Benim Hüzünlü Orospularım İncelemesi
Gabriel Garcia Marquez ’in okuduğum 8. kitabı oldu Benim Hüzünlü Orospularım ve maalesef aralarında en beğenmediğim de bu oldu. Neden beğenmedin diye sorarsanız, size şu şekilde cevap verebilirim: Eğer kitabın kapağını görmesem, kimin yazdığını bilmesem, öylece sadece roman metnini elime tutuştursalar ve sence bunu kim yazmıştır diye sorsalar, bu kitabı Gabriel Garcia Marquez ’in yazdığı hiç aklıma gelmezdi. Neden diye soracak olursanız, bir kere anlatım hiç Gabriel Garcia Marquez tarzı bir anlatım değil. Daha önce 7 kitabını okudum ve hiçbirinde ben-anlatıcı yoktu. İlk kez Benim Hüzünlü Orospularım ’da bu tür bir anlatım gördüm. Gabriel Garcia Marquez ’in müthiş büyülü gerçekçilik kaleminin hiçbir izi yok metinde. Alışmışım bir kere Gabriel Garcia Marquez kitaplarında hayaller ile gerçeğin birbirine karışmasına ama bu kitapta hiç öyle bir şey yok.
Peki ne var kitapta? Benim etik olarak hiç doğru bulmadığım bir ilişki var. 90 yaşında bir adamla 14 yaşındaki bir kızın ilişkisi. Açıkçası bir pedofilin hikayesi anlatılmakta. 90 yaşına basmak üzere olan köşe yazarı, 90. Yaş gününde kendine bir şey hediye etmek ister. Bunun için de eline hiç erkek eli değmemiş bir kız ile birlikte olmaya karar verir. Bu amaçla genelev patroniçesi Rosa Cabarcas’ı arar. Rosa da ona 14 yaşında hayatını düğme dikerek kazanmaya çalışan bir kız ayarlar. Yazar, kızı ilk kez uyurken görür ve âşık olur. Kızın gerçek adının ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak ihtiyar yazar ona Delgadina ismini koyar. Delgadina sayesinde yazar hayatında hiç tatmadığı duyguları yaşamaya başlar: Aşk, kıskançlık, endişe…
Bu kitap bize aşkın daha da önemlisi kendini bulmanın yaşı olmadığını anlatmaya çalışmakta. Anlatım olarak sık sık geçmişe gidip tekrar günümüze dönme şeklinde bir yol izlenmiş. Özelikle yazarın daha önce yaşadığı ilişkilerden bolca anekdot nakledilmiş. Hiç alışık olmadığım şekilde basit bir anlatımı var. Hani bir çırpıda okunup bitirilecek kitaplardan diyebiliriz. Yormuyor ama çok da bir şey katmıyor. Gerçek bir Gabriel Garcia Marquez eseri diyemem. Örnek bir Gabriel Garcia Marquez eseri de diyemem. Gerçekten Gabriel Garcia Marquez ile tanışmak istiyorsanız doğru kitap bence Albaya Mektup Yok . İki kitabı yan yana koyunca çok ağır bir kalite farkı ortaya çıkıyor. Albaya Mektup Yok ’tan Benim Hüzünlü Orospularım ’a düşüş nasıl olmuş anlayamıyorum. Demek ki her yazar yaşlandıkça kalemini ilerletemiyor, bazen kalitede düşüşler de yaşanıyormuş. 
Kolera Günlerinde Aşk kitabı gözüme ilişiyor ama yazardaki ilk deneyimim elimi geri çekmeme sebep oluyordu. İncelemeniz bu anlamda ilaç gibi oldu hocam. Neyse ki tarzı öyle değilmiş.😁