Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
''Zihinsel özgürlük maddi şeylere bağlıdır. Şiir ise zihinsel özgürlüğe bağlıdır.'' Ne demek istiyor Virginia Woolf burada? Belki de kitabın en temel cümlelerinden birisi bu ve yazıma bu alıntıyla başlamak istedim. İnsan zihni çok meşgul bir yapıda ondan ona atlayıp duran günümüz dünyasında genellikle de maddi kaygılar ve bunlara bir çözüm arayışı ile meşguldür. Virginia'nın dediği gibi yani. Zihnimiz özgür değil kaygılara sahipsek ve üretemeyiz özgür değilsek. Okumayı bitirir bitirmez yazmak istemedim. Üzerine biraz düşünmek ve sonrasında hakkında bir şeyler karalamak daha doğru olur diye düşündüm. Nihayetinde de buradayım. Kitaba gelecek olursak genel hatlarla nelere değinmiş ve nasıl değinmiş bunlardan bahsetmekte fayda var. Öncelikle farklı bir üsluba sahip yazarımız okuyucuyu alışana kadar biraz yoruyor. Yer yer takip etmekte zorlandım. Kafamın içinde bir bedene dönüştürmeye çalıştığım düşünceler bazen bir ucubeye dönüşüyor ama dağıttığını kendisi de fark edip bunu dile getiriyor ve ustalıkla toparlıyor. Kadın ve kurmaca başlığında 19. yy'da başlayan kadın hareketinin neden daha önce başlamadığı, bu zamana kadar kadınlara karşı erkeklerin bakış açıları neler uzun uzun ve örneklendirerek bahsetmiş. Kadınların güçsüzlüğü, kadınların akılsızlığı, ne kadar aşağılık oldukları hatta bazıları daha ileri giderek erkek çocuk doğurduktan sonra kadınlara gerek olmadığı şeklinde bir sürü şey söylenmiş, yazılmış ve yayılmış. Sürekli vurgulanmak suretiyle erkekler kadınları daima baskılamış ve bastırmış. En kötüsü de kadınların zamanla bunu benimseyip gerçekten bu şekilde yaşamaları gerektiğine ikna olmaları değil mi? O zamanlarda -günümüzde de hala böyleleri ziyadesiyle mevcut- okuyan, yazan ve bunları geniş bir kitleye ulaştırma imkanına sahip erkekler, din adamları vs. kadınları neden aşağılama ihtiyacı duymuşlar diye düşündüm. Sonra kadınları umursamadıklarına ve tek umursadıkları şeyin kendi egoları olduğuna kanaat getirdim. Çünkü onlar için konunun cinsiyetle alakası yok çoğu zaman. Fırsatını bulduğunda hemcinsine de aynı agresiflikle saldırmaktan geri durmuyorlar. Haksız mıyım? Kişi kim olursa olsun kendisine rakip olabilecek dahası kendini alt edebilecek kim varsa bu şekilde davranıyor. Günümüzde böyle insanların hayatları dizide entrika diye lanse edilip reyting uğruna bütün değer yargılarımız ayaklar altına alınarak sezonlarca işleniyor. Peki kadınlar neden çok geç başlamışlar yazmaya birazda bunu konuşalım. Kitabın adı tam olarak bunu anlatıyor aslında. Kendine ait bir oda lazım yazmak için. Mesela şu an evde misafir var ve ben oturmuş bu yazıyı yazabiliyorum. Bu zihinsel özgürlük için gerekli olan maddi şartların en temeli ve en önemlisi. Küçüklüğümden itibaren sadece benim kullanımıma tahsis edilmiş bir oda hayalim vardı. Buna henüz sahip Günümüz ekonomik koşulları yüzünden 19. yy öncesi kadınların durumundan pek farkımız yok aslına bakarsanız imkanlar konusunda. Baskıcı bir toplum düşünün yıkılmaz dogmalara sahip. Her türlü gelişime kapalı ve okumaktan ne kadar uzak olunursa o kadar uzakta. Bu coğrafya geçmişte de böyleydi. 20.yy öncesi İngiliz bir erkek neyse Osmanlı'da gayrimüslimler o. Kadınlar neyse erkek o. Bu yüzden okurken cinsiyeti kenara bıraktığımda insanlığın bu noktada içinde kaybolduğu karanlığa ışık tutan bir içeriğe ve bunu doğru bir şekilde aktarabilecek donanıma yazarımız ziyadesiyle sahip diyebilirim. Gelgelelim ilk kadın yazarların neden roman yazıklarına. Neden bir şiir bir eleştiri yazmaktan uzak durmuşlar? Basit bir cevabı var o da kendilerine ait bir odalarının olmaması. Roman daha uzun olsa da şiirin gerektirdiği kadar odaklanmayı derin düşünmeyi ve kelimelerle kovalamaca oynamayı gerektiren bir yazı türü değil. Tabi roman yazarken de böyle bir imkanları olsaydı mesela Jane Austin, Aşk ve Gurur’u yazarken kendine ait bir odası olsaydı ve oraya kapanıp yazabilseydi kim bilir bu efsane aşk hikayesi kaç ciltten oluşan muhteşem bir seri olacaktı. Fena mı olurdu Harry Potter gibi her cildine film çekilseydi de keyifle izleseydik? Son olarak kitap özelinde yazarın bana kattığı en önemli şey, yazarken özgürlüğün tadını çıkarmak olduğu gerçeğini gözüme sokması diyebilirim. Yazarken o kadar rahat ki kimseyi memnun etmeye çalışmadan içinden geldiği gibi yazmış. Takdir ettim. YouTuber olsaydım buraya kadar geldiysen beğeni butonuna basmayı ve abone olmayı unutma diye bir kapanış yapardım ama değilim. O yüzden kuru bir hoşçakalınla idare edin.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Aspendos Yayıncılık · 201838,1bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.