“Kadim ve muazzam kaygıların mirasçılarından biriyim ne de olsa”
“Sarmaşığın tek isteği bizi mutlu etmek, bunu elbette biliyoruz; karşılığında cisimleşmiş bedenin hazlarını, lineer zamanın külfetsiz rahatlığını yaşamaktan başka bir şey beklemiyor… Sarmaşık bize sağlık, bolluk, birliktelik ve özgürlük vermeyi sürdürüyor…”
Sarmaşık, 2021 Lambda Edebiyat Ödülü finalisti Chana Porter’ın ilk romanı. Eşsiz bir uzaylı istilasının hikayesi. Sarmaşık adlı bu metafizik varlık tüm dünyayı etkisi altına almış, kapitalizmi ve sınırları çökertmiş, bir şeyin gerçekleşmesi için düşlenmesinin yeterli olduğu ütopik bir hayat yaşanmaya başlamıştır. Kahramanlarımız Trina ve eşi Deeba bu ütopik dünyada arkadaşlarıyla birlikte mutlu bir hayat sürerken, Deeba’nin sarmaşık teknolojisi yardımıyla ölüp, hayata tekrar bir bebek olarak gelmek istemesi, Trina için mutsuzlukların başlamasına sebep olur. Trina, Deeba’nin yokluğuyla başetmekte zorlanır ve Sarmaşık teknolojisini sorgulamaya başlar Ben de okurken böyle bir uzaylı istilası olsa nasıl olurdu diye çok sorguladım. Mesela sarmaşık gerçekten dünyamızı istila etmiş olsaydı depremde zarar gören tüm insanlar, binalar ve şehirler anında en güzel şekliyle yerine gelebilirdi. Ama bunun yanında insanların en abudik gubudik, saçma sapan istekleri de gerçekleşirdi ki bu da tehlikeli işteBi de sonsuz mutluluk ve ölümsüzlük gibi durumlar insanlarda doyumsuzluğa ve neticesinde psikolojik buhranlara sebep olabilirBilemedim ki Yazarın anlatım dili çok farklı dolayısıyla okunması kolay olmayan bir eser ama ben bu zorluğu, edebi dili çok seviyorum ve Chana Porter’ın muazzam hayal gücüne hayran kaldım. Keşke böyle kısa bir novellayla kalmasa da bu öyküden yola çıkarak dolu dolu bir bilim kurgu romanı yazsaydı. Kesinlikle kitabın, film ya da dizi olabilecek bir konusu var ama çok kısacıktı tadı damağımda kaldı