Gönderi

-Ama bu hayatta sevmediğin şey ne? Onu söyle. - Her şey; durmadan öteye beriye koşmalar, küçük ihtiras oyunları, hele de açgözlülük ler, rekabetler, dedikodular, birbirine çelme takmalar, birbirini tepeden tırnağa süzme ler. Konuşmalarını dinledikçe insan budalalaşıyor. İlk bakışta zeki adamlar sanarsın, yüzlerinde ciddilik okunur, ama bütün söyledikleri şu biçim şeyler: falanca veya filanca, bilmem ne satın aldı, bilmem neresini kiraladı. Başka birisi : Aa olur şey değil, niçin acaba? Ya da : Falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti, bir başkası üç yüz bin kazandı. İllallah bunlardan. Bunlar arasında insanlık nerede kaldı? İnsanlık ufak paralar hâline gelmiş. - Ama toplumun bu işlerle uğraşması gerekli. Herkes bir şeyin peşinde. Hayat bu. Toplum! Senin beni bu adamların içine götürmen, onlardan iyice nefret etmem için herhalde. Hayat; amma da hayat ha. Ne bulabilir insan orada? Fikir meseleleri mi var? Duygu meseleleri mi var? Bu hayatın bir ekseni yok: Derin, hayati hiçbir yanı yok.... -Bunlar laf, yüz bin defa da söylenmiş . Söylenecek daha yeni sözlerin yok mu? -Ya değerli gençlerimiz ne yapıyor? Günleri boş bir coşkunluk içinde geçiyor. Ama genel de bu gençler kendileri gibi giyinmeye n, mevki sahibi olmayan kimselere yukarıdan bakarlar. Zavallılar, kendilerini halktan üstün sanıyorlar:Bizim çalıştığımız yerde ancak biz çalışırız, biz tiyatronun ön sırasına otururuz... derler. Ama bir araya geldiler mi sarhoş olurlar, vahşiler gibi kavğa ederler. Bunlar mı gerçek, uyanık insanlar? Yalnız gençler mi böyle? Bir de yaslılara bakalım: Buluşurlar, birbirlerini yemeğe davet ederler, ama aralarında ne konukseverlik vardır ne nezaket vardır, ne de karşılıklı sevgi. Toplantılarına daireye gider gibi soğuk soğuk ve neşesiz giderler. Bütün maksatları ascılarının ustalıgını, salonlarını göstermek, alay etmek, birbirlerinin ayağını kaydırmaktır.... Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım birşey yok.
·
52 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.