Gönderi

180 syf.
·
Puan vermedi
·
62 günde okudu
Bu bir nefret söylemi değildir Kadınlık, erkeklik... Bütün bunların biyolojik birer gerçeklik olmasının dışında iki cinsiyetin birbirinden ne farkı vardır ki? Yazarın da dediği gibi, kadınlar da tıpkı erkeklerin hissettiğini hissetmiyor mu? İffet, güzellik, sakinlik, ağırbaşlılık hep kadından istenirken erkeklerin çapkını, sinirlisi makbul gözükmüştür hep. Peki bu rolleri bizlere atfeden kim? Neden herkes kadınların ne yapması gerektiğinden bahsedip duruyor? Neden erkekler kadınlar hakkında tonlarca yazılar yazarken kadınların kendini savunmak için bile olsa ellerine kalemi almaları yanlış bulunuyor? Neden bilim insanlarının, ünlü yazarların çoğu erkek? Kitap her sayfasında bizlere bunları sorgulatıyor ve oldukça tatmin edici cevaplar veriyor. "Kadın gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar, hayata uyum başarısı azalır" diyor Virginia. Doğru ya, kadının sorgulamaktan daha öncelikli işleri vardır; süslenmeli, evini temizlemeli, yemeğini yapmalı, kocasına ve çocuklarına bakmalıdır. Zaten kadının ne yazacak vakti vardır ne de kendine ait bir odası. Sürekli birileriyle, bir şeylerle ilgilenmek zorundadır kadın, inzivaya çekilebileceği tek bir anı bile yoktur. Ne yazıktır kadına... peki çözüm nedir? Virginia çözümü eşitlikte buluyor; erkek ve kadın eşitliği, bedenin içindeki kadınsı ve erkeksi özelliklerin dengesi hem içeride hem de dışarıda dengenin ve eşitliğin sağlanmasına yol açacaktır. Nitekim günümüzde kadının yapabileceği her şeyi erkekler, erkeğin yapabileceği her şeyi kadınlar yapabilmektedir. Buna rağmen "elinin hamuru ile erkek işine bulaşma" deyimi hâlâ gündemimizdedir. Fakat dünya, elinin hamuruyla dünyayı sırtlanan Atlas gibi kadınlarla doludur. Her iki cinsiyetin de hakkının korunduğu, eşit günlere...
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · City Publishing · 201838,4bin okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.