Gönderi

Edî bese loo!
Kayıt günü evden aldık Musa Amca'yı, birlikte gittik stüdyoya. Hepimiz çok heyecanlıydık ama Musa Amca biraz daha heyecanlıydı galiba. Yol boyu epeyce sigara içti. Günay Aslan'ın "Üniformalı Kasaplar" kitabını okumamla başladı aslında Musa Amcayla öyküm. Kısacık bir öykü oldu maalesef ama yolumda yürürken hala benimle, kalbimde uyuyor. Kitapta anlatılan konu beni öyle sarsti ki; Nevala Qasaba adlı şarkı aynı gün çıktı ortaya. Şarkının başında bir anlatı da vardı. Bu metni yazarken "Kim okumalı?" sorusu aklımdaydı hep. Eski eşim Ali Abbas Akkaya, Özgür Gündem Gazetesi'nde çalışıyordu. Konuyu açınca fikir O'ndan geldi. Sesi Mezopotamya'yı, o topraklarda yaşanan acıyı taşıyan bir insan olmalı deyince, Musa Amca'dan başka kim olabilirdi ki? Fakat acaba kabul eder mi sorusu heyecanıma endişe de katıyordu. Neyse ki uzun sürmedi bu endişem. Musa Amcayla bağlantı kurup, hemen ertesi gün için sözleştik; bizi evine davet etti. Evi, Maltepe'deydi. Kapısına vardığımızda ilk dikkatimi çeken şey, çelik kapının dışına yapılmış bir demir kapı oldu. Kapıyı çaldık, genç bir arkadaş açtı ve bizi içeri buyur etti. Uzun zamandan beri, gönüllü olarak Musa Amca'nın asistanlığını yapan, dost canlısı candan bir arkadaştı. Musa Amca gelince çok heyecanlandım. Kendimizi tanıttıktan sonra, demir kapıyı sordum. Tehdit edildiğini, güvenlik için taktırdıklarını söyledi. Fakat o kapıyı sonraki ziyaretlerimde de hiç kapalı görmedim. Kabul etti önerimizi. Yazdığım metni, Kürtçeye çevirip şarkının finalinde okumayı da kararlaştırdık. Hatta biraz da şımarıp, Avusturya İşçi Marşı'nın başında, Ataol Behramoğlu'nun; "Ve Cellat uyandı yatağında bir gece/ Tanrım dedi bu ne zor bilmece/ Öldükçe çoğalıyor adamlar/ Ben tükenmekteyim öldürdükçe" dizelerini okumasını da rica ettik. Onu da kabul etti ve stüdyo günü için sözleşerek ayrıldık evden. Kayıt günü evden aldık Musa Amca'yı, birlikte gittik stüdyoya. Hepimiz çok heyecanlıydık ama Musa Amca biraz daha heyecanlıydı galiba. Yol boyu epeyce sigara içti. Kayıt çok kolay gerçekleşti. O'nun "Her koşulda kendi olabilme" diye bir hasleti vardı çünkü. Fakat o günün asıl sürprizi şarkının başındaki metnin Kürtçe çevirisinin sonuna o anda doğaçlama olarak söylediği “Edî bese lo!" cümlesi oldu. Bu cümle Musa Amcanın mührüdür benim için o günden beri. Albüm yayınlandıktan sonra pek görüşemedik. Bir gün telefon ettim. Asistanı, "Mem u Zin'in çekimleri için İstanbul dışında olduğunu söyledi. Oradan bir telefon numarası verdi ama ulaşamadım, çekimdeydi. O zamanlar cep telefonları yok tabii. Kolay değildi uzaklarla bağlantı kurmak. Sonrası, o hain pusu. Dost yürekli, dost avazlı bir bilgeyi aldı bizden karanlığın cellatları. Kısacık oldu hikâyemiz ama hep benimle, kalbimde uyuyor. Bir de her haksızlık karşısında O'nun sesiyle geçiyor isyan içimden: Edî bese loo! "İlkay Akkaya
Musa Anter
Musa Anter
·
1 plus 1
·
423 views
Rojvan Roj okurunun profil resmi
APê musa. Güzel ülkemiz Kürdistan’nın güzel çınarı. Saygı,Sevgi ve minnetle anıyoruz
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.