Yazma Yaratma ve Okuma Cesareti kitabından
Beni en çok etkileyen distopyalardan birisidir ve tüm Distopyalarda olduğu gibi, "Uyandığında" da baskıcı, totaliter bir dünyayı ve din devletine dönüşen bir yapı anlatılır. Bu yapı yasa tanımaz bir güçtür ve vatandaşları üzerinde sorgulanamaz bir güce sahiptir. İşte böyle bir düzende nelerin olabileceğini hayal bile etmek mümkün değidir...
Suç işleyenlerin ve toplum dışına itilenlerin renklerinin, vücutlarına verilen virüsle değişime uğratıldığı ve bu kişilerin toplum içinde birer utanç simgesi olarak yaşamak zorunda bırakıldıkları bir gelecek üzerine kurulur roman. Romanı daha da ilginç kılan ise, eski gücünü uğradığı termo-nükleer bir saldırı sonucu yitirmiş ve bu felaket sonrası din devletine dönüşmüş bir ABD'yele karşılaşıyoruz olmamızdır. Ortadaki tehlikeler sadece totaliter rejimler ve küresel savaşlarla da sınırlı değildir. Yeni tür salgın hastalıklar insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Bunlardan birisi de, kadınları kısır bırakan bir virüsün yol açtığı salgındır. Bu salgından sonra yönetimin çıkarttığı Yaşamı Koruma Yasaları'yla, kürtaj artık cinayet sayılmaktadır.
Kahramanımız Payne, yasak ilişkisi sonrasında hamile kalır ve kürtaj yaptırır. Bu suçtan dolayı, on altı yıl boyunca bir "Kırmızı" olarak işaretlenir ve böyle yaşamaya mahkûm edilir. Ailesi tarafından reddedilen Payne, dini eğitim merkezlerinde ıslah olmaya yönelik girişimlerde bulunur, oradan da düzen karşıtı eylemci gruplarının arasına karışır. Dindar Hıristiyan bir ailenin iki kızından biri Payne ve hayatıyla ilgili bütün kararları ailesi tarafından verilmiştir. Bu baskı altında yetişen kahramanımız, hiç de hazır olmadığı ve tahmin bile etmediği, karışık serüvende geçmişten bu güne kadar kendisine dayatılmış bütün düşünce lerle hesaplaşmaya girer.
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
