Gönderi

210 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Çağımızın hastalığını anlatan, rastladığım en iyi eserlerden. Bu şey bazılarına arada uğrar, bazılarından gider, bazılarında da içinde bir kurt gibi kalır. Bozkırkurdu da öyle birisi. Nasıl ki ağlamak, umutsuzluğa kapılmak veya mutluluktan havalara uçmak olağanüstü durumlara verilen bir hislenmeyse o hâlde adını koyamadıkları bu çileden çıkaran bu baskın histe bir başka daim olağanüstü duruma karşı bir his olmalı. Daha evrensel dünyanın baştan aşağı çürümesi gibi. Bir şeyler de büyük bir yanlışlık olmalı eminim. Bozkırkurdu kitapta da dediği gibi bir ayrım aslında bir diğer parça daha dünyadan ve vahşi anlamlandıramadığı bu duygular. Diğer yanı ise daha sıradan, asıl olmadı kabul edilen yandır. Peki bozkırkurdu hangisi gerçek bendir? Bu ayrımı neden yapmıştır? İkisinin birlikte yaşadığı nadir anlar olsa bile. Genel anlamda ikisi birbirini reddeder ve alaya alır eleştirir. Bu iki birbirine karşıt kutbu ikiye ayıramayız aslında onlarca ben vardır. Tabi bazıları yanlar daha baskın ve daha hissedilebilirdir. Harry haller mucizevi gösteri adlı yanıp sönen tabelada ki işaretleri görüp takip eder ve yabancı bir adamı takip edip broşür alır. Bu broşürü okuduğunda kendi hayatının bir analizini görür. Kendi gibi insanlar sokaklarda dolaşsa bile varlığını bilse bile sanki bu hastalığın dünya üzerindeki tek sahibi gibi hissetmektedir. "Sadece Kaçıklar için" bir yer. Oradaki incelemedeki karakter de kendini ikiye bölmüştür. Baskın benlerden dolayı. İnsanın benlikleri ile birlikte huzurlu bölgede yaşayacağına inanmıyorum ben. Çünkü insan hep bir kendi kendine çatışma hâlidir. Bazı anlar bu mümkün olsa bunu mümkün kılan o enginlik, tecrübe, birikim ve düşünce kalıcı olmayacaktır. İnsan bunu unutacaktır. Ruhtaki her iz silinir yavaş yavaş. Peki ya ölüm madem böyle düşünceler ve hisler içerisinde, onun hayalini kuruyorda, korkaklığından ve güçsüzlüğünden neden gitmiyor. Evet ölümden korkuyor ama. Aksine bu onu asıl yaşatan neden. Her an ölümle dolaşması istediği, her zaman onu kendi verebilecek olması, yanan bir evdeki yangın çıkışının güvenliğini veriyor ona. Bu kahredici hisler ile (bu en azından onun için geçerli. Belki bir başkası saçma sapan bulacaktı bu derdi) savrulmaktan başka bir şey yapamayıp içinde yaşama dair arzuları sınırlı kalıp bir şeyler isteme gücünü kim bahşedecekti ona. Diğer insanlar belirli istençler ve yollardan giderken (kimi zaman zorunluluktan) arzu etmenin zorluğu yaşamanın tadı gün boyunca sigara içen bir ağzında kalan tat gibi mi olacaktı. Kim haklıydı burada o ne isterdi. Diğer insanlar onun bilmediği neyi biliyordu? Onlar deli saçması gözler ile bakacaktı ona içini açtığı zaman biliyordu. Goethe ile ilgili kısımdan sadece şu alıntıyı atarak bahsedeceğim "Yaşamda ise, biliyor musun, zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an'dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani." Bir barda Hermine ile tanışıyor ilerleyen kısımda. Biribirini anlıyorlar. Harry eksik parçalarını onda buluyor. Hermine bu benlik parçaları arasında nasılda kontrole sahipti. İstediğinde geçiş yapıyor ama onu içinde hep taşıyordu. Bir alıntı daha yapayım sevdim bunları. Ah Harry, evimize varmamız için pek çok pislik ve saçmalık içinden bata çıka yürümemiz gerekiyor! Üstelik bize yol gösterecek kimsemiz de yok, tek kılavuzumuz yüreğimizdeki özlemdir." Hermine, Harry' i anladıysada son kararında Harry'nin onu anladığını düşünmüyorum. Onun asıl isteği o değildi. Yazacak pek bir şey kalmadı yazma isteğimde yok zaten. Harry aradığını buldu mu emin değilim ama ben buldum. İlginçtir ki kitaptan bağımsız bir şekilde ben de aynı saatlerde aradığım şeyi bulmuştum Buna bir inceleme denir mi bilmiyorum. Daha çok kendi düşüncelerim eşliğinde yürüdü çünkü. Yine de güzel bir kitap okumalısınız.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227.8k okunma
··
1 plus 1
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.