Gönderi

408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Sabahattin Ali'nin kitaplarıyla iç içe bir çocukluk geçirmiştim babam sayesinde yıllarca. Öldürüldüğünü biliyordum ama öğrenmek istememiştim o zamanlar böylesine saygın bir yazarın, değerli bir beynin neden yok edilmek isteneceğini. Yine babamın bana vermiş olduğu bu kitapla beraber kaçmış olduğum acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldım. Kalmalıydım da. Böyle bir adamı ve başından geçenleri herkesin bilmesi gerekiyor. Mahkum olduğu hapishaneler, bu mücadele içinde özgürlük hayalinde yazmış olduğu kitaplar ve yine özgürlük adı altında vazgeçmek zorunda kaldığı ve asla vazgeçmediği kavramlar... Aynı zamanda Nazım Hikmet'e duyduğu saygı ve sevgi de apayrı etkiledi beni. Kitap bittiğinde ise yüreğim cız etti. Okumaya doyamadığımız eserlerini düşününce, "kimbilir kaç kitabı daha nesilden nesilden nesile aktarılacaktı?" sorusu düştü aklıma. O naif ruhunu insanların duygularına nüfuz ettirmeyi başarırken üzerimizde kaç kitabının izini taşıyamadığımızı -taşımaktan mahrum bırakıldığımızı- düşündüm ve bir kez daha çaresiz bir isyana boyun eğmek zorunda kaldım. Osman Balcıgil'in de söylediği gibi "Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, üzerinde yaşadığımız topraklar, tıpkı yüz otuz iki yıl öncesinde olduğu gibi, Sabahattin Ali'nin döneminde de, bugün de, aklın peşinde koşan evlatlarını yok etmeyi sürdürüyor." Ne yazık! Gerçek tanışıklığın yazarın hayatını öğrendikten sonra başladığını net bir şekilde anladım. Sabahattin Ali'yi biraz daha yakından tanıyabilmiş olmak ona duyduğum sevginin daha da artmasına vesile olurken eserlerini bir daha okumaya teşvik etti beni. O dönemde yaşanan rahatsız edici gerçekler karşısında düşüncelerimin bazı yerlerde ne yöne çekileceğini bilemeden, ikilem yaşayarak okuduğumu da itiraf etmeliyim. Havada salınan düşüncelerim sanatın/sanatçının yanında ve onun yörüngesinde dolaştı durdu. Buğulu bir camdan bakmaktan farksız aslında başkasının hayatındaki gerçeklere ama hangi kitapları ne koşullar altında yazmış olduğunu az çok öğrenmiş olmanın onun gerçeğine daha yakın bir bakış açısı sunacağından eminim. Eserleri okuyacağım kitaplar arasında yeniden yerini alırken beni onunla iki kez -ve bu sefer daha gerçek anlamda- tanıştıran babama yeniden teşekkür etmeyi ihmal etmediğimi de söylemek isterim. Herkese iyi okumalar.
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20165bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.