsilcileri Watson, Skinner ve Pavlov'dur. Davranışçılar, gözlem ve deney yöntemini kullanırlar. Davranışçılar, organizma ve çevre ilişkilerinin insan ve hayvanlarda birbirinin aynı olduğu kanısındadırlar. Uygun uyarıcılar sunulduğunda bireyler kendilerinden beklenen tepkiyi göstereceklerdir; birey istenen tepkiyi göstermişse, olumlu geribildirim anlamında pekiştireçler sunularak davranışın tekrarlanma olasılığı arttırılmalıdır. Birey istenen tepkiyi göstermemişse de, olumsuz geribildirim anlamında söndürme işlemi yapılmalı ve davranışın tekrarlanma olasılığı azaltılmalı hatta ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Skinnerin operant koşullandırmasında, bir davranış kazandırmak için ödül veya ceza kullanılır. Pavlov ise klasik koşullanması vardır. Gelişimimiz süreklidir. Çevreye göre değişir. _Pavlov, köpeğin sadece yiyecek getirildiğinde değil, yiyeceği kendisine getiren kişiyi gördüğünde de salya akıttığını fark etmesi üzerinde geliştirdiği Klasik Koşullanma, Davranışçı Akımın en çok bilinen öğrenme kuramıdır_ Guthrie öğrenmedeki tüm zihinsel öğeleri reddetmektedir. Ona göre öğrenme uyaran ve tepki arasındaki ilişkiden ibarettir. Bir uyarana eşlik eden tepki, söz konusu uyarının her görülüşünde tekrar ortaya çıkar. Belli bir durumda bir davranışta bulunan birey, benzer durumla karşılaştığında hep aynı davranışı gösterir._Thorndike öğrenmeyi bir problem çözme olarak görmüş. Öğrenme biçimi deneme yanılma yoluyla gerçekleşen bir öğrenmedir. Kafese kapatılan kedinin dışarı çıkmak için tesadüfen kapı koluna dokunması ve artık sürekli bunu yapması. Bu öğrenme kalıcıdır._Thorndiken etkilenen Skinner, davranışları uyarıcılara karşı gösterilen bir tepki olmaktan çok, kasıtlı olarak yapılan hareketler olarak kabul etmektedir. Yeni bir problemle karşılaştıklarında ise, bireyin deneme-yanılma yoluyla yeni çözümler üreteceği kabul edilir. _İlkeleri: Yaparak öğrenme. Pekiştirme. Tekrar. Güdülenme(olumlu pekiştirme güdüleyici bir etkiye sahiptir) _2- Bilişsel Kuramlar: Öğrenme, zihinsel bir süreçtir. Anlama, algılama, düşünme, duyuş ve yaratma gibi kavramlar üzerinde durur. Davranışçı Kuram’ın tam tersini savunmaktadır. Davranışçı kuramla psikanalitik kuram arasındaki köprü bilişsel kuramdır. Bireylerin geçmişteki deneyimleri, bireysel farklılıkları, zihinsel modelleri, öğrenme stratejileri, beklenti ve tutumları gibi temel değişkenler öğrenmeyi etkiler. Piaget ve Bruner’e göre öğrenme, kişinin davranımda bulunma kapasitesinin gelişmesidir. Davranışçılara göre etkileşim, bilişselcilere göre ilkeler önemlidir. Zihne ulaşan verilere anlam yükleme işlemi ilkeleri: insanlar gördüklerini bir bütün olarak algılarlar. İnsanların davranışı, algılamalarına bağlı olarak değişir. Öğrenme, kişinin çevresini algılama ve yorumlama sürecidir. Bütün, onu meydana getiren parçaların toplamından daha farklı ve büyüktür. Bundan dolayı bir konuyu oluşturan parçaların ayrı ayrı incelenmesi bütünü ortaya koyamaz, dahası bütünün kaybolmasına yol açar. Öğrenme, keşfetmek değil, yorumlamaktır. Öğrenme 4 süzgeçten geçer. Bireyin bilgileri. Ödül ve ceza beklentileri. Yaklaşım. Sosyal çevre._ Piagete göre insan zihni, her şeye anlam yükleyen bilişsel bir yapıdır. Bu anlam, deneyime, kültüre, etkileşime ve öğrencinin karakterine göre değişir._ Filozof Lipman, bilgi aktarma rolünü değiştirmesini önermektedir. Bilgilendirmenin yeterli olmadığını, onları neden-sonuç ilişkisi kurabilen ve karar alabilen bireyler olarak yetiştirmek gerektiğini belirtmiş ve klasik eğitimin sadece bilgi yüklediğini belirtmiştir._ Senge’ye (1990) göre öğrenme insan olmanın gerçek anlamıdır._İlkeler: Yeni öğrenmeler öncekilerin üzerine bina edilir. Öğrenme bir anlam yükleme çabasıdır. Öğretmen otorite değil rehber olmalıdır. Deneyim önemlidir. _3- Duyuşsal Kuramlar: Öğrenmenin sonuçlarıyla ilgilidirler. Kişi kendisine ulaşan verileri değerlendirir ve bunun sonucu olarak düşünsel, duyuşsal veya davranışsal tepkide bulunur. Kişinin kendisini yeniden yaratması olarak nitelendirilebilecek öğrenme için davranış, duyuş ve zihin değişmesi gerekir. İlkeleri: Öz saygı, kişinin zihin sağlığı ile ilgilidir. Benlik kavramı bazen ayna teorisi ile açıklanmaktadır. Buna göre insanın kendisini algılayışı başkalarının kendisine ilişkin algılarını nasıl algıladığına bağlıdır. Ayinesi işidir kişinin lafa bakılmaz. Ahlak gelişiminde yetişkinlerin sözleri değil davranışları etkilidir. *_Benlik gelişiminin hedefi kendini gerçekleştiren insandır. *_Kendini gerçekleştiren insanlar: Özerktir, yaratıcıdır ve yaşamdan zevk alır. Kendilerini, başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul ederler. Gerçeği olduğu gibi algılayıp, içinde bulundukları ortama kolay uyum sağlarlar. Kendilerine güveni tam olan bu insanlar herkese karşı sevgi ve saygı duyarlar. Yapılacak işler onlar için birer “oyun” gibidir. Özerk bir yapıları vardır; çevrelerinden bağımsızdırlar. Düşünce ve davranışlarında özgürdürler: neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendi özerk değerler sistemine uygun olarak karar verirler. Demokratik bir kişilik yapısına sahiptirler. Yalnız kalabilme gücüne sahiptirler. Güçlü bir mizah anlayışına sahiptirler. _Benlik, kişinin özellik, yetenek, duygu, düşünce, inanç ve tutumlarının dinamik bir görüntüsü olarak tanımlanabilir. _Maslow’a göre fizyolojik, güvenlik, sevme sevilme, bir gruba ait olma, statü kazanma gibi temel gereksinimleri karşılanan insan sonunda kendisi olabilecektir, yani kendini gerçekleştirebilecektir. _4- Nörofizyolojik Kuramlar: Her öğrenmeyle yeni sinir bağlantıları oluşur. Bu kurumda öğrenme, biyokimyasal bir değişmedir. Besin yoluyla kendilerine RNA verilen yaşlılarda yakın geçmişi hatırlamada önemli derecede artış olduğu kaydedilmektedir. Bu kuramı sistematik hale getiren Hebb, beyindeki devrelerin çalışma şekli bilinmeksizin öğrenmenin doğasının anlaşılamayacağını savunmaktadır. Beyin insan zekâsının, güdülenmenin ve öğrenmenin merkezidir. _Faz ardışıklığı birbiriyle bağlantılı olan hücre topluluğu serisidir. Bir kez oluştuğunda, hücre topluluğunda olduğu gibi, iç veya dış uyarıcılarla ateşlenebilir. Hebb, sevdiğimiz bir şarkıya ait bir mısranın veya bir parfüm kokusunun sevilen insanla ilgili hatıraları canlandırmasını faz ardışıklığı ile açıklamaktadır. Çocuktaki öğrenme daha sonraki öğrenmeler için bir çerçeve oluşturur. İlkeleri: Beyin bir paralel işlemcidir. İnsan beyni birçok işlevi eş zamanlı olarak yerine getirebilir. Öğrenme fizyolojik bir olaydır. Beyin, kendisine ulaşan verilere anlam yüklemeye çalışır. Duygular örüntülemede önemli bir yer tutar. Bireyin öğrenmesi beklenti, eğilim, ön yargı, öz saygı ve sosyal etkileşme ihtiyacı gibi duygulardan etkilenir. Beyin parçaları ve bütünü aynı anda algılar. Öğrenme hem bilinçli hem de bilinçdışı şeklinde gerçekleşir. Öğrenme zihni zorlayan etkinliklerle artar, tehditle ketlenir. _Psikanalitik kuram(Psikanaliz): Freud'un görüşleri klasik psikanalitik kuramı oluşturur. Gözlemlenebilir değil, zihinselliğe yoğunlaşıyor. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. Hastaların rahatsızlıklarının kültür tarafından kabul edilmeyen, sonuç olarak bastırılmış ve bilinçdışı cinsel doğanın arzu ve fantazilerinden kaynaklandığına inanmıştır. Psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir. Genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar. Nevroz, psikanaliz yoluyla bilinçdışı isteklerin ve bastırılmış olanın bilince geri getirilmesi ile tedavi edilebilir. _Tam öğrenme ilkeleri_ _1-Yüksek düzeyde düşünme, sorgulama: 2-Derin Bilgi: Derin bilgi ile konuların özünün aktarılmasının vurgular. 3. Etkileşim: 4. Dış dünya ile ilişkilendirme _Sözel Zeka: Dili anlama ve kullanma yeteneğidir. _Mantıksal Zeka: Analitik ya da bilimsel düşünme _Görsel Zeka: Üç boyutlu düşünme bu zeka türünü en önemli özelliğidir. Ünlü ressamlar görsel zekaları çok yüksek kimselerdir. _Bedensel Zeka: Bedeni son derece duyarlı ve etkili şekilde kullanma yeteneğidir. Yüksek bedensel zekaya sahip insanlar tiyatro, bale, dans ve sporda başarılıdırlar. _Ritmik Zeka: Ritimleri algılama ve tekrar yaratmada ustadırlar. Bir şarkının ritmini kolayca yakalayabilirler _Benlik Zekası: Karakter ve kişilikleri anlama ve değerlendirmede. Kişileri ve olayları aşıp fikirleri tartışabilen insanlardır. Ayrıntılar arasında boğulmadan büyük resmi yakalayabilirler. _Sosyal zeka: Yönetici, danışman, terapist, politikacı, insan kaynakları uzmanları bu tür zekaya sahiptirler. Bunlara sosyal düşünen insanlarda diyebiliriz. Bu insanlar güçlü sezgilere sahiptirler. İnsanlar ortak zeminlerde buluşturma en önemli yetenekleridir. _Uzaysal algı etrafınızı saran çevreyle ve kendinizle olan ilişkilerin farkında olma kabiliyetidir. Etrafta hareket etme, yönünü tayin etme, çoklu kararlar alma, çevremizdeki imgelemelerin ve durumların ve vücudumuzun bunlarla olan ilişkisini analiz etme kabiliyetidir. Uzaysal hafızayı harekete geçiren en etkili öğretim deneysel yöntemlerdir. ******* _Nöroplastisite : Beynin yeniden yapılandırılması, değişikliklere karşı uyum geliştirme yetisidir. _Beyninizde neyi en çok düşünürseniz hayatınızda onu çoğaltırsınız. Beynimiz odaklanan hedefe kilitlenme özelliğine sahiptir. Hedefimiz olumsuz olsa bile beyin onu sizin için gerçekleştirmeye çalışır, bunu kendine hedef seçer ve bu hedefin insan için yararlı ve ya yararsız olup olmadığına bakmadan hedefi gerçekleştirmeye yönelir. _Beynimiz durmadan değişir. Tam şu anda, bu cümleyi okuduğunuz saniyede beyninizde yaklaşık 1 milyon yeni bağlantı kuruldu. Her sabah yürüyüş yapan buna alışıyor. Yeni bir aktivitede ise beyin ona aşina olmadığı için daha fazla enerji harcamak zorunda kalıyor. Bu da beyinde rahatsızlık yaratıyor. _Beynimizde farklı bölgeler arası bağlantılar vardır. Kullanılma sıklığıyla ilgili olarak bağlantı noktaları genişler ve güçlenir ya da incelir ve güçsüzleşir. Çok sık kullanılan patikalar alışkanlıklarımızdır. Her düşünüşte, tecrübede bu bağlantıları daha da güçlendiririz. Yeni şeyler öğrendiğimizde yeni patikalar açılır. Kullandıkça güçlenir ve eskiden kullandıklarımız güçsüzleşir. _Sinirbilimci Cajal: Bir bebeğin beyni henüz yeni karıştırılmış bir harç gibidir; onu istediğiniz kalıba sokabilir ve arzu ettiğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Kişi yetişkin olduğunda ise artık elinizde şekil verilemez bir beton olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak erişkinin elinde betona şekil vermeye çok uygun farklı çekiçler vardır ve uygun çekiç hamleleriyle beynini değiştirmesi sandığımızdan daha kolaydır. Beyninizi yeniden şekillendiren en önemli çekiç, öğrenmedir. Yeni bir dil öğrenmek, yeni bir müzik aleti çalmayı öğrenmek, yeni bir dans ya da spor türünü oynamayı öğrenmek beyninizi en çok değiştiren eylemlerdir. İnsan beyni her zaman yeniden şekillendirilebilir. İnsan beynindeki sinirsel bağlantılar (sinapslar) kullanıldıkça güçlenir, kullanılmadıkça zayıflar. (kullan ya da kaybet). _Nörogenez (Yeni sinir hücresi oluşumu): Sinaptogenez (Yeni sinaps oluşumu) _Nöroplastisite 2 yönlü hereket eder. _1- Potansiyasyon: Sinir sistemindeki bilgi akışının artması _2- Depresyon: Bilgi akışının azalması. ********* _Değer Yargıları_ _Değer yargıları: (Kişisel düşünceler) Bir gerçekliği değil, bir değerlendirmeyi içeren yargılardır. Özneldir. Kişiden kişiye değişir. Kanıtlanamaz ve çürütülemezler. Mantık yargıları, doğru-yanlış. Sanat yargıları, güzel-çirkin. Din yargıları, sevap-günah. Ahlak yargıları, iyi-kötü şeklindedir. Bilim yargıları herkes tarafından kabul edilir. Din yargıları, inanan kişilerce kabul edilir ve kişilere göre değişmez ama ahlak yargıları değişir. _Ahlaki değerler olmadan toplum inşa edilemez. Toplumun var olabilmesi için üzerinde anlaşılması gereken kurallar, normlar olmalıdır. Elbette bu normları denetleyen hukuki ve sosyal mekanizmalar da gereklidir. Ortak değerler olmadığı takdirde ne toplumdan ne de milletten söz edilebilir. Toplumsal normlar bir yönüyle insanı baskılayan özellikler taşırlar. Ancak toplumun ayakta kalması ve varlığını sürdürmesi adına vazgeçilmezdirler. Geleneksel dönemde değer yargılarının kaynağı dini inançtı. Zaman içinde inancın temsilcisi üst bir sınıfa dönüşen din adamları kazandıkları gücü istismar ederek insanlar üzerinde tahakküm kurdular. Batının tüm ortaçağı buna örnektir. Batıda yaşanan aydınlanma ve bunun doğu toplumlarına etkisiyle güçlenen seküler anlayış sonucu yeni bir çağ doğdu. Geleneksel dönemde ihmal edilen bilim ve sanat hızla gelişti. İnsan aklına önem vermenin ötesinde akıl ve bilim kutsallaştırıldı. Bunun sonucu olarak bugün demokrasi, insan hakları ve evrensel değerlerden bahsediyoruz. Bu değişimi teknolojiye borçluyuz. Teknoloji bizi kitle iletişim araçlarıyla tanıştırdı. Bu araçlar ise zamanla modern ideolojinin propaganda enstrümanları olarak işlev gördüler. Sinema ve tv için üretilen içerikler yeni ve alışılmadık yaşam tarzlarının reklamını yaptılar. Yalnızlık ve bağımsızlık yüceltildi. Geleneksel olanın ne kadar boğucu ve kısıtlayıcı olduğu üzerinde duruldu. İnsanlar sosyal medya üzerinden yeni bir kişilik inşa ediyorlar. _Normlar_ insanların nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen kurallar bütünü. Kanunlar yazılı normlar. Gelenekler yazısız normlardır. Normlardaki temel amaç sosyal düzendir. Normların sınıflandırılması: 1-Ahlak Kuralları: İyiye ve doğruya yönelmiş eylemi talep eden kurallardır 2-Din Kuralları: Kaynağı tanrısal olduğu için bu kuralların değiştirilmesi çok zor hatta imkansızdır. 3- Gelenek (Örf) Kuralları: Kaynağı toplumun kendisidir. Toplum bir fayda bulduğu için nesilden nesile aktarır. 4-Görgü (Adap) Kuralları: Farklı sosyal çevrelerde ortama göre değişen basit davranış kalıplarıdır. Bu kurallar kişinin toplum içinde nasıl davranması gerektiğini düzenler. Selamlaşma, yemek yeme kuralları, saygılı davranma gibi. _İlke – Prensip_ Temel kurallar. Dayanak noktası. Uyulması gereken düşünce. ******* _Kültür_ _Kişilerin ya da toplumun kendilerine özgü maddi veya manevi tüm değerleri. İnançlar, gelenekler, adetler, karakter yapıları, yaşayış tarzları, hayata bakışları… Kültür toplumsal mirastır. _Kültürlenme, kültürel gelişimdir. _Kültürleşme, birçok kültürün etkileşim sonucu değişmeye uğramalarıdır. Yeni bir dil öğrenmek, dönerin avrupada yayılması. _Kültürel yayılma, bir kültürdeki bir adetin başka kültürlerce de benimsenmesidir. _Kültür şoku, başka bir kültürle karşılaşıldığındaki uyumsuzluk durumu. _Kütürel asimilasyon, baskın kültürün diğer kültürü kendi içinde eritmesidir. İşgalciler kendi kültürlerini zorla dayatırlar ve işgal edilenleri asimile ederler. ___ _Valık felsefesi (Ontoloji)_ _Aristoya göre ilk felsefe ontolojidir. Varlık ve akıl birliği. Öğrencisi Rodoslu Andronikos kitabına meta-fizik başlığı atacak ve bilim ismi olacak. İlkçağdan 18. yüzyıla kadar klasik töz metafiziği vardı. Her şeyin biz özü var. Zihinden bağımsız şeyler var. Sonra modern töz metafiziği gelişti. Her şey tek bir özden türemiştir. 1. Materyalizm: Yaşam da kimyasal ve fiziksel süreçlerden başka bir şey değildir. Düşünce ve ruh beynin faaliyetleridir. Duman ateş ilişkisiyle beyin düşünce benzerdir. Evren bir sistemdir. Deterministtir. 2. İdealizm. 3. Dualizm. 2 töz vardır. Ruh ve beden. İkisi her şeyi oluşturur. 4. Süreç metafiziği. Oluşum töz değil süreç vardır. 5. Varoluş felsefes _Ahlak felsefesi (Etik)_ _Ahlakın 2 kaynağı vardır. 1. Din. 2. Ümmetten millete geçişteki Toplum Sözleşmesi(Anayasa). Etik teorik, ahlak pratik ve teoriktir. Etik evrenseldir. Etik çeşitleri 1. Normatif-kural koyucu etik: Sokrat ve platonla başlar. İnsan niçin yapmalı? Çeşitleri: dini etik, ödev etiği, feminist etik, erdem etiği. 2. Metaetik: Vaaza karşıdır. –Realizm, anti realizm. 3. Analitik etik: Filozofun görevi çözümlemektir, kural koymak değil. 4. Uygulamalı etik: Ötenazi, hayvan hakları, kürtaj gibi alanların analizini yapar. _Bilgi felsefesi (Epistomoloji)_ _Metafizik, modern devrim ile birlikte yerini epistomolojiye bırakır. Epistomoloji tüm felsefenin temelindedir. Bilgiyi, kaynağını, doğruluğunu inceler. Hakikat için gerekli tek disiplin epistomolojidir. 1. Klasik-Modern Epistomoloji: Klasik epistomoloji, platon ile başlar. Modern ise Dekart ile. 2. Kıta Epistomolojisi Kant’la başlar ve Hegel’le olgunlaşır. Bilginin doğası 1. Bilen özne 2. Bilinen nesne ve 3. Nesne ve özne arasındaki bilgi. Doğruluk, öznenin veya nesnenin değil bilginin özelliğidir. Neyin doğru olduğu değil, niçin doğru olduğu önemlidir. Bilginin kaynağı akıl mı, deneyim mi yoksa ikisinin sentezci yaklaşımı mı? ****** _Hak_ _Hak, hukuka uygun kazanımlar, özgürlükler ve menfaatlerdir. Haklar, hukuk tarafından korunur. Hak, hareket ve varlığın meşruiyet kaynağıdır. Örneğin insan, yaşama hakkına dayanarak yaşamını sürdürür. Ya da düşünce özgürlüğü hakkına dayanarak düşünce izharında bulunur. İnsanın hak kukuk tanımadan her şeyi yapması sonucu kaos ortaya çıkar. _Hak’ların temelinde insan onurunu koruma düşüncesi yatar. _Devlet, gücün tek elde toplanıp herhangi bir yozlaşmayı engellemek için üç erkten oluşur: Yasama, yürütme ve yargı. Bunlardan yasama, insanların haklarının kullanım alanını belirler, Yürütme erki, yasamanın belirlediği şekilde, hakları sınırlandırarak güvenliği sağlamakla yükümlüdür. Üçüncü erk yargı ise, hakların kullanım alanının aşıldığı durumlarda devreye girer. _Kişilik hakkı, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini temin eden öğelerin tümü üzerindeki haklarıdır. Bu haklar kişiliğe bağlı, dokunulmaz, devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Dolayısıyla hakaret, iftira, küfür, tehdit veya kişinin adı, soyadı, nitelikleriyle (dış görünüşü, konuşma bozuklukları vs.) dalga geçilmesi gibi toplum içerisinde bir kişinin saygınlığını zedeleyen tüm olay ve olgular, kişilik haklarına birer saldırıdır. Bireysel haklar, Anayasa ile korunur. Bireysel haklar; Eğitim, Sağlık, Barınma, Ulaşım, Çalışma… _1.Kişi hakları (Koruyucu Haklar) Kişi dokunulmazlığı, Özel yaşamın gizliliği, Konut dokunulmazlığı, Haberleşme özgürlüğü, Yerleşme ve seyahat özgürlüğü, Düşünce ve inanç özgürlüğü, Basın ve dernek kurma özgürlüğü, Toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü. _2.Sosyal ve ekonomik haklar: Ailenin korunması hakkı, Eğitim ve öğrenim hakkı, Çalışma hakkı, Sendika kurma hakkı _3.Siyasi haklar : Vatandaşlık hakkı, seçme ve seçilme hakkı, dilekçe hakkı, kamu hizmetlerine girme hakkı _Pozitif - Negatif hak_ Pozitif hak, kişinin, birisi için bir şey yapmasını ahlaki olarak desteklerken, negatif hak, birisinin bir şey yapmasına müdahale etmeyi engeller. Negatif yaşam hakkı başkalarının kişiyi öldürmesini engellerken, pozitif yaşam hakkı, yardım edilmezse ölecek olan kişiye yardım etmeyi gerektirir. _İnsan Hakları Evrensel Bildirisi_ _Bm İnsan Hakları Komisyonu'nun 1948'de hazırladığI. Dünya Savaşı'ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşmesi de etkili olmuştur. Eleanor Roosevelt bu bildiriyi "Bütün insanlık için yeni bir Magna Carta olarak tanımlamıştır. Bildirinin imzalandığı 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. Devletler, önceleri, baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmekteydi. Bu anlayışa son vermek amacıyla 1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayılır. Diğer önemli bildiri ise, Amerika'da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi'dir. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar, 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'nden sonra yayımlanan "İnsan Hakları Bildirisi"nde gerçek yerini almıştır. _İnsan haklarının özellikleri: Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu Bildiri'de açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. _Madde 1 :Tüm insanlar eşit olarak doğarlar. _2 : Herkes; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da baska inançlarına bakılmaksızın eşit haklara sahiptir _4 : Hiç kimse kölelik altında bulundurulamaz. (Arabistan reddetti) _5 : Hiç kimseye iskence yapılamaz _8 : Herkesin, temel haklarının yok edilmesi girisimine karsı ulusal mahkemelere basvuru hakkı vardır. _9 : Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz _11 a) Bir suç işlemekten sanık herkes, yasalarca suçlu olduğu saptanmadıkca suçsuz sayılır. _12 : Hiç kimsenin özel yasamına, ailesıne konut dokunulmazlığına ya da yazışma özgürlügüne keyfi olarak karışılamaz; kimsenin onur ve ününe karşı kötü davranışlarda bulunulamaz _13. a) Herkesin, herhangi bir devletin toprakları uzerınde serbestce yolculuk yapma ve yasama hakkı vardır _14 a) Herkesin, baskı ve kıyıcılık karsısında baska ülkelere sığınma ve bu ülkeler tarafından sığınık olarak kabul edilmesi hakkı vardır. _16. herkesin evlenme hakkı vardır. Evlenme ancak evlenecek kişilerin özgür ve tam isteğiyle yapılır. _18 : Herkes düsünce, vicdan ve din özgürlügü hakkına sahiptir. Buna gore, herkes din ya da inanç değiştirmekte özgürdür. _9 : Herkesin düsünme ve anlatma özgürlügü vardır. Buna göre, hiç kimse düsüncelerinden dolayı rahatsız edilemez _20 : Herkes barışcıl yollarla toplantı yapmak, dernek kurmak ve derneğe katılmak hakkına ve özgürlügüne sahipt _23 : Herkes, calışma, işini ozgürce seçme, adil ve uygun calışma şartlarının sağlanması ve işsizlikten korunma haklarına sahiptir. _24 : Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle calışma suresinin uygun biçimde sınırlanmasına ve belirli devrelerde ucretli tatillere hakkı vardır. _26 : Herkes eğitim görme hakkına sahiptir. Eğitim parasızdır; hiç değilse ilk ve temel egitim aşamalarında boyle olmalıdır. İlk oğrenim ve eğitim zorunludur. Eğitimin amacı, insan kişiliğinin tam ve özgürce gelişmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygının güçlenmesi olmalıdır. _29 : Herkes, haklarını kullanmak konusunda; ancak yasalarla sırf baskalarının hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve bunlara saygı gosterilmesini saglamak amacıyla ve toplumun ahlak, duzen ve genel gönencinin gereklerini karsılamak icin belirlenmis kurallara bağlıdır. ************ _Makamlar_ _Makam: Alaturka müzikte bir dizinin işleniş biçimine verilen ad. _Gam: Bir müzik parçasının kuruluş şekline göre (majör, minör) belirli bir kalıpta dizilen notalar topluluğu. İnici gamda ses giderek kalınlaşır yani pestleşir. Ama çıkıcı gamda ses incelir, yani tizleşir. Türk musikisinde, kullanılan ses dizilerinin (gam) belli kurallar çerçevesinde kullanılmasıdır. _Asma Karar, eser içerisinde başka bir makama hatırlatma yapmak için kullanılan kısa süreli kalışlardır. Makamlar, inici, çıkıcı veya inici-çıkıcı bir seyre sahiptir. Basit, bileşik ve şed makamlar olmak üzere üçe ayrılır _1_Basit Makamlar: Tam dörtlü ve tam beşlilerin birleşmesiyle meydana gelen makamlardır. Genellikle birleşme yerindeki ses makamın güçlüsüdür. Türk müziğinde 16 adet basit makam vardır. Bunlar: Çargah Makamı, Buselik Makamı, Kürdî Makamı, Rast Makamı, Uşşak Makamı, Hicaz Makamı… _2_Bileşik Makamlar: Çeşitli makamların birleştirilerek farklı bir makam haline gelmiş makamlardır. Ferahfeza, Dilkeşide, Ruy-i Irak bu makamlara örnektir _3_Şedd (Göçürmeli) Makamlar: Makamın yapısı bozulmadan karar sesinin farklı bir sese göçürülmesinden oluşan; kendine özgü geçkilerle ve seyir yapısı ile ait olduğu basit makamdan ayrılan makamlardır. Örneğin: Acemaşiran, Nihavend vs. _Basit Makamlar_ _1. Rast makamı: Türk Müziğinin en temel makamı. Rast makamına durak sesinden başlanır. Ya durakta ve ya güçlüde asma karar yapılır. sonra tizdeki dörtlüsünde de gezinildikten sonra durak sesi olan SOL ile karar verilir. Yine bir gül-nihal, aldı bu gönlümü (Dede Efendi) Nihansın dideden ey mest-i nazım (Hacı Faik Bey) Bir gece ansızın gelebilirim _2. Çargâh makamı: Türk müziğinde do perdesinin adı ve bu perdede karar kılan makamdır. Klasik Batı müziğinde tam karşılığı do-majördür. _3. Buselik: İnici - çıkıcı seyre sahip olan makam dizileri genellikle güçlü sesi civarından seyre baslar. Buselik Makamının seyrine de orta seslerden başlanır. Zülfündedir benim bahtı siyahım (Dede Efendi) _4. Uşşak Makamı: Musikimizde uşşak dörtlüsüne buselik beşlisi ilâvesiyle meydana gelen ve dügâh (la) perdesinde karar kılan basit makamdır. Yangın olur biz yangına gideriz (Anonim) Akşam oldu hüzünlendim ben yine (Semahat Özdenses) Gamzedeyim deva bulmam (Kemani Tatyos Efendi) Mehtaplı gecelerde hep seni andım (Sevim Şengül) Telgırafın tellerine şuşlar mı konar (Anonim) _5. Hicâz makamı makamlar arasında, Yılmaz Öztuna'nın verdiği bilgiye göre 2052 eserle birinci sırayı almaktadır. İnici - çıkıcı seyre sahip olan Hicaz Makamının seyrine genellikle güçlü sesi olan Neva perdesinden başlanır. Söyleyemem derdimi kimseye derman olmasın diye (Şükrü Tunar) Ben gamlı hazan sense bahar (Melahat Pars) Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin (Muzaffer İlkar Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım (Teoman Alpay) _6. Uzzal: Musikimizde hicaz beşlisine uşşak dörtlüsü ilâvesiyle meydana gelen, hicaz makamına çok yakın ve dügâh (la) perdesinde karar kılan basit makam. Hicaz ailesinin bir başka makamıdır. İndim yarin bahçesine gülden geçilmez _7. Hümayun: Cennet kuşu ya da uğurlu demektir. Dinleyicide derin keder hissi uyandırır. Hicaz Ailesi makamlarındandır. Zirgüleli Hicaz Makamı, özellikle yeden perdesinin değişik olması nedeniyle diğer Hicaz Ailesi Makamlardan farklıdır. İnici – çıkıcı seyre sahip olan Zirgüleli Hicaz Makamının seyrine orta seslerden başlanarak, dizinin seslerinde gezinilir. _8. Neva. Aheng demektir. Musikimizde uşşak dörtlüsüne rast beşlisi ilâvesiyle meydana gelen basit makamdır _9. Kürdi: Musikimizde kürdi dörtlüsüyle buselik beşlisinden meydana gelen ve bu beşli ile dügâhta karar kılan basit makamlardan biridir. Ağır yapılı bir makam olduğu için az kullanılmış makamlardan biridir. Gülü susuz seni aşksız bırakmam (Zekai Tunca) Güz gülleri gibiyim hiç bahar yaşamadık. Bir sevda geldi başıma (Arif Sami Toker) Dün akşam yine benim yollarıma bakmışsın (Selami Şahin) _Makamlar_ Acemaşiran = Yaşam coşkusu, Sultaniyegah = Gece mutluluğu, Ferahfeza = Mutluluk veren lütuf, Şedaraban = Aşkla güzelleşmek, Kürdilihicazkar = Yakıcı hüzün, Hicazkâr = Aşkta sebat, Nihavend = Aşk sevinci, Neveser = Gönül ferahlığı, Acemkürdi = Lütfedilen mutluluk, Muhayyer = Ayrılık, feryadı Hisar = Sevgilinin nazı, Şehnaz = Sevgilinin güzelliği, Ferahnâk = Bahar neşesi, Şevkefza = Hüzün içinde lütuf, Suzidil = Gönül yangını, Çargah = Aşkta yok olmak, Dügah = Derdin içindeki derman, Bestenigar = Sevgiliye hasret Suzidilârâ = Ateş saçan aşk, Rast = Sevincin zirvesi, Acem = Ruh yüceliği, Isfahan = Aşka feda olmak, Buselik = Aşk sırlarını açmak, Hicaz = Aşktan yanmak, Segah = Sonsuzluğa çağrı, Müstear = Dünyaya susmak, ötelere konuşmak Saba = Sonsuzluk esintisi, Eviç = Yücelik, Yegah = Aşk suskunluğu, Nikriz = Aşkın verdiği cesaret, Neva = Sevgiliye çağrı, Uşşâk = Aşkın verdiği şevk, Karcığar = Mutluluğu arayış, Hüseyni = Aşk ağıtı, Gerdaniye = Aşk çilesinden şikayet, Hisarbuselik = Tatlı buseler, Hüzzam = Parlak hüzün ************* _Wing Chun_ _Bruce Lee'nin de hocalığını yapan Yip Man'ın tekniği. Wing Chun'un en önemli prensibi bir tehlike anında olabilecek en kısa sürede, gösterişli olmayan etkili ve sade tekniklerle ve doğrudan rakibi etkisiz hale getirmektir. Wing Chun pratisyenleri yaptıklarının diğer savaş sanatları gibi görsel ağırlıklı bir sanat olmadığını, hayatta kalma mücadelesi olduğunu savunurlar. Wing Chun'un dövüşe yaklaşımında da gerçekçilik bulunmaktadır. Hayatta kalmak için gereken tüm saldırılara izin verilir. Hayalar, gözler, boyun gibi hassas noktalara vuruş serbesttir ve bu sebeple de müsabakası yoktur. Felsefesinde sürekli rakibin üzerine ve direkt olarak gitmek esastır. Dairesel hareketler bulunmamaktadır. Zincirleme yumruk tekniği rakibe birbiri ardı sıra yumruk atmayı mümkün hale getirmektedir Yapışık Kal. Wing Chun rakip ile teması mümkün olduğunca çabuk sağlamayı ve bunu korumayı öğretir. Takip et. Wing Chun dövüşçüsü rakibi geri çekilirse onu takip etmeyi, rakibine fırsat vermemeyi öğrenir. __ _İnsanın Kimyasal Formülü_ İnsan vücudunun kütlesinin %99′u sadece 6 elementten meydana gelir. % 65 Oksijen, %18 Karbon, %10 Hidrojen, Azot, Kalsiyum ve Fosfor. Diğer elementler ise: Bakır, çinko, selenyum, molibden, flor, klor, iyot, manganez, kobalt, demir. Canlılar organik ve inorganik maddelerden meydana gelmiştir. _Aşkın Kimyasal Formülü_ Adrenalin(Heyecan) + Endorfin(Uyuşturucu) + Dopamin(Ödül) + Oksitosin(Bağlılık) =Aşk _Aşık olduğunuzda Seratonin(Mutluluk-Huzur) miktarı düşer ve kişi depresyona girebilir. Aşıklar ayrı kaldıkları durumlarda Kortizol(stres hormonu) salgılanır. Vasopressin hormonu ise aşık kişiye aşırı cesaret ve saldırganlık veriyor. Esas görevi ise vüdut susuz kaldığında böbreklerin su tutmasını sağlamak. Aşk nöroljik bir durumdur. Frontal korteks baskılandığı için aşık kişinin eli ayağı birbirine dolanır. Amigdala da baskılandığı için korku yok oluyor ve onun için tüm dünyayı yakarım demeye başlıyorsunuz. _Hayal kurmak_ _Anılarımız hipokampüs alanında saklı olduğu için demek ki prefrontal korteks hipokampüs etkileşimi bizim hayal kurarak gelecekte ne yapmamız gerektiğini ortaya koyar. Geleceğe yönelik olumlu bir hayal ancak ve ancak prefrontal korteksin işlevselliği tam olarak çalışan bir hipokampüs ile gerçekleşebilir. Aksi durumda kişi depresyona girebilir. _Kenetlenmek – kaygı anında iç organları korumak için yapılan bir içgüdü. _Frontal lob mantık kısmı; limbik ise zevk merkezi olarak bilinir. Aşk veya ayrılık sonucunda frontal lob ile limbik sistem arasında bir kısır döngü oluşur. Limbik sistem o kişiyi zevk doygunluğu için ister. Onu gördüğünde inanılmaz dopamin salgılarsınız ve bu olmadığı zaman sizde bir yokluk sendorumu başlar. Frontal lob ise muhakeme kurarak, “o kişi olmalı fakat yok” mesajını işler ve siz düşündükçe bu bağlantılar güçlenir. Güçlü bağlantılar sonucunda kaygı oluşturursunuz. Kısacası üzülürsünüz. İşte buna takıntı denir. ilerleyen süreçte depresyona dönüşür. Artan stres kortizolu artırır ve bu da nöron ağlarını azaltır ve sizi aptallaştırır. Gerçek anlamda iq’nuzu düşürür. Yani bitmeyen ayrılık depresyonu sizin zeka seviyenizi etkiler. _Kalbin sembolünün alt tarafı Marduk’un penisini, çift üst tarafı ise aşk tanrıçası inanna’nın göğüslerini simgeler. _Aşkın simgesi kalp’tir ancak kalbin aşkla hiçbir ilgisi yoktur. Aşkın kaynağı Beyin’dir. Noradrenalin(norepinefrin) beyinden salgılanır ve böbrek üstü bezlerinden salgılanan adrenalin(epinefrin) üretimini uyarır. Avuç içinde terleme, kalp atışında hızlanma, göz bebeklerinde büyüme meydana getirir. Bu hormon dikkat dağınıklığına ve dalgınlığa neden olur. Beyinde noradrenalin seviyesinin artmasıyla mutluluk artar, iştah azalır. _Feromon, aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddedir. _Aşk geçmişte tanrılar ve soylular içindi, günümüzde ise köleler içindir. ******************* _Söz Sanatları_ _Tecahül-i arif_ Bildiğini bilmezlikten gelerek nükte yapmak. _Leff ü neşr_ Birinci dizede en az iki şeyi söyleyip ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları verme sanatıdır _Hüsn-i ta'lil_ Gerçek nedenini bir yana bırakıp; onu hoşa gidecek hayalî bir nedenle açıklama _İştiare_ Kendi anlamı dışında kullanarak, benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir. _Teşbih_ Benzetmek. _Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması): Benzetme ilgisi söz konusu olmadan, bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasıyla oluşturulan mecazlardır Dün Ömer Seyfettin'i okudum. __ _Paradoks_ Kısır döngü, çelişki, absürt. Bir sorunun cevabına ne doğru ne de yanlış diyemiyorsak bir Paradoks ile karşı karşıyayız demektir. Giritli olan Epimenides: "Bütün Giritliler yalancıdır!" diyerek bizi çelişkiye götürür. Şöyle ki: Eğer gerçekten giritliler yalancı ise kendisi de giritli olduğuna göre o da yalancıdır. _İkizler paradoksu_ikiz kardeşler alınır, birisi sabit hızla ve ışık hızına yakın hareket eden bir uzay şeysine konur. Diğeri de dünyada göt gibi bırakılır. Belli bir zaman sonra(misal 10 yıl) bunlar birbirine baktıkları zaman şu görüntüyle karşılaşacaklardır. Mekikte olan kardeş dünyayı gözler ve kendisi için on yıl geçmişken dünyada ki kardeşi için sadece (misal)1 yıl geçmiş olduğunu görür. Dünyada ki kardeş de uzaya bakar ve kendisi 10 yıl yaşlanmışken diğerinin sadece 1 yıl yaşlandığını gözlemler. _Dede paradoksu_ Zaman yolculuğu yapan birinin geçmişe gidip dedesinin, babaannesiyle tanışmadan önce ölümüne sebep olduğunu düşünelim. Bu durumda zaman yolcusunun doğumu mümkün olmayacaktır. Böylece geriye dönüp dedesini öldürmesi de mümkün olmayacaktır _Bu cümle yanlıştır. Eğer yukarıda ki cümle yanlışsa cümlenin doğru olması gerekirdi. Eğer cümle doğru ise cümlenin yanlış olması gerekirdi. Dolayısıyla yukarıda ki paradoks gerçek bir paradokstur. _Doğru yanlış paradoksu Elinizde bir kart olduğunu düşünün. Kartın bir yüzünde şu yazsın: “Bu kartın diğer tarafında yazan cümle doğrudur.” Kartın diğer yüzünde ise şu yazsın: “Bu kartın diğer tarafında yazan cümle yanlıştır _Şimdi yalan söylüyorum." Bu önermenin doğruluk değeri nedir? Yani "şimdi yalan söylüyorum" derken doğru mu söylüyorum yoksa yalan mı söylüyorum? _Sokrates paradoksu. Bildiğim tek sey var; o da hiç bir sey bilmediğim.” _Bu sayfada yazılı olan hiçbir şeyi okumayın. _Düşmanla karşılaştık ve o biziz". _Tanrının seni yarattığı gibi, sen de tanrıyı yarattın. Tavuk mu yumurtadan… __ _Atmosferin katmanları_ _Yerçekiminin etkisiyle dünyayı saran gaz ve buhar tabakasına atmosfer denir. % 78’ini azot % 21’ini ise oksijen 1- Troposfer: Ekvatorda 15 km. En önemli katman. Gazların %75′i, buharın tamamı,,, 2- Stratosfer: Troposferden 50 km yüksekliğe kadar uzanır. Yatay hava hareketleri (rüzgarlar) görülür 3- Mezosfer: 80 km. Gök taşları buharlaşarak kaybolur. Ozonosfer ve Kemosfer 2 ye ayrılır. A: Ozonosfer: ozon gazları. B:Kemosfer: Gazların iyonlara ayrılmaya başladığı yerdir 4- Termosfer: 640 km gazlar iyon halinde bulunur ve elektron alışverişi fazladır. Haberleşme sinyalleri 5- Ekzosfer: En üst katıdır. 10.000 km. Yapay uydular. _İyonosfer – aurora: Elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyon'ların ve serbest elektronların bulunduğu 70 km ile 500 km lik kısmı. Bazı radyo dalgalarını yansıtmasıdır _Manyetosfer: Mıknatısküre” ya da “çekimküre” … _Yeryüzü yoğun bir radyasyon alanıyla kaplı olup, bu radyasyon alanına Van Allen Alanı adı verilmektedir __ _12 hayvanlı Tük takvimi_ _İslamiyet öncesi Türklerde Orta Asya'da kullanılan 12 hayvanlı Türk takvimi, Eski Türklerin fal, kehanet ve yaşanan olaylardan, toplumun tespitlerinden yola çıkarak hazırladığı bir takvimdir. Kaşgarlı Mahmut' un Divanı Lügatit Türk' te 12 hayvanlı Türk takviminin nasıl oluşturulduğuna değinmiştir. Önemli bir Türk Hakan'ı, kendisi başa geçmeden önceki bir savaş hakkında bilgi almak ister. Danışmanlarıyla yaptığı toplantıda bu savaşın hangi yıl yapıldığı hakkında bir sonuca varılamaz ve tarih konusunda yanılırlar. Bunun üzerine Hakan, önceki tarihte nasıl yanıldıysak gelecek zamanda yapılacak savaşlarda da yanılabileceklerini, Bu sebepten 12 burç ve 12 aya denk gelecek şekilde, her yıla bir isim konulmasını ister. Hakan'ın bu teklifi kurultayca benimsenir. Ardından Sürek avına çıkılır. Daha sonra 12 hayvan nehre doğru sürülür. İlk olarak nehirden karşıya sıçan çıkar ve ilk yıla sıçan yılı adı verilir. Daha sonra sırasıyla Sığır, Pars, tavşan, balık, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve en son domuz (Karageyik) nehirden karşıya çıkar ve Yıllar bu şekilde isimlendirilir. Daha sonra bu yıllara fal tutulmuş, uğur sayılmıştır. Her yılın Türkler için farklı bir hikmeti olduğuna İnanılır. _Osman Turan: 12 hayvanlı Türk takvimi nin Türklerin takvimi olduğunu ortaya koyan Profesör. Kendisinin yazdığı 12 hayvanlı Türk takvimi tezi, pek çok ünlü Avrupalı tarihçi tarafından kaynak olarak kullanılmış olup, Cumhuriyet tarihinin ilk doktora tezi olmuştur. ayrıca Amerika'nın ve dünyanın en büyük kütüphanesi sayılan "Kongre Kütüphanesine" "List Of Subject Headings" (Konu başlıkları listesi) " Turkish Calender" adıyla listeye girerek bir ilk olmayı başarmıştır. ___ _Şamanizm adetleri_ _Gidenin arkasından su dökmek, türbe ziyareti, kurşun dökme, kurdela, burçlar, gösterişli mezar taşları ve sulukları, dilek tutmak, nazar boncuğu, kilim desenleri, kötü ruhları kovmak için tahtaya vurmak, ölen insanın ruhu bedenini 40 günde terk eder ve ayinler düzenlenir ve 40’ı çıkmak oradan gelir, doğadaki isimleri çocuklara koymak, rüzgar, su, güneş, ay, yaprak… *****************
·
1.956 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.