Haftanın ilk günü benim ilk kitaptan itibaren çokça sevip her kitabını heyecanla okudugum serinin son kitabından bahsetmeye geldim. #imparator Son İmparator serisinin üçüncü ve son kitabı.
Diğer kitaplarda Fatih'in ve kraliyetin baş düşmanı Ordor'u okumuş gelecek büyük savaşa kendimizi hazırlamıştık. Ordor ve kanlı ordusu tüm vahşetiyle krallığın üstüne yağmaya hazırlanırken Barlas da boş durmayıp ilk kar tanesi düştüğünde başayacak olan savaşa ordusunu hazırlar.
Kitabın şimdiki zamanında savaşa hazırlık sürecini okurken geçmiş zamanda Prens Timere'nin mavi dünyaya kaçıp Barlas'ın annesiyle tanışma hikayesini okuyoruz. Ve ben o satırlarla ve bu kitapla birlikte kalbimi Timere'ye kaptırmış olabilirim ve bana o bölümler yetmedi.
Begüm ve Timere'nin yarım kalan aşkları, gelecek hayallerini ve ayrılıklarını okurken boğazım düğümlendi diyebilirim. Ama hiç bir şey beni sondaki Timere'nin son emrini bildirmek için bıraktığı mektup kadar etkilemedi ve zırıl zırıl ağladığımı itiraf ediyorum.
Bir yandan da günümüzde Barlas ve komutan Grace'in imkansız aşkını kaideler yüzünden bir araya asla gelemeyeceklerini okumak üzücüydü. Ama her şeye rağmen Barlas'ın o konuşması offf harikaydı.
Prenses Siyara ve Dian için kalbim hep buruk olacak ve ben bu sonu onlara yakıştıramadım
Tüm kitabı heyecan içinde okuyup sayfaları çevirirken o sona kendimi hazırlamamıştım. Finalini çok başka bekliyordum ama yazar çok güzel bir dönüş yaptı ve beni şaşırtmayı başardı. Özellikle Prenses Simera ile.....
Üç kitap boyunca sıkıldığım en ufak bir bölümünün olmadığı, aşk, savaş, lanetler, kaideler geçmişin acılarını ve ayrılığın anlatıldığı bu güzel seriyi türü ve epik fantastik seven herkese rahatlıkla önerebilirim. Baskısı, konusu ve kurgusu ile her kitaplıkta olmalı diyorum....Ve tavsiyemdir...