Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zihin boşluğundan sızan bazı düşünceler
Yazmak, yazmak, yazmak ve çıldırırcasına yaşamak. Yaşamaya çalışmak ayni zamanda yaşayamamak... Kimi zamanlar yaşıyor olmaktan çok büyük haz duyuyorum. Yaşıyorum ya! Diyorum. Bak kuş sesleri, aceleyle bi yerlere yetişmeye çalışan insanlar, rus romanlarından fırlamış gibi bi şehir. O zaman dilimlerinde kendimi muazzam iyi hissediyorum. Ruhum adeta benliğimle butunleşiyor, bedenim hafifliyor gibi oluyor. Çevreyi seyrediyorum ve şükrediyorum çoğu zaman lakin bi şeyler eksik. Bir şeyler... Ne eksik düşünüyorum, her dakika, her saniye lakin bulamıyorum cevabını. Benliğime yetebildiğimi düşünürken bu hesapsız düşünceler ince ince sızıyor zihnime. İşte tam o zaman şuurumu kaybediyor gibi oluyorum. Tutunacak bi dal arıyor, bulamıyorum. Bu arayışlar tümüyle çürütüyor ruhumu. Bu arayışlar tam anlamıyla dipsiz bir denizin sanki bir dibi varmış gibi beni aşağı çekiyor. Boğulacak gibi oluyorum lakin etrafımda ne tutunacak bir dal var ne de beni yukarı çıkarabilecek mucizevi bir şey. Çaresizce kurtulmaya çalışıyorum, hem dibe batıyor olmaktan mutluluk duyuyorum hem de bedenim kurtulmak istercesine çığırtkanlaşıyor. Beni bu ikilem öldürüyor: yaşamak istemek ve yaşamı artık arzulayamıyor olmak. Kendi kendimi çıkartır gibi oluyorum o dipsiz denizden ama şuursuzlastigim an tekrar dibe doğru gidiyorum. Benim yerim orası. O dip. Benim yerim dünyada işlevi olmayan, dünyada dahi bulunmayan o çıldırmış denizin dibi. Hem karanlıktayım hem aydınlıkta. Hem ölmeyi arzuluyorum o denizin dibinde hem kurtulmaya dair ümit besliyorum içimde. Tanrım, ben bana bahşettiğin bedende mahsur kaldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yapabildiğim tek şey canhıraş kurtulmaya çalışmak. İhtirassızlaşan bu sis ruhum beni derbeder ediyor, güçsüzleştiriyor.
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.