Gönderi
Zaman makinesinde hiç yolculuk yaptınız mı? Bu kitap sizi zamanda geriye götürüp yakın tarihe sürükleyecek. Kitap kendi içinde dört adet bölümden oluşuyor. Daha önce Ömer Hayyam hakkında herhangi bir eser okumadıysanız bu kitap sizler için iyi bir başlangıç olabilir.
Kitabın ilk bölümünde Ömer Hayyam’ın Selçuklu sarayına dâhil olduğu dönem ile başlar. Dönemin veziri olan Nizamulmülk ile tanışan Ömer Hayyam daha sonradan sultan Melikşah ile tanışarak kendine sarayda yer bulur. Ayrıca o dönemde bilim ve astronomi ile ilgilenen Ömer Hayyam için özel bir oda hazırlanır. O dönemde Ömer Hayyam ile saraya giren Hasan Sabbah ise kısa sürede kendini göstererek yükselir. Dönemin veziri ile arasında geçen hadiseler kendisinin saraydan kovulmasına vesile olur. Hasan Sabbah’ın sürgün sonunda kendi tarikatını kurması Selçuklu Devletinin temellerinin sarsılmaya başlamasına sebep olur. Zira o dönemde Hasan Sabbah, birçok kan dökmeye yol açacak Haşhaşilerin kurucusu olmuştur.
Kitabın ikinci bölümünde ise Alamut Kalesinde kendi devletini kuran Hasan Sabbah’ın başarılarının anlatıldığı bölümdür. Başarıları kadar başarısız olduğu konularda da Hasan Sabbah yalnız kalır. Çevresi tarafından terk edilen Hasan Sabbah, Ömer Hayyam’ın yazmış olduğu el yazmasını kaçırtarak Ömer Hayyam’ı kendi tarafına çekmeye çalışır. Ömer Hayyam bu çembere girmeden uzaklaşmaya çalışır. Yazılan el yazması kişiler arasında dolaşır.
Kitabın son iki bölümünde ise yakın İran tarihini ve Osmanlı döneminde yaşanan olaylar anlatılıyor. O dönemde demokratikleşme süreci içerisinde olan İran’ın yaşamış olduğu sancılı süreçlere değinilerek yakın tarih hakkında bilgiler veriliyor. O dönem de yaşanan Türkiye-İran ikili ilişkilerine değiniyor. Ayrıca kitapta Omar isimli bir gencin Ömer Hayyam’a ait olan el yazması için çıkmış olduğu doğu seferine değiniyor. İran’da tanışmış olduğu prenses Şirin ile olan ilişkisi Meşrutiyet için verilen savaşta hem katkı sağlıyor hem de olaylara dışarıdan farklı bir açıdan bakmasına vesile oluyor.
Kitabın sonu ise bambaşka bir şekilde son buluyor. İlk başta dediğim gibi yazar bir yerden alıp başka bir yere savuruyor. Tarihi olaylarla dolu bu kitabı okurken sıkılmayacaksınız. Ayrıca Semerkant’ı okuyanların mutlaka Alamut Kalesi’ni de okumasını tavsiye ederim.
Keyifli okumlar…
·
628 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.