Gönderi

3. Hayri’nin Aşk Tarifi :)
"Aşk bir kere geldi mi, yakar kavurur, küle döndürür adami ama başka türlü bir yangındır o. Yanmayı sever, kavruldukça daha çok yanmak istersiniz. O günleri düşünüyorum da, ayaklarım yerden kesilmişti. Sürekli başım dönüyor, dünyayı çok farklı görüyordum. Sanki dünyanın rengi değişmiş, her şey başka türlü parlıyordu. Yalnızken bile durup durup gülmek, hayata gülümsemek geliyordu içimden. Daha önce hayata hiç gülümsememiş, hep küfretmiştim. Beni hiç mutlu etmemişti hayat. Havadaki bulutları, sokak köpeklerini, ayaklarıma dolanan kedileri bile seviyordum. Bizim hanımla bile kavga etmiyor, ona bile başka türlü davranıyordum. Biraz önce söylediğim gibi, artık ölüm bile korkutmuyordu beni. Eskiden tam bir gariban gibi ölecektim ama artik gariban değildim. Nalan vardı... Beni seven, benim gibi birine âşık olan, prenses gibi, kraliçe gibi bir kadın vardı. Artık ben vardım yani! 'Ulan' diyordum kendi kendime, 'şimdiye kadar bu dünyadan hiçbir şey anlamamışsın. Meğer dünya ne güzelmiş de senin haberin yokmuş.' Eskiden, işyerinde bile yanımda çalışanlara her sefer bir bahane bulur, kızardım. Biz genelde inşaatlarda çalışırız. Oraların da tozu toprağı, gürültüsü hiç bitmez. O gürültüler bile bana dünyanın en güzel müziği gibi gelirdi. Hele sabah uyanmak var ya, sabah uyanmak, güne başlamak, başka türlü bir şey. Kafanda kelebekler uçuşur, için kıpır kıpır... Hemen kalkmazsın yataktan. Bu keyfi biraz yaşamak istersin. Sonra yüzünde bir gülümsemeyle atarsın kendini yataktan. Canın bir şeyler yemek istemez. Bir iki bardak çay, bol sigara içersin. Sıra giyinmeye gelince yine başlar elin ayağın titremeye. Kolay mı, işin ucunda kendini Nalan'a beğendirmek var. Aynanın kar şısında saatlerce saçlar taranır, gömleğin yakası iyice düz tilir, bir de tıraş losyonunu sürdün mü, heyecandan ayakla rın birbirine dolaşarak, ıslık çalarak çıkarsın evden." ..
Sayfa 103 - Doğan KitapKitabı okudu
·
103 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.