Gönderi

İnsan Nedir?
A Sanırım, Aristoteles doğru tanımı ortaya koymuştur. İnsan akıllı hayvandır. Akıllılık en azından düşünebilme, kavramlar kurabilme, akıl yürütebilme, alternatifler üretebilme ve eylemler başlatabilme yeteneğini içerir. B Ama bütün insanlar bunları yapmaz. Bebekler yapmaz. Onlar akli potansiyele sahip olabilirler, ama potansiyel henüz fiili değildir. Aynı zamanda bitkisel hayatta olan ve makinalara bağlı olarak yaşayan insanlar da vardır. Herhangi bir şeyin farkına zar-zor varan ve kim ya da nerede olduklarını bilmeyen başka insanlar vardır. Alzheimer hastalığı ilerlemiş, bir zamanlar akıllı olup da artık böyle bir potansiyele sahip olmayan kişiler vardır. Açıkça akli durumda olmasalar da mutlaka hepsi insandır. A Aristoteles onların gerçekte insan olmadıklarını, sadece insana benzer fiziksel organizmalar olduklarını söyleyebilmiştir. Ya da bunun bizim akıllı olması gereken doğamız olduğunu ve herkes o doğada aynı dereceye yükselmese ya da örneğini oluşturmasa da bunun doğru olabildiğini söyleyebilmiştir. B " ... nın doğası" deyiminde bir sorun bulunmaktadır. Birinin, havlamak köpeklerin, miyavlamak kedilerin doğası olduğunu söylediğini düşün. Ama bütün köpekler havlamaz ve bütün kediler miyavlamaz. "Bir şeyin doğasından'' söz ettiğimizde onun belirli uyarıcılara nasıl tepki verme doğasına sahip olduğunu, belirli ruhsal özelliklere atıfta bulunarak tespit ediyoruz. Yaygın ama evrensel olmayan, sınıfın her üyesinde bulunmayan ama yaygın olan özelliklerini gözlemlediğimizde bir şeyin doğasından bahsederiz. ''Aşırı düşmanlığın gelip geçici olduğunu düşünürdüm, ama şimdi bunun, onun doğası olduğunu düşünüyorum" diyebilirsiniz, ancak burada biz "onun doğası"nı, onun yaygın özeliklerini kastetmek için dile getiriyoruz yoksa genel olarak insanlarınkini kastetmiyoruz. İnsanların "insan doğası" hakkında söylediklerinin çoğu yanlıştır. "Bütün insanlar bencildir” "Bütün insanlar yırtıcıdır” "Bütün insanlar kötüdür” "Bütün insanlar potansiyel suçludur (veya potansiyel azizdir):' Bunlar insanlar hakkında bütünüyle genellemelerdir; tanımlar değildir. A O halde akıllı bir hayvan olarak değilse "insan"ı (insan varlığını) nasıl tanımlardın? B Yaşayan bir canlıyı bir insanoğlu olarak nasıl tanımlayabiliriz? Sana harfi harfine bir tanım veremem, ancak örnekler ve fotoğraflar gösterebilirim ve bazı belirgin özellikleri betimleyebilirim, ama her örnekte zorunlu olarak bulunan niteliklerin hepsini tasvir edemem. Tipik bir insan dik yürür; iki omzu, iki bacağı, iki gözü, iki kulağı ve birbirine simetrik biçimde bağlı organlara sahiptir. Çene midenin üstündedir, mide ayakların yukarısındadır ve benzeri (dört ayakla yürüyen çoğu memeli hayvandan farklıdır). Bir bacak, omuz ya da göz olmasa dahi, yine de o yaratığı insan olarak belirleriz. Biyoloji resimleri içeren kitaba baktığımızda bir çocuğa şunu söyleyebiliriz: "O bir insandır. Hayır, o bir şempanzedir. Hayır, oradaki bir maymundur:' Çocuk çabucak modeli (Gestalt) görür ve onu belirlemede hiçbir hata yapmaz. Çocuk zaten insanı tüm diğer yaratıklardan nasıl ayırt edeceğini bilir. Doğrudur, bazı sınır çizgileri olabilir. Bir Neanderthal insanı, aynı türün bir varlığı olarak sayılmak için bugünün insanına yeterince yakın mıdır? Evet demeye teşebbüs ederiz, ama emin olmayız. Bunun nedeni, Neanderthal fizyonomisinin sınır olması, belli bir rengin kırmızı ile turuncu arasında olduğu gibi onun insanlarla maymunlar arasında bir yerde bulunmasıdır. A İnsanları, en önemli özelliği olan akılla tanımlamadın. B Akıllı olma, kuşkusuz en önemli özelliktir, ama uygulamada bu, insanları insan olmayanlardan nasıl ayırdığımız sorunu değildir. Bir toplantı odasına girdiğinizde koltuklarda oturan bütün organizmaları hemen insanlar diye adlandırırsınız, yoksa şempanze veya maymunlar diye değil. Ama onlardan biriyle daha konuşmadın ve akılcılığını kontrol etmeye zamanın olmadı. Buna rağmen onlara insanlar dersin ve hepimiz de aynısını yaparız. Dil veya akla herhangi bir gönderimde bulunmaksızın insanı insan olmayandan ayırt edebiliriz. Akla sahip olup olmadığını bilmeye çalışmadan önce yaratığı bir insan olarak tespit ederim. Bunun, "insanoğlu" deyimini nasıl kullanacağımıza ilişkin doğru bir haber olduğunu öne sürerim. A Bir insanın estetik bir hayvan, yalnız güzellik duygusuna sahip bir canlı olduğunu neden söylediğini anlamıyorum. Bu, insanları diğer türlerden de ayırır mı? B Hayır, çünkü onun herhangi bir estetik duyguya sahip olup olmadığını bilmeden önce, insan olup olmadığını bilebilirim. Ve "insanla aynı olan, gülen hayvandır:' Asla gülmemiş bir kişi de bir insan olacaktı (ve hiçbir insan gülmese bile insan olacaktı). Gülen bir sırtlan, yine de bir insan değildir. Şempanzeler de aletler yapar, ancak alet yapma kapasitesi onları insan yapmayacaktır. Konuşmak da öyle: konuşan bir papağan yine de insan değildir; kullandığı dili anlamaz. Anlasa bile o yine de bir kuştur, bir insan değildir. Hayır, sana tam da şimdi gerçekte de kullanıldığı şekliyle nakledilen gerçek tanımını verdiğim hususunda ısrar ediyorum. A Ama bu, insanın özünü, onun akıllı olmasını kapsamıyor. B İnsanı bu şekilde tanımlamayı tercih ettiğiniz için buna öz/ mahiyet (essence) diyorsunuz. Ben ise size bunun, günlük hayatta bu sözcüğü kullanma şeklimizi yansıtmadığını göstermeye çalışıyorum. Dil oyunları oynamak istersek ben de tanımıma "öz" diyebilirim, fakat bunun, tanımlar arasında bir yarış başlatacağını daha önce size söylemiştim. Aslında her gün kullandığım bir tanesini size vermiştim. Siz "O, doğru tanım değildir" dersiniz; ben de sadece böyle bir tanımın olmadığını söyleyerek cevap veririm. Yeni bir kamyon türü keşfedilir. İsmi de kendisi kadar farklıdır: "O bir kamyon değil, bir vandır." "Van" sözcüğünün doğru bir tanımı var mıdır? Muhakkak bu, onu nasıl adlandırdığımızla ilgili bir husustur: Farklı bir kamyon veya farklı bir "mekanik tür"e ait bir van olduğunu söyleyebiliriz. Farklılığı, yeni bir sınıflama geliştirmemizi doğrulayacak bir varlık olarak belirtiriz. Hepsi bu. "Van"ın doğru bir tanımından daha doğru başka bir tanım yoktur. Tartışmayı bir "vanın gerçek özü" veya "bir vanın gerçek tanımı" hakkındaki bir çekişmeye sürükleyerek (onun neyle adlandırılacağı hakkında) dile ilişkin münakaşayı uzatmamak gerekir. Bir vanın ya da bir insanın öz gibi bir şeyi yoktur. A Yine de seçtiğiniz tanım büyük ölçüde pratik bir değişiklik yaratabilir. Bir mikrop gibi, bir virüs gibi, arızalı bir organ gibi, teşhis edilebilir bir fiziksel varlığı olmadığı sürece bir bilim insanının, bir hastanın hastalığı olmadığını söylediğini düşünün. Ancak bir psikiyatrist hastalık için bunların bulunmasının bir sebebi olmadığında ısrar eder: Bir x-ray ya da bir mikroskop yoluyla görülebilen herhangi bir hastalığı yoksa (ya da henüz yoksa) bile eğer aylar boyu belli bir zaman ya da katatonik denilen (günlerce zar-zor hareket edebilme) derinden depresyona girerse hasta işlevselliğini yitirebilir. Şimdi bu tanımlar içinden tercihimizi yapmak zorunda mıyız? Bir psikoterapist iseniz ve sigorta poliçeleri sadece hastalıkları kapsıyorsa, kanserliler gibi, bazı zihinsel kondisyonları bakımından tümüyle yetersiz hastalarınız varsa ikinci tanımı tercih edeceksiniz. Çünkü hastalarınız ancak bu şekilde ihtiyaç duydukları sigorta kapsamına girebilirler. Kuşkusuz ikinci tanım bu koşullar altında tercihe şayandır. B Tanımın tercih edilmesinin pratik birçok farklılıklar yarattığı doğrudur. Muhtemelen ikinci tanımın benimsenmesinin sonuçları tercih edilebilir durumdadır; bazı sahtecilikleri ve kalpazanlıkları teşvik etmesine rağmen tercihe şayandır. Herhangi bir tanımdan ziyade bir tanımı kullanmak, her ikisinin de doğru olduğu anlamına gelmez. A Ama ona neyin neden olduğuna bakılmaksızın bir hastalığın normal işlevselliği engelleyen bir durum olduğu doğru değil mi? B Sadece bu anlama gelecek şekilde "hastalık" sözcüğünü tanımlarsan doğru olur.
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.