Tahsin Yücel'in Kumru'su... Köy yaşamından sırf erkek kardeşinin evliliği için başlık parasıyla Pehlivan Haydar'a verilen ve şehirde hayatı baştan aşağı değişen, bu hayata uyum sağlamaya çalışırken bocalayan ve hayatı boşlukta kaybolan bir kadın Kumru. Yazar, kitabın en başında Kumru ile Kumru'nun ayrımını sunuyor okuyucuya. Daha sonra Kumru'nun, evliliğiyle birlikte hayatının bambaşka bir yöne evrilişini izliyoruz. Köyden kente göçün zorlukları, memleket özlemi, bu özlemi gidermek için dost edinilen bir nar ağacı, çocuklar, kapıcılık, gündelikçilik, zengin hanımlar... daha sonra eşyalar, eşyalar, eşyalar! Şehir hayatına uyum sağlayabilmek adına bir yarış. Buzdolabı yarışı. :) Şaka değil. Daha sonra tv, bulaşık ve çamaşır makineleri, fırın vs. Tabii bir de araba... Aslında düşününce, Kumru'nun hikayesi çok şey anlatıyor. Eşyaların yaşantımız üzerindeki etkisini hiç bu yönden düşünmemiştim açıkçası. Hayatımızı yönetme konusunda birer patronmuş onlar meğer... Bir tüketim çılgınlığı ve bu çılgınlık sonsuz bir döngüde ilerliyor. Tabii bir noktadan sonra gelen o farkındalık... Ama o farkındalıktan sonra, geriye dönüp baktığında ne görüyor ki Kumru hayatına dair? Tahsin Yücel ilk kez okudum, dili aşırı akıcı. Günlük yaşamı çok net anlatıyor. Kumru ile birlikte o bocalamayı yaşadım sanki. Fakat "buzdolabı sevdası" kısmı biraz fazla abartı geldi bana. Hatta bir ara "aaa yeter artık, yarım bırakacağım" deyip araya bir kitap sıkıştırıp iki gün ara verdim Kumru ile Kumru'ya. Fakat sonra Kumru'nun hayatının nasıl evrileceğini merak ettim ve yeniden aldım elime kitabı. Pişman etmedi. Beklediğim bir şekilde de sonlandı aslında (sadece bir olay haricinde). Fırsat verirseniz pişman etmeyecek, su gibi akacak bir dil ve güzel bir kitap. Kitapla kalın.

Kumru ile KumruTahsin Yücel · Can Yayınları · 20231,490 okunma

·

255 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nagehan̆̈