Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
osmanlı toplumsal yapısı üzerine inceleme
Hocamız Oğuz Oyan'ın bu kitabı, Osmanlı üzerine okumalar yaparken karşıma çıkan "asya tipi üretim tarzı" kavramı nedeni ile okuduğum ve çok yararlandığım bir çalışma oldu. Dünyanın birçok coğrafyasında farklı koşullarda ortaya çıkan feodal üretim ilişkilerinin, kapitalizme geçiş yollarının da farklı olacağını vurgulayan iktisatçımız, kabaca feodalizmden kapitalizme geçişin üç farklı yolu olduğunu ifade ediyor. Bu yolların neler olduğunu anlatmakla birlikte, iki üretim tarzının yani feodalizmin ve kapitalizmin geçici olarak birlikte varolabileceğini anlatıyor. Tarih sahnesine Batı Avrupa feodalizminin çözülüş döneminde ortaya çıkan Osmanlı devletin, bağrından çıktığı Selçuklu Devleti ve çağdaşı Bizans imparatorluğuna göre özgün olan yönlerini ayrıntısıyla anlatıyor. Hocamızın kendi sözleriyle ifade edelim: " Genişleyerek/ fethederek güçlenebilen bu extansif askeri/tarımsal devlet yapısı, coğrafi genişlemenin sınırlarına dayandığı 16. yüzyıl sonlarında artık çözülmenin de başlangıcına gelecekti. Sınırlarına dayandığı şey yalnızca fiziki/ siyasi sınırlar değildi; asıl olarak merkantilist çağa geçememenin, bilim ve teknolojide ilerleyememenin getirdiği blokajlardı. Sonraki iki koca yüzyıl ekonomik/ sosyal yapılarının çözülüşünün yaratıcı bir dönüşüme evrilememesinin sancılarıyla tamamlanacak, Aydınlanma devriminin tamamen dışında kalacaktı" " Geri kalmışlık olgusunun, askeri düzlem dahil her alanda pekişmesi nedeniyle, Osmanlı Devleti sanayi devrimleri çağı olan 19. yüzyıla bağımlılığa demir atmış olarak girecekti. Gerçi bu dönemde, özellikle tanzimat ile birlikte başlayan 'batılılaşma' çizgisi çerçevesinde hukuki/ siyasi/ idari düzlemlerde kapitalizme geçişin zeminini oluşturmaya dönük 'anti-feodal' denilebilecek düzenlemeler yapılabilecekti; ancak artık dış dinamiklerin daha fazla bekirleyici olduğu bu süreçte bir milli burjuvazi ortaya çıkamayacaktı. Ortaya çıkabilen ticari- mali burjuvazi, esas olarak azınlıklara dayalı ve işbirlikçi/ parazit bir karakter taşıyacaktı. Tarımda ise , dış pazarlarla bütünleşerek ticari üretimi esas almış çiftlikler bile , bunların yapancı sermaye denetiminde olanlar dahil, büyük çoğunlukla kapitalist ilişkilerin ancak kıyısında varlık gösterebilecek ve tarım dışına sermaye transferinin nüvelerini de genel olarak taşımayacaklardı. Söz konusu olan tüccar - toprak ağası tipinin bu geçişte başat rol oynayacağı dönem bile daha vurgulu olarak cumhuriyetin ilk onyılları bakımından daha geçerli olacaktır." " Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve onları izleyen Kurtuluş savaşı boyunca Anadolu çok şiddetli yapısal değişimlere sahne olacaktır. Balkanlardan Türk muhacirlerin yeni göç dalgası; 11 yıl kesintisiz süren savaşlara bağlı olarak köylü erkek nüfusun askerlik yükümlülüğü altına alınması ve üretici güçlerde önemli gerilemeler; 1915 de ermenilerin tehciri ve Kurtuluş savaşı sonrasında Batı Trakyalı Türkler ile Batı Anadolulu Rumların mübadelesinden kırsal nüfusun önemli ölçüde etkilenmesi gibi her biri büyük altüst oluşlar ve tarımsal üretimin aksaması anlamına gelen olaylar sonucunda Anadolu'nun sosyal- tarımsal dokusu geri dönülmez biçimde dönüşecektir. Bununla birlikte Cumhuriyet dönemi geçmişin kırsal toplumsal yapısının izlerini taşıyacak ve hemen hemen aynı geri tarımsal yapılar modern Türkiye' ye aktarılmış olacaktır. " Bu özet anlatımın ayrıntılarını, modern Türkiye ile birlikte yapılan atılımları okumak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak. Resmi tarih bakış açısından değil, bilimsel bir yöntemle yazılmış bu önemli kitabı dönemi merak eden herkese öneriyorum.
Feodalizmden Kapitalizme Osmanlı'dan Türkiye'ye
Feodalizmden Kapitalizme Osmanlı'dan Türkiye'yeOğuz Oyan · Yordam Kitap · 20166 okunma
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.