"Bir kitap açık olduğunda konuşan bir beyin, kapalı olduğunda beklemede olan bir arkadaş, unutulduğunda bağışlayan bir ruh, yok edildiğinde ağlayan bir yürektir."
Bir insan nasıl diktatör olur? İnsanı diktatör yapan kişiliği mi, toplum mudur?
20.yüzyılın ortalarında bir ada ülkesinin yakın tarihini roman tadında okumak çok keyifliydi. Hep ülkelerin tarihini merak ederim. Özellikle Güney Amerika ile ilgili pek az kitaba rastladım. Bu nedenle bilgilendirici olduğunu düşünüyorum.
Gelelim kitabımıza; ilk defa inceleme yazarken zorlanıyorum. Kitap bir gün içinde başlıyor ancak 31 yılı anlatıyor. Diktatörün, yakınlarının, ülkenin ve ana kahramanın yaşamları, darbeler, işkenceler, politika, inançlar ve Dominik ülkesinin gelenekleri beşyüz küsur sayfada okuyucularla buluşuyor.
Roman ile ilgili ciddi araştırma yaparak okumanızı öneririm. Çünkü karakterlerin isimleri, lakapları pek uzun. Ayrıca dönem kitabı ve uzak bir coğrafyaya ait olması nedeniyle dikkatle okunması gerekiyor.
Kitap bitti ama kabuslarım bitmedi. Her düzen gelirken ve giderken sancılı süreçler yaşatır. Her coğrafyada olduğu gibi yine en çok zararı kadınların gördüğü ve tarihin sürekli tekerrür ettiğini okuyunca pek de şaşırmıyorum. Darbe gören ve okuyan bir insan olarak pek çok ülkenin kaderini ne yazık ki Dominik de yaşamış. Dinin, dış güçlerin ve diktatörün hem kendi hem de ailesinin sapkınlıklarının da olması ve mutlak sona yaklaşırken, zamanlar ve karakterler arasında geçişlerle efsane bir anlatımı okurken film gibi yaşayacaksınız.
Kadın olarak ise hem utandım hem de çağımızda ki hala yaşanan çocuk gelinler, cinsel istismarlarla büyütülen gençlerin acılarını derinden hisettim. Çağ değişse de, coğrafya çok uzak olsa da yaşananlar hep kadınları yaralamış.
Çok şaşırdığım bir konu ise; toplumun her seviyesinde rastlanan hürriyetin kısıtlanması, bir kişinin dudaklarının arasında olan karar mekanizmasının olduğu bir ülkede aydınından, askerine, kentlisinden köylüsüne hala o günlerin daha güzel olduğunu düşünen bir kitlenin yaşaması.
Hele ki en son bölümü mutlaka yalnız, sakin bir ortamda okumalısınız. Hazmı zor fakat gerçekliği yüksek bir gerilimi resmen yaşıyorsunuz...
Velhasıl kelam... Açık ara okuduğum en iyi kitaptı. Ben çok beğendim. Kitap okumada ileri seviyedeyseniz mutlaka okumanızı öneririm. Keyifli okumalar dilerim.
