Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kainatın filtreye ihtiyacı olmadığı, insanların derin uykuda olduğu yeni bir günün sabahı... Uyku tutmayınca tefekküre vurdum kendimi. Okumak üzerinde durup düşündüm. Kur'an-ı Kerim'in ilk emri "İkra" Yaradan Rabbinin adıyla oku. Kastedilen sadece kitabı okumak mı? Öyle olsaydı ümmi bir peygambere (s.a.v) böyle bir emirle gelinmesi ilginç olmaz mıydı? Üzerinde düşünmek gereken bir durum. Geçen gün derste öğrencilerime bir konudan hareketle şu örneği vermiştim: Bakın kedi de kaplan da aynı türün üyeleri ama kediye yaklaştığınız gibi kaplana yaklaşamazsınız. 'Ay canım kaplan gel seni biraz seveyim' diyemezsiniz. Deyin bakalım eliniz veya siz kalır mısınız? Tabi hep birlikte güldük. Sonra döndüm bu durumun insanlar için de böyle olduğunu ekledim. Hepimizin mizacı farklıdır. Ben hepinize aynı şekilde davranamam. Siz de bana davrandığınız gibi başka bir öğretmeninize davranmazsınız dedim. Düşündüler ve hak verdiler. Bu her alanda her şey için geçerli. Kaktüs de menekşe de çiçek. Ama birini çok sık suladığınızda, diğerine ise az sıklıkta su verdiğinizde ölür gider. Halbuki sizin amacınız iyilik yapmaktı öyle değil mi? Değil işte. Mühim olan niteliğine göre davranabilmek, okuyabilmek. Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün. Sonra kaldırdım kafamı göğe. Okumaya niyet ve gayret ettim. Tepemde pırıldayan Jüpiter, yüzlerce yıldız... Bunlar bizim görebildiklerimiz ya göremediklerimiz? Kainatın sistemini de Allah, kitabında anlatmış. Yapılan son bilimsel çalışmalar özellikle James Webb uzay teleskobunun son verileri ayetleri doğrulanmaya ihtiyacı olmasa da doğruluyor. İşte tam da burada şu kocaman ama muazzam işleyen düzende kapladığım bir kum taneciği yerime baktım da acziyetim karşısında yine mahzunlaştım. Hal böyleyken insanın kendini ilahlaştırmasının nasıl hastalıklı bir zihnin ürünü olduğuna tekrar kani oldum. İçinden geçtiğimiz bu günlerde herkese hükmetmeye, her şeyi tekelinde tutmaya çalışan narsist bir beyin yapısıyla karşı karşıyayız. Tarihte bunun örneği zaten çok. En bilinenleri uzaktan yakına Firavun, Hitler, İsrail... Sayıları arttırmak da yine elbette mümkün. Ne ilk ne de son olacakları yüksek olasılık. Kendisi bir kum taneciği iken her şeye sahip olabileceğine inanmak ve üstelik buna da kendini inandırmak. Klinik vaka örneği. Daha korkuncu buna eğitimli, medeni (!) Olduğunu söyleyen insanlardan destekçi bulabilmeleri. İşte okumayı bilmemek. Eğitim için yararlandıkları kitapları dahi yeterince okuyabiliyor ve anlayabiliyor olsalardı zulüm ile kimsenin abad olamamış olma gerçeği yüzlerine bütün realitesiyle vururdu. O çok sevdikleri dünyadan, işgal ettikleri bir kum tanesi yerden de göçüp gitmek zorunda kalacaklar ve o zaman çok geç olmuş olacak. Bir düşünsenize bu hırslar olmadan şu içinde yer aldığımız kainat daha yaşanılır olmaz mıydı? Kuran'a bu konuda da baksak (Yunus 44)'te "Şüphesiz ki Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat onlar kendilerine zulmederler." hükmünü görürüz. Bakarız bakmasına da orda da bir ayrıntı dikkatimizi celbetmeli: Bakmak başka görmek başka. Ne diyelim Rabbim; basiretimizi, ferasetimizi artırsın 🤲
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.