Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

190 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Habertürk gazetesinde Muhsin KIZILKAYA tarafından kaleme alınan”Bir aşk, iki intihar,üç ölüm!” Yazısını okurken tanıştım Emile Ajar’la (Romian Gray). Onca yoksulluk varken yazarın en ses getiren eseriydi. Okuyup bitirdikten sonra bir şeyler yazmak için biraz bekledim. Kitap bende biraz karmaşık hisler bıraktı. Zaman zaman momo’nun hikayesi Şeker portakalı’nın Zeze’sinin hikayesini andırdı. Yazar’ın hayatı en az roman kahramanı momo’nun hayatı kadar ilginç. Zaten yaşamının izlerini he yerde görmek mümkün. Bu noktada sözü kitapla tanışmamı sağlayan Muhsin KIZILKAYA’ya bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim. “Fransız yazar Romian Gary, otuzdan fazla roman yazmıştı. İkinci Cihan Harbine savaş pilotu olarak katılmıştı ve eve sağ dönen beş pilottan birisi olduğu için devlet nişanı sahibiydi. Büyükelçilik de yapmış saygın bir yazardı.Fransa’nın en iyi yazarlarından birisiydi. Hemen hemen tümü bizde de yayınlanan “Uçurtmalar”, “Kadının Işığı”, “Yalan Roman”, “Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı” ve başyapıtı “Onca Yoksulluk Varken”…Kitaplarının bir kısmında kendi adı vardı; bir kısmında da Emilé Ajar takma adı göze çarpıyordu. Romain Gary’nin asıl adı Roman Kacew’di, Litvanya’da bulunan bir Yahudi gettosundan Fransa’ya gelmişlerdi. Daha çok küçükken babası onu ve annesini terk etti. Babanın rolünü de anneye yükledi, annesini o kadar büyük sevdi ki, dünyanın bu büyüklüğü kaldıramayacağına inandı. Annesi tiyatro oyuncusuydu, oğluna bakabilmek için başka işlere girdi, terzilik yaptı, eskicilik yaptı, el falı baktı, pansiyonculuk yaptı, evlerinin bir odasını kedi köpek bakıcılığı için ayırdı, bir odasında kuş yetiştirdi, bütün bu işlerden kazandığı parayı oğlunun geleceğine yatırdı, keman kursuna, dans kursuna, resim kursuna gönderdi oysa Gary’nin eli bu işlere yatkın değildi; annesi oğlundaki yazma yeteneğini keşfettiğinde o zaten yazmaya çoktan başlamıştı. Oğlu askerdeyken, annesi her gün ona bir mektup yazdı ama göndermedi. Ağır hastaydı. Mektupları bir tanıdığına teslim etti, o öldükten sonra her hafta oğluna bir mektup gönderecekti. Askerde annesinden gelen bu mektuplar biraz da onu hayatta tuttu. Askerlik bitip eve dönünce annesinin tam üç yıl önce öldüğünü öğrendi. 1950’lerde Gary bir diplomattır artık. Bir diplomat gibi yaşıyor, o davetten bu davete koşuyor, Londra’daki moda evlerinden giyiniyor ve durmadan yazıyordu. İlk romanı “Polonya’da Bir Kuş Var” diplomatlığının ilk günlerinde yayınlandı. Babası hakkında bildiği tek şey, bir toplama kampında öldüğüydü, ondan ona kalan tek şey de “Kacew” soyadıydı, o soyadını da kullanmadı, romanlarının kapağındaki adı Romian Gary’di. Roman Gary, 1945 yılında henüz 31 yaşındayken ilk romanı “Polonya’da Bir Kuş Var” romanıyla Perix de Critiques Ödülü’nü kazandı. Daha sonra çıkan her romanı olay oldu. Afrika’da yasadışı fil avını konu alan “Cennetin Kökleri”yle de Fransa’nı en önemli edebiyat ödülü olan ve her yazarın sadece bir kez alabildiği Goncourt Ödülü’nü kazandı. Bu sırada da Fransa’nın Los Angeles Başkonsolosluğu’na atandı. Fransa’da yaşıyordu, Fransızca yazıyordu, Fransa devletine hizmet ediyordu ama hiçbir zaman tam anlamıyla bir “Fransız” olarak kabul görmedi. “Fransızcası çok kötü” gibi bazı eleştiriler gelince sonra gelen beş romanını İngilizce yazmaya karar verdi. Bu romanlar daha sonra Fransızcaya çevirtti ama kimlik arayışı hiç bitmedi. 1973 yılına gelindiğinde Romian Gary, 22 roman yazmış Fransa’nın en önemli yazarlarından birisiydi ama birçok eleştirmene göre artık eskimiş bir muhafazakardı o. Ona böyle bakanları günlerini gösterme zamanı gelmişti. Ayrıca kendisi olmaktan sıkılmıştı, “birinin gençliğine, başlangıç heyecanına, yeniliğine ihtiyacı var”dı. Yılanıyla yaşayan yalnız bir adamın hikayesini yazmaya başladı, kitabı bitirdi, yayıncısı Robert Gallimard’a teslim etti ama ona kitabı Romian Gary adıyla değil “Emilé Ajar” adıyla çıkarmak istediğini söyledi. Gallimard şaşırdı ama isteğine evet dedi, söz verdiler birbirlerine bu isim ikisinin sırrı olarak kalacaktı. Hani gazeteciler sorarsa, birileri tanışmak isterse Emilé Ajar, 34 yaşında Cezayirli bir tıp öğrencisidir, Fransa’da yasadışı bir kürtaj işine karışmış ve Brezilya’ya yerleşmiş, yazdıklarını oradan gönderiyor diyecekti. Oğlu Diego Brezilya’da yaşıyordu, taslakları ona yolluyor, o da oradan yayınevine ulaştırıyordu. Yazdığı, yılanla yaşayan adam hikayesi çok beğenildi ama asıl ününü Nazi kamplarından kurtulmuş bir hayat kadınının oğlu olan Arap bir çocuğun, fahişe çocuklarına bakan Yahudi Madam Rosay’la birlikte geçen hayatını anlattığı “Onca Yoksulluk Varken” romanıyla yaptı Emilé Ajar. Bir süre sonra roman bir edebiyat olayı oldu. Yirminci yüzyıl Fransız edebiyatının en çok satılan romanı 22 dile çevrildi. Simone Signoret’nin başrolünde oynadığı ‘Madame Rosa’ adıyla 1977’de sinemaya aktarıldı, film Oscar kazandı, yazarı Emilé Ajar da her yazara sadece bir kez verilen Goncourt Ödülü’yle ödüllendirildi. Şimdi Romian Gary iki Gonccour Ödülü sahibiydi, biri kendi adıyla, öteki müstearıyla... Bir süre sonra yeni ortaya çıkan Emilé Ajar’ın ünü Romain Gary’i fersah fersah aştı. Charles de Gaulle, Albert Camus ve André Malraux sadık birer okuru oldu. Emilé Ajar daha fazla gizlenemedi; Romian Gary oyuncu olan yeğeni Paul Pavlowich’i “işte Emilé Ajar” diye piyasaya sürmeye karar verdi. Paul, Emilé Ajar kimliğiyle ortaya çıktı, gazetelere röportajlar verdi, televizyonlara çıktı, turnelere gitti, amcasının rolünü birkaç yıl boyunca şahane bir şekilde oynadı. Bu kez de Emilé Ajar adıyla yeğeni Paul Pavlowich daha meşhur olunca, Emilé Ajar’ın maskesini düşürmeye karar verdi Romain Gary… 2 Aralık 1980 günü editörü Gallimard’la öğlen yemeği yedi, sonra bir dükkana girdi, kımızı bir sabahlık aldı, eve gitti, giydi onu, ölümünden sonra yayınlanmak üzere yazdığı, 20 yaşından beri hayatının bütün ayrıntılarını anlattığı kitabı ve yazdığı veda mektubunu başucu sehpasına koydu, yatağa uzandı, tabancanın namlusunu ağzına soktu ve tetiğe dokundu. Tek kurşunla iki kişi, hem Romain Gary hem de Emilé Ajar öldü. Mektupta; “Emilé Ajar benim. Sonunda kendimi ifade edebildim. Çok eğlendim, teşekkür ederim, hoşça kalın…” yazıyordu.”* *(Bir aşk,iki intihar, üç ölüm!-01/10/2023-Habertürk- Muhsin KIZILKAYA)
Onca Yoksulluk Varken
Onca Yoksulluk VarkenRomain Gary (Emile Ajar) · Sel Yayıncılık · 20223,329 okunma
··
1 artı 1'leme
·
371 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.