Gönderi

384 syf.
9/10 puan verdi
Kurt Wilhelm Marek bu eşsiz kitabı yazdığında sene 1949'du. Aradan geçen 70 yılda birçok arkeolojik keşif yapılmış olabilir, ama arkeoloji bilimini keyifli bir hale getiren ve insanların ilgisini çekmekte işe yarayan en kullanışlı eseri de ilk onun yazdığını söyleyebiliriz. Arkeolojinin tarihini ve gelişimini herkesin anlayabileceği bir dilde anlattı. Kitabı yaklaşık bir aylık bir sürede sindire sindire okudum. Çünkü okurken başka kitaplara gittim, google'da birçok araştırma yapmak zorunda kaldım. Kitabı ilk kez yıllar önce Emin Çapa ile yaptığımız bir sohbette öğrenmiştim. Öylesine büyük bir iştahla anlatmıştı ki, bir süre baskısı olmadığı için almak için beklemiştim. Kitapta bahsedilen buluşlara baktığımızda şunu görüyoruz. Yunanlılara ait keşiflerin çoğu zaten yapılmıştı sadece aydınlatılmayı bekleyen bazı konular vardı. Miken Uygarlığına ait Lineer B yazısının çözülmesi gibi. Pompei'nin destansı yok oluşunun üzerinden 17 yüzyıl sonra Vezüv'ün eteklerinden çıkarılan bir şehir mesela. Diğer yandan 18. yüzyılın başlarına kadar Mezopotamya'nın zengin uygarlıkları hakkında neredeyse hiç keşif yapılmamıştı. Asurlar'ın çivi yazısı, Mısır'lılar anıt mezarları ve hiyeroglif yazısı, Babil kulesi, Nuh'un gemisi, Ninova ve birçok keşif... En çok merak ettiğim konu şu; Avrupalı arkeologlar, bilim adamları hatta meraklı diplomatların Mezopotamya'daki bu zenginlikler hakkında nasıl böyle bilgilere ve haritalara sahip olduğu. Türkiye ve Mısır kurtuluş mücadelesi verirken kendi tarihi zenginliğinden bir haber olması ya da ilgilenmemesine ne demeli. Herhangi bir nedenle Mısır'a ayak basan herkes eski eserleri toplama hastalığına yakalanmış. Tabii bunu yaparken binlerce yıllık mezarları ve tarihi eserleri yağmalayıp kendi ülkelerine götürmüşler. Üzücü tarafı da var, tüm bunları yaparken üç kuruş karşılığında bölge halkı da onlara yardımcı olmuş. Maalesef kendi uygarlıklarımızı ve tarihimizi sömürgeci Avrupalılar sayesinde ortaya çıkarıp, öğrenme fırsatımız olmuş. Fransız Champollion hiyeroglif yazısını ve Rosetta taşının sırrını çözmüş. Howard Carter, Tutankamon'un üç bin yıl boyunca el değmemiş mezarını bulmuş. Krallar Vadisi'inde birçok keşif yapılmış. Georg Grotofend çivi yazısını çözmüş. Paul Emile Botta eski Asur uygarlığının kalıntılarını bulmuş. George Smith Gılgamış Destanı'nın ilk modern çevirisi yapmış. Ve bu çeviri sayesinde aslında üç büyük dinde alıntılan birçok hikayenin buradan alıntılandığını öğrenmiş olduk. Samuel Noah Kramer'in Asurlular üzerine yaptığı çalışmalar birçok tarihi gerçeği aydınlattı. Arkeoloji biliminin son 200 yılda yaptıkları sayesinde insanoğlunun uygarlaşma serüvenini ve evrim sürecini daha net bir şekilde öğrenmeye devam ediyoruz. Ve neredeyse binlerce yıldır kulaktan kulağa yayılan hurafelerin aslında yalan ve yanlış olduğunu öğreniyoruz.
Tanrılar Mezarlar ve Bilginler
Tanrılar Mezarlar ve BilginlerC. W. Ceram · Remzi Kitabevi · 2011113 okunma
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.