Ödüllü yazar 
Chris Whitaker'ın romanı, 
Sondan Başlıyoruz, Amerika'nın küçük kasabasında otuz yıl önce yaşanan bir cinayetin Cape Haven'dakilerin hayatlarını ne hale getirdiğini anlatıyor.
Duchess Day Radley parçalanmış bir aileden gelen on üç yaşında bir kız çocuğudur. Annesi Star, kendi dünyasında kaybolurken, Duchess kardeşi Robin ile ilgilenmektedir. Duchess, hayatında mücadele ile ayakta kalmaya çalışan, kıt kanaat yaşayan, çocukluğundan mahrum bırakılmıştır. Amerikan tarihinin kalıcı bir parçası, tartışılmaz bir ulusal mit ve efsane olan Vahşi Batı 'kanun kaçağı' kişiliğini hayal ederek ve onunla yaşayarak önlerine çıkan sıkıntı ve travmalarla bu şekilde başa çıkmaktadır. Bu, çoğu zaman başkalarının ondan korkmasını ve ondan kaçınmasını sağlar. Ancak bu durum en iyi niyetlerle, en ölümcül sonuçları beraberinde getiren bir dizi eylem ve kararı tetikler.
Otuz yıl önce yaşanan cinayetin ve sonuçlarının, Duchess ve kardeşi Robin'in hayatlarını nasıl alt üst edebileceğini zekice bir kurgu ile okuyoruz. Romanın konusu hakkında daha fazla bahsetmek istemiyorum çünkü hikaye ile ilgili en ufak bir bilgi okuma zevkini bozabilir.
Whitaker'ın etkileyici hikaye anlatımı, okuyucu üzerinde duygusal açıdan yürek burkan, tekrar eden olaylar, aşk, kayıp, fedakarlık, sırlar, aile, cinayet, intikam ve intikam hakkında silinmez bir iz bırakıyor. Bağışlanma ve kefaret arayışından ve kurtarılmak istemeyen birini kurtarmaya çalışmanın imkansızlığından söz ediyor. İnsanların sevdiklerini korumak için ne kadar ileri gidebileceklerini gösteriyor. Romanın şüphesiz öne çıkan özelliği, duygusal açıdan zarar görmüş, savunmasız, aile ağacının uzun boş dallarını araştıran, Robin'in çıkarlarını kendi ihtiyaç ve arzularının üstünde tutmaya istekli, boyun eğmez Duchess'in karakterinin oluşması ve gelişmesini görmekti. Ve bu gelişim kalbinizi kırabilir. Bazı yerlerde gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız...
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.