Gönderi

592 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
MASUMİYET MÜZESİ-ORHAN PAMUK,592 sayfa “Hayatımın en mutlu anıymış,bilmiyordum.Bilseydim,bu mutluluğu koruyabilir,her şey de bambaşka gelişebilir miydi?Evet,bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim,asla kaçırmazdım o mutluluğu.” Kitap bu cümleler ile başlıyor… Orhan Pamuk ilk kez okudum,çok popüler olan bu kitabı okumaya karar verdiğimde müzesi de olduğunu öğrendim.Müzesiyi de görüp kitapta anlatılanları tekrar yaşamak farklı bir duygu olacaktır okuyucu için. Kitabımıza gelince;dili çok sade,akıcı ve hızlı ilerliyor.Ama bazı yerleri çok gereksiz uzatılmış,sürekli tekrara yer verilmiş olması nedeniyle aynı şeyleri defalarca okumak kitapta gereksiz sayfa sayısı oluşturmuş.Hikaye 1975 İstanbul’unda geçiyor ve olayları bize baş karakter Kemal anlatıyor.Ama baştan söyliyeyim bu Kemal karakterini hiç sevmedim,sinir oldum.Bana göre Kemal aşık olmayı değil,aşkın,ayrılmanın verdiği acıyı,hüznü seven,kendine acı vermekten zevk alan ,takıntılı bir aşık rolünde.Nişanlı iken bir butikte nişanlısının görüp beğendiği çantayı alırken ilk görüşte tezgahtar Füsun’a aşık oluyor. Füsun ilk gençlik aşkını Kemal’de yaşıyor,küçükken yaşadığı tacizlerin hüznünden,etkisinden kurtulmak için Kemal’e sığınıp Masumiyet apartmanında aşklarını yaşarken olgunluğunda daha farklı bir davranış içine giriyor Kemal’in karşısında.Tamamen silik,umursamaz düşünce ve hareketlerde tek isteği oyuncu olmak. Kemal bize Füsun’u detaylı anlattığını ona ait her anın eşyasını zihnine yazdığını dile getirse de aslında hiçde tanıyamadığını görüyoruz.Bunu da nereden anlıyoruz? Füsun’un çok değer verdiği küpesinin varlığını bile fark edememesi. Kemal’in nişanlısı Sibel en güzel karakterdi.Zarif,Kemal’in her türlü kaprislerine,yalanlarına,katlanan,fiziki güzelliği yanısıra ruhunun da çok güzel oluşu,Kemal’in onu aldattığını öğrendiğinde bile onun acısını unutturmak için gösterdiği çaba… Kitapta Kemal’in takıntılı aşkı ile beraber namus,bekaret,78 darbesi,Yeşilçam,o dönemin İstanbul’u ve daha pek çok konuyu da okuyoruz. Kitap bir kurgu olmasına rağmen sanki gerçekten yaşanmış izlenimi veriyor.Orhan Pamuk kitabı ve müzeyi anlatırken “bu müze bildiğim kadarıyla bir romandan yola çıkılarak yapılan tarihteki ilk müze,ama roman yazdım başarılı oldu müzesini yaptım değil ,romanı ve müzeyi ta baştan beraber düşündüm ,1999 yılında bu binayı satın aldım,sonra bu binada yaşayan hayali bir aileyi düşünüp romanı 2008 de yazdım sonra da bu ailenin kullandığı her tür eşyayı tek tek Masumiyet Müzesi adını verdiğim bu binada özel yerlerinde sergiledim”diyor.Kitabı sevende var sevmeyen de ama bana göre İstanbul ,Türkiye bir müze daha kazanmış oldu.Dünyada bu tür müze örneklerini çok görüyoruz ve kültür sanat adına bence çok güzel bir iş yapılmış.Orhan Pamuk’u düşüncelerine göre sevmeyenler,kitaplarını okumayanlar olabilir ama bu müzeyi gezmemek için bahane olmamalı.Sunay Akın’ın çocuklar düşünülerek kurulmuş ama daha çok büyüklerin gezdiği,çocukluğunu,gençliğini yad ettiği Oyuncak Müzesi’ni çok severek gezmiştim ,bu müzeyide çok seveceğime eminim.Orhan Pamuk okuyucularına bir sürpriz yaparak romanın arkasına bir bilet koymuş,kitapla gittiğinizde o sayfaya kaşe bastırıp müzeyi ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200842.1k okunma
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.