Bir Daha Yumurtlamayı Reddediyorum!İlk defa bir kitaba inceleme yazacağım için epey heyecanlıyım. Okuduğum kitapları kendimce özetlediğim ve yorumladığım bir defter var ama buraya yazmakla bir değilmiş. Ama elimden geleni yapacağım :)
Kitaba başlıkta görmüş olduğunuz cümleyle merhaba diyoruz. Bir baş kaldırma ve düzene karşı çıkma ile başlangıç yapmak da epey keyif veriyor.
Konfüçyüs diyor ki:
Güneşin sana gelmesini istiyorsan, gölgeden çık!
Ben de Filiz'e diyorum ki:
'Özgürlüğünü istiyorsan, kümesinden çık.'
Filiz, kümesteki tek düze yaşamından rahatsızlık duyan ve dışarıda özgürce gezen diğer hayvanlara baktıkça hayatını sorgulayan bir tavuktur. Kuluçkaya yatma ve özgürlüğüne kavuşma hayaliyle doludur. Bu uğurda birçok savaş vermiş, her zorluğa göğüs germiş ve defalarca ölümle burun buruna gelmiştir. Buna rağmen pes etmeden hayallerinin peşinde ilerlemesi takdire şayan bir durumdur.
Yazar kitapta sadece özgürlük mücadelesini işlememiş. Aynı zamanda türler arasında yer alan hiyerarşiyi de vererek bir nevi ırkçılığa da gönderme yapmıştır. Şu satırlar da bu hiyerarşiyi özetler niteliktedir:
"Neden bahçede yaşayamıyorum? Ben de tıpkı onun gibi bir tavuğum."
"Ha! Salak tavuk! Bunu nasıl düşünebilirsin? Evet, ikiniz de tavuksunuz ama sen farklısın. Bunu nasıl bilmezsin? Nasıl ki ben bir bekçiyim, horoz sabah olduğunu haber veriyor; sen de bir kafeste durmadan yumurtlamalısın! Bahçede değil! Kurallar böyle!"
s.30
Velhasıl her karakter bana bir mesaj verdi. Her karakterin kendince bir yolculuğu vardı. Ve onların serüvenine ortak olmak benim için çok değerliydi. Filiz'e teşekkür ediyorum. Bana cesareti, şefkati ve anneliği en güzel şekilde hissettirdiği için. Avare'ye teşekkür ediyorum. Sevgiyi, fedakarlığı ve dostluğu anlattığı için.
Bu iki karakteri asla unutmayacağım :) Sözlerime Genç Timaş'ın sloganıyla son vermek istiyorum:
İyi ki kitaplar var.