Mescid-i Aksa Kundaklaması ve Uyuyan Ümmet
~
"O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki, Müslümanlar dört bir taraftan İsrail'e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki:
Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir...”
Yukarıda alıntılanan ve görseldeki, Golda meir isimli eski siyonist başbakanına ait olduğu söylenen demeç doğrumu diye biraz araştırdım. Yerli kaynak hiç yok denecek kadar az. Davamız Kudüs isimli bir sitede dosyalar kısmında hem kundaklamanın haberi, hem de bahsedilen demecin yazılı hali var.
Bunun haricindeyse, sadece sosyal medya kullanıcılarının paylaştığı görsel ve yazıyı, yazar Sevda Türküsev bile yine aynı görselle sosyal medya hesabında paylaşmış ama detay ve kaynak vermemiş. Yabancı kaynaklarda ise kısmi bilgiler var. Hemen hepsi de siyonist israil menşeili sitelerde paylaşılmış taraflı bilgiler. israillilerin kendilerini aklayan haberlerin tam tersi yöne bakarak olayın iç yüzünü anlamak mümkün..
Bazı kaynaklara göre, Golda Meir denen siyonist kadın, kundaklamanın olduğu günün ertesinde tüm Müslüman devletlerin (Arapların, Türkler değil) bir araya gelerek israile saldıracağını zannettiğini ama Arapların sadece kınama yayımladıklarını ve (27 Müslüman ülke) Birleşmiş Milletlere şikayette bulunduklarını görünce rahatladığını söylediği bir demeç vermiş.
Ama kırmızı boyalı ''uyuyan ümmet'' kısmı ise yazıyı ve görseli hazırlayanların, ülkemizdeki insanlarda bir uyanışa vesile olmak ve tepki oluşturmak amacıyla eklenmiş bir yorumundan ibaret olsa gerek. Zira, bir yahudinin, heleki bir siyonistin ''ümmet'' kelimesini kullanmayacağı gayet aşikar...
Ayrıca başlık da hatalı olmuş. Yangına sebep olma durumundan ziyade aleni bir kundaklama söz konusu. Yanlışlıkla yada hatalı bir sebep olma yok, 1 yıl süren hazırlık evresinden sonra Avustralyalı Michael Rohan ı kullanarak (yardımcıları da siyonist askerlerdi elbet) kundaklama eylemini gerçekleştirmişler... Kundakçıyı da ileri derecede akıl hastalığı bahanesiyle Avustralyaya iade etmişler... Minareyi çalan (bu olayda ''yakan'') kılıfını hazırlar elbet!
Ama şunu unutuyorlar, ileri derecede akıl hastalığı bulunan bir turist dünyanın ta öteki ucundan, dünyanın en belalı ülkesine nasıl elini kolunu sallayarak gelmiş ve azılı israil askerlerini o hasta haliyle aşıp Mescid-i Aksa'ya girmiş, hiç akıl karı değil... Tabi bu kadar da hassas düşünmeye ne gerek var, nasıl olsa hristiyan batı yalanlarına inanmaya hazır... Müslüman ülkelerse inanmak zorunda, başka çareleri yok!
Ne acıdır ki 2023'te Gazze saldırılarında Müslüman ülkelerin kınamadan ileriye gitmeyen pasif tutumu o zamanlarda da aynıymış. Suspus korkak siyasilerde durum sadece bugün değil, o günlerde de modaymış, ya da bu moda o zamanlarda aşlamış...
Nereye kadar gider bu durum, hep böyle mi olacak diye soruyorsunuz içten içe değil mi? Aslında çözüm çok basit...
Müslümanlar (en başta ülkemiz insanları) artık akıllarını başlarına devşirip, pısırıklığı da bırakacaklar!
7. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar ilmen ve de bilimle dünyaya hükmeden, önderlik yapan atalarının yaptıklarını kendilerine örnek alacaklar!
Yeşilçam filmleriyle (eminiz ki diğer Müslüman ülkelerde de Yeşilçam benzeri yapılanmalar vardır) ve son yüzyılda kasıtlı olarak yazılmış, yalan yanlış ve yönlendirici kitaplarla zihinleri yıkanmış insanlara ve onların inanması için bilinçli olarak uydurulmuş hurafelere dayandırılan ve körü körüne inanılan uydurma dini görüşlere değil, İslamın gerçeğine sarılacaklar! Yani kendileri okuyup, kendileri anlayacaklar!
Okudukları her şeyi akıl süzgecinden geçirecekler! Anlamadıkları konularda, Ahmet'ten, Mehmet'ten, rasgele kişilerden değil, konunun uzmanlarından fikir alacaklar!
Ve daha çok çalışıp, ama daha çok çalışıp, ilime, bilime, teknolojiye yoğunlaşacaklar, böylece ekonomik özgürlüklerini kazanacaklar, kalkınacaklar, yani tekrardan özlerine dönecekler!
yahudilerinkini rafa kaldırıp, kendi medyalarına ve internet robotlarına, yapay zekalarına ve uzay sistemlerine sahip olacaklar!
Ayrılığa değil, birliğe odaklanacaklar! Maksadı belli siyonistlerin ve batı dünyasının beyinlerine soktuğu, subliminal mesajlarla bilinç altlarına işledikleri faşist safsataları bir kenara bırakıp, din kardeşleriyle bir olacaklar!
Uzun lafın kısası, yüzyıllardır kendilerine öğretileni unutup, gerçekte kim olduklarını hatırlayacaklar... Sonrası malum...
~
Kaynaklar:
(davamizkudus.org/arsiv-dosyalar/...)
(takeapen.org/Templates/showp...)
(ynetnews.com/articles/0,7340...)