Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Dikkat Ağır detay içerir...
Dar Zamanlar Üçlemesinin ikinci kitabı... Roman, Doçent Aysel'in abisi İlhan Dereli'nin kızı, Ayşen ile Tümgeneral Hayrettin Özkan'ın oğlu Ercan'ın düğün gecesini konu alıyor. Romanın kısa olayın örgüsüne değinmek gerekirse: Aysel'in ağabeyi İlhan Dereli'nin kızı, Ayşen ile Tümgeneral Hayrettin Özkan'ın oğlu Ercan evleniyor. Aysel düğüne gelmiyor, eşi Ömer'e Tezel ile kendisinin gitmesini istiyor. Roman boyunca Tezel ve Ömer bu samimiyetsiz saklanmaktan kaçmak istiyor. Tezel sürekli içki içiyor. Ömer de ara ara ona ait olup olmadığını hayatını sorgulamaya başlıyor. Ve bir yandan karısını düşünüyor, diğer yandan da Ayşen'e aşık olduğunu fark ediyor. Roman boyunca çeşitli diyaloglar olsa da tüm karakterlerin bilinci konuşturuluyor. Ayşen'in evleneceği Ercan'ın kardeşi Hakan da Ayşen'i sevmektedir ve kardeşi Ercan'ı ölümle tehdit ediyor. Böyle bir endişe de var ama olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor ve düğün tüm hızıyla (dansözler, marşlar, sanatçılar, önde gelen isimler vs.) devam ediyor. Ömer sarhoş olup Aysel'i arıyor ve isyanını haykırıyor ancak Aysel'in başı polislerle derttedir. Sevil diye bir kaçak(Gerilla diyor Aysel) arkadaşını eve almıştır çünkü. Nikah kıyılıp ilk danslar kesildikten kısa bir süre sonra, Tezel ve Ömer düğünden birlikte çıkıyorlar. Düğünden ayrılırken, Aysel'in evde bulunan kaçak arkadaşı Sevil nedeniyle gözaltına alındığı öğreniliyor. Düğün yerinden biraz uzaklaştıktan sonra, dışarı çıktıkları yerde bir silah patlıyor ve duyuyorlar ama bu alanda daha fazla durmadan (umursamadan)uzaklaşıyorlar. Bu tip romanlarda genel karakterler üzerinden bazı şeyler sorgulanmaya, eleştirilmeye veya yazarın düşüncesi her ne olursa olsun yapılmaya çalışılır. Bu nedenle romanın olay örgüsü üzerinde değil, roman karakterleri üzerinde durmak ve bu karakterlerin toplumdaki rolüyle ilgili arka planını sorgulamak önemlidir. Üçlemenin ilk bölümünde; Aysel'in nasıl bir kadın tipi olduğu ve abisiyle birlikte o dönemin toplumunun (ülkenin kadına veya kadınlık algısına bakış algısı) bu kadın tipine nasıl bakıldığı, okura hissettirilirken bu ikinci kısımda ise daha çok Tezel'in ve Ömer'in karakterlerine vurgu yapılıyor. Onlar üzerinden birbirinden farklı şeyler sorgulanmakta veya eleştirilmek istenmektedir. Tezel, tamamlayıcı evlilikten boşanmış, zengin kişilerle evlilik yapmasına rağmen bir düzen sağlayamayan, geçimini çizdiği resimleri satarak ve sergilere resim çizerek sağlayan bir karakter. İçki içmeyi seven, hayatı komik ve anlamsız bulan ve böyle hissettiği için bu şekilde yaşamak zorunda olduğunu hisseden bir kişiliktir. O intiharla yaşam arasındaki ince çizgide bocalayan bir karakter özelliği taşır. O kadar ciddiyetsizdir ki analık vasfının hiçbiri üstünde yoktur. Bu durumu çocuğu Kerem'i, babasına ardı ardına bırakıp gitmesinden ve bakmamasından anlıyoruz. Tezel, erkeklerle ilişkilerinde, yeterince ciddiyet barındırmayan ve belirli bir denge kuramayan bir fıtrat vardır. Öyle ki roman boyunca kendisine lüks viski ısmarlayan ve flört etmek isteyen Albay Ertürk'le(Ertürk ilk kitaptan hatırlarsınız, Aysel, Namık, Ali, Aydın, Ertürk kuşağından yani Aysel'in arkadaşı o da) eğlenmekten geri kalmaz ama doğal olarak sadece toplantılarda bulunur. Tezel, aynı zamanda abisi İlhan'ın yüzünden kızı Ayşen'le de çok samimi değildir. O bir an önce düğün bitsin ben de artık gideyim modundadır. Ki zaten romanın sonunda Ömer'le sarhoş olup ayrılırlar giderler düğünden. Ömer, Aysel'in kocası olan bu adam, odalarda Tezel gibi kendisini bu sosyal ve samimiyetsiz yaşama ait hissetmez. Başarılı bir akademisyendir. Ailenin yüz akıdır. Her zaman mesafeli, serinkanlı ve aile içindeki (gereksiz) samimiyetten uzaktır. Aysel'le evliliklerinde ciddi sorunlar yaşanır. Bu yaşadığı sorunlar rahatsız edicidir. Aysel'e sitem etmektedir. Öte yandan Aysel'in yeğeni, yani düğününe geldiği genç körpe Ayşen'in kendisine aşık olduğunu bilmektedir hatta o da ona karşı boş olmadığını anlar. Roman boyunca bunu gizlemeye çalışır, bilhassa Tezel'in anlayacağından korkar. Bu nedenle genç aşığının, elinden kayışıyla ve Aysel'le olan sorunların yaşadığı sıkıntıyla kendini iyice içkiye verir, sarhoş olur. Sonunda da tekrar Tezel'le bir olup eve dönerler. Bu sayede roman boyunca ağırlıklı olarak Tezel ile eniştesi Ömer'in diyalogları yer alır. Roman, ilk kitaba istinaden gerçekten okunması zor bir 70 sayfalık bölümle başlar. Ancak sabırla okumaya devam etmek gerek. Üçlemenin ilk romanında, zaman olgusu gri olmasına rağmen hem oldukça sade hem de oldukça akıcıydı. Ancak bu kısım (yani bu roman) bu konuda biraz terstir. Zaten bu üçleme tipik postmodernist bir seridir. İlk kitapta ne kadar da geriye dönüşler olsa kesin bir zaman çizgisi vardır. Ancak bu romanda bir zaman çizgisi yoktur, sadece düğündeki devinimin bitmesiyle anlıyoruz zamanı. Bu romanda yazarın ilk kısmı gibi karakterlerin içsel konuşmalarına (bilinç akışı ve iç monolog tekniği) yer verilir. Biz bu içsel diyaloglardan karakterlerin parçalarının özelliklerini öğreniyoruz.
Ruh Üşümesi
Ruh ÜşümesiAdalet Ağaoğlu · İş Bankası Kültür Yayınları · 2007660 okunma
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.