Sevgili Riko
SEVGİLİ RİKO
CEMİLE AKTEMUR
YOLAKADEMİ YAYINEVİ
Merhabalar Sevgili Kitap Dostları
Bugün sizlere Sevgili Yazar Cemile Aktemur 
Cemile Aktemur Hanımın Kaleminden çıkıp #yolakademiyayinevi tarafından yayınlanan
Sevgili Riko adlı kitap yorumuyla geldim...
-Kitabımızın türü roman olup, 19 bölüm, 199 sayfadan oluşmaktadır. Yazım dili açık ve oldukça anlaşılırdır. Kurgusu okuru son sayfasına kadar ilerletebilecek potansiyele sahip bir şekilde sürükleyicidir. Her bölüm başındaki aforizmalar sizi düşünmeye itecek ve dimağınızda hoş bir tını bırakacak...
Sizi ilk sayfasında içine çekmeyi başarıp son sayfasına kadar merak içinde ilerleten, okura kitap sayfaları arasında gezinirken aşk, özlem, ayrılık, hüzün, aile, eğitim vb. konuları sunan ve bu konuların içindeki karakterlerle bir bağ kurulmasını başaran, olayları film şeridi gibi zihninizde canlandıran kısa ama dolu dolu bir içeriğe sahip olan roman türünde yazılmış kitapları okumayı sever misiniz? Cevabınız evet ise bu kitap tam sizlik derim. Neden mi? Hadi gelin az biraz kitap içeriği hakkında bilgi vereyim size .
-Yazarımız bu kitapta
Riko ile Şebnem adlı iki gencin ilham veren aşklarını konu alır. Bu hikaye insan olmanın hallerini anlatan sosyolojik bir kurgu içeriyor. Kişisel gelişiminize katkı sağlayacak bu eserde duygu ve düşünceler aynı kapta hünerle yoğurulmuş. Yazar, ademî meseleleri ustalıkla yorumluyor. Mesela zaman ; ona göre bir beklenen zaman vardır bir de yitip giden zaman ... İki zaman arasındaki derin anlamlar ilmek ilmek işlenmiş. Öyle bir an oluyor ki okurken boğazınız düğümleniyor, yaşanan haksızlığı söküp atmak istiyorsunuz, öyle bir an geliyor çaresizliği yaşarken insan olduğunuzu hatırlıyorsunuz.Öylesine bir aşk hikayesi deyip geçemeyeceksiniz. Yazarın hayata dair anlatmak istedikleri var. Aile olmak, sevmek sevilmek, insan olmak, iyiliğin samimiyeti...Sevmek, sevgi ile büyütmek, hayatın dengesi, olana sahip çıkmak, olan ile olmuş arasındaki çizgi ve dahası...
Dünya adil bir yer değil diyor yazar : sevmek olmasa , iki solun harbine yenik düşer insan , kalp ile zihnin harbi, çelişkiler ve çekişmeler... Çelişkilerin bile hayata anlam kattığını anlayacaksınız, okudukça ilerlediğinizi ve zihninizin zenginleştiğini hissedeceksiniz...
-Peki kimdir bu Riko ile Şebnem? Bu iki gencin nasıl bir hayat hikayeleri var? diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
-Riko; Osman bey ile Fatma hanım'ın üç çocuğunun en büyük ve tek erkek çocuğudur. Riko'nun Havva ile Özlem adında 2 kız kardeşi de vardır. Anne ve babası çalışan iyi birer ebeveyndir.Riko ailesiyle birlikte taşra'da yaşamaktadır.
Riko'nun asıl adı dedesinin adından gelen Ramazan'dır. Liseye başlayana kadar herkes ona bu adıyla hitap edermiş çünkü hiç kimsenin adını bozmasını yada ona takma ad takmalarını sevmez bunu yapanlara sert tepki verirmiş. Ama lise'ye geçtiği dönem onu içine alan bir aşk hikayesi ile sevdiği kız yani Şebnem ona Riko demeye başlamış, hal böyle olunca okul arkadaşları hatta öğretmenleri bile Ramazan ismini Riko olarak kodlamış ve sınıftaki diğer Ramazan ile ayırt edilmesini sağlamışlardır Ramazan'ın ders notları ileride güzel bir bölüm kazanacağı kadar yüksektir.
-Gelelim Kitabımızın ikinci Asıl karakteri aynı zamanda Riko'nun sevdiği kız olan Şebnem'e...
-Şebnem ; Mehmet bey ile Ayşe hanım'ın tek çocuğudur. Şebnem'in ailesinin maddi durumu Riko'nun ailesine göre çok iyidir... Şebnem'in ailesi maddi ve manevi olarak kızının her isteğini yerine getirdikleri için Şebnem maddi olarak hiç zorluk çekmemiş, konforlu bir hayat içinde yaşamıştır. Her ebeveyn gibi Mehmet bey de kızının okuyup doktor vb. başarılı olacağı ülkesinde maddi geliri olan bir meslek sahibi olmasını istiyor ama Şebnem'in okul dersleriyle arası pek iyi değildir. Şebnem genelde resim, bale vb. aktiviteleri yapmayı, gezip yeni yerler görmeyi sever. Mehmet bey ise resim yapma sanatının yaşadıkları ülkede pek değer görmediği için kızının meslek konusunda farklı bir seçim yapmasını resim sanatını ise hobi olarak devam ettirmesini söyler.
-Hayatı paylaşmak güzeldir... Riko ile Şebnem'in ilk başlarda paylaşmaktan anladıkları şey ders aralarında bir gofreti birbirlerine pay ederek paylaşmalarıydı ama zaman geçtikçe sevgilerini de paylaştıklarını anlayacaklardı.
Riko ile Şebnem birbirlerinden ayrı kalmamak için ders zamanlarında bile kağıtlara yazı yazarak yada öksürüp, hapşırma davranışları sergileyerek sürekli birbirleriyle iletişim halinde olurlarmış. Bu durum öğrenciler, veliler hatta okul idaresinin bile kendisine sorun edeceği bir hal almaya başlamış.
Birgün müdür yardımcısı, Şebnem'in babası Mehmet bey'i okula çağırır ve kızı ile Riko arasında olan samimiyetin yanlış olduğunu bir kız babası olarak sonradan kendisinin üzüleceği tarzında söylemlerde bulunur. Müdür yardımcısı öyle ağır bir üslupla konuşur ki Mehmet bey ise tevazu sahibi bir kişi olarak suskunluğunu korur.Çünkü kızına ve Riko'ya karşı sarsılmayacağını hissettiği güveni vardır.Ama yine de müdür yardımcısının içine ektiği şüphe tohumları yüzünden Şebnemin ailesi bir akşam Riko'yu evlerine davet ederler. Ve bir kız babası olarak Mehmet bey Riko'ya ailesi ve kendisiyle ilgili birçok soru sorup onu tanımaya çalışır. Aradan bir müddet geçtikten sonra müdür yardımcısı kendi ayağıyla Mehmet Bey'in çalıştığı yere gidip özür diler ve kendisini afetmesini ister.
Aslında burda kişinin önce kendisini geliştirmesi gerektiği ile ilgili bir vurgu yapılmıştır... Kişi hangi makam koltuğunda oturursa otursun üslup özelliklerini taşımıyorsa, üslupsuz, düz bir konuşma şekliyle hareket ediyorsa o zaman o kişinin önce kendini eğitip geliştirmesi gerekir...
-Önlerine koyulan hiçbir engel iki aşık çifti birbirinden ayıramamıştır.
-Baba demek sadece eve ekmek getiren birey değil, aynı zamanda eşine ve çocuklarına iyi bir arkadaş, iyi bir dost, sırtlarını dayayabilecekleri sağlam bir dağ demektir... Her ne kadar yaşam tarzları farklılık gösterse de Osman bey de Mehmet bey de bu özellikleri taşıyan çocuklarına iyi birer ebeveyn ve hanımlarına iyi birer eş olmuşlardır.
Osman bey hergün evine ekmek parası götürebilmek için trafo tepelerine çıkıp ölüm ile yaşam arasındaki çizgide azimle çalışarak mücadele etmektedir. Fatma hanım ise herkesin dert ortağı bildiği, konu komşunun derdine çözüm bulduğu bir dost kapısı olmuştur.
Bir insan başkalarının derdine derman olabiliyorken kendi derdinin dermanını bulamıyor bazen... Birgün Riko tam evden çıkıp mezuniyet törenine giderken feryat figan eden bir komşunun evlerine gelip annesini çağırdığını görür. Sesi duyan Fatma Hanım yardım çığlıklarına koşar, koşar ama bilmez ki bu çığlıklar onun evine düşen ateşin çığlık sesleridir... Çünkü yanıbaşında ağlayan komşusu ona kocasının ölüm haberini getirmiştir...
Bir çift ayakkabıdan güç alabilir mi hiç insan?
Dostluk, Akrabalık evine ateş düşüp , göğüne karanlık bastırdığı zaman anlaşılıyormuş meğer. Riko ve ailesi de babasının kaybı ile bu hayat dersini öğrenmiş olurlar. Çünkü hayatta olmalarına rağmen ne amcaları ne de akrabaları onlara sahip çıkar. Üstüne üstelik Osman Bey 'in işverenleri aileye herhangi bir yardım yapmamak için Osman Bey' in kusurlu olduğunu iddia edip öne sürerler. Sırf kendi vicdanlarını rahatlatabilmek için ailenin yanındaymış gibi davranıp Osman Bey'in yerini Riko ile doldurmaya çalışırlar ve Riko'ya iş teklifi ederler . Riko artık hem kardeşlerinin abisi, hem Fatma hanım'ın oğlu hemde evin babası konumuna gelmiştir.O yüzden kendisine edilen teklifi kabul eder ve çalışma hayatına atılır.
Çünkü Osman bey'in ölümünden sonra Fatma hanım'ın sol kolunda uyuşmazlıklar meydana gelir gün geçtikçe daha kötüye gider ve iş yapamaz hale gelir. Bir süre sonra Fatma hanım hastaneye kaldırılır. Riko ev, iş, hastane üçgeni içinde dönüp durur. Bu zamanda Riko 'nun kardeşleri korkmamak için dış kapıya bıraktıkları babaları Osman bey' in ayakkabısından güç alırlar...
Riko ile Şebnem'in birlikteyken keyif aldıkları en güzel şey Mavi kelebekleri görüp onların peşinden koşmaktır... Şebnem maddi gücün verdiği rahatlıkla gittiği yerlerde Mavi kelebekleri çok sık görür ama Riko normal kahverengi türü haricinde pek kelebek türüne rastlayamaz.
Bir gün okul kısa bir gezi seyahati düzenler. Şebnem ile Riko da bu geziye dahil olurlar ve gittikleri yerde sayıca fazla Mavi kelebeklere denk gelirler.Böylece Riko da kelebeğin bu türünü gözleriyle görüp keşfetmiş olur.
Mehmet Bey kızının üniversite sınav sonucunu gördükten sonra kızının resim sanatına duyduğu azmi desteklemeye karar verir ama bulundukları coğrafyada bu alana pek değer verilmediği için kızının emeklerinin ziyan olacağını düşünür ve onu yurtdışında yaşayan kızkardeşinin yani Şebnem 'in halasının yanına gönderip eğitimi yüksek kalitede olan okullarda okutup yeteneğini geliştirmesini ister.
Mehmet bey, Şebnem ile Riko' nun birbirlerine ne kadar çok bağlı olduklarını bilir ama geleceğin onlar için nasıl bir yol çizeceğini kestiremez. O yüzden bir gün Riko'yu evlerine davet eder.
Kahvelerini yudumladıkları sırada Mehmet bey konuyu açar ve Riko'nun fikrini öğrenmek ister.
Riko her ne kadar sevdiğinin yanında olmasını istese de onun geleceğine mani olmamak için bir kız babası olarak kızını, onun geleceğini düşünmek zorunda olan Mehmet bey 'in sözlerini onaylar ve yurtdışına gitmesi için zorda olsa Şebnem' le konuşacağını söyleyip üzgün birşekilde oradan ayrılır...
-Peki müdür yardımcısının Mehmet bey'den özür dilemek için ayağına kadar gitmesine neden olan şey nedir sizce?
-Peki Osman bey'in ölümü kendi hatasından mı yoksa işverenin hatasından mı kaynaklanıyor dersiniz?
-Fatma Hanım sağlığına kavuşabilecek mi yoksa ölüm Riko'nun evinden bir kişiyi daha mı çekip alacak?
-Şebnem yurtdışına gitme fikrine nasıl bakacak dersiniz?
-Şebnem'i yurtdışında nasıl bir hayat bekliyor dersiniz?
-Riko çalıştığı yerden memnun kalacak mı? Yoksa o da babasının yaşadığı kaderi mi yaşayacak?
-Şebnem yurtdışına gittikten sonra Riko ile tekrar birlikte olabilecekler mi? Yoksa Şebnem'in hayatına yeni biri mi girecek dersiniz?
-Riko ile Şebnem aşkı, birbirine kavuşamayan bir aşk hikayesine mi dönüşecek? Yoksa dirayet ve sadakat Mavi kelebeklerin çizdiği yolu beyaz kelebeklerle mi süsleyecek?
Bu soruların cevapları ve daha fazlası
Sevgili Riko adlı kitapta saklı. Sizlerde bu soruların cevabını merak ediyorsanız sizi son sayfasına kadar merak içinde ilerleten bu harika kitabı hemen seçkin kitap mağazalarından temin edip
bu harika aşk yolculuğuna ortak olabilirsiniz.
Şimdiden Tüm Okurlara Keyifli Okumalar Dilerim. Yazarımızın Kaleminin Daim Okuyucusunun Bol Olmasını Dilerim...Yeni Kitap Yorumlarında Buluşmak Dileğiyle... Kitaplar Işığınız Olsun. Kitapla Kalın Takipte Kalın
Cemile Aktemur
·
220 views
Yazarın farklı bir kitabını okumuştum, kalemini seviyorum. Güzel incelemeniz sayesinde bu kitabı da ilgimi çekti:)
Kitabın bu denli güzel olacağını tahmin etmemiştim :)
Roman ve 199 sayfa 😮 bu kadar kisa roman okumadim hic
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.