Gönderi

CEVİZ HIRSI-ZI Bir tanıdıkla sohbet ederken konu; haram yeme hatta hırsızlıkla alâkalı pervasızlığa geldi ve şöyle bir anı anlattı: - Bahçedeki ceviz ağacını döktük. Kendi tarafımızdakini topladık. Komşunun bahçesine de düştü tabi. Ama öyle üç-beş kilo değil, bereketliymiş mübarek, resmen döşenmiş gibiydi. Bahçeye girmek için komşunun kapısını çaldık. Başka komşular onların şehir dışında olduğunu söylediler. O gün kaldı cevizler. Toplayamadık. Ertesi gün de fırsat olmadı. Üçüncü gün gittiğimizde sadece çürükleri vardı. Seçe seçe toplanmış. - Komşu gelip toplamış mı, dedim. - Yooo, onlar gelmemiş daha. Başka bir komşu, onun bahçesine girip bizim cevizleri toplamış. Hatta çarşıda sattığı haberleri de var... Bu cevap karşısında nutkum tutuldu. Duble suç. Tek kalemde iki günah birden. Bu nasıl bir rahatlık ve cesaret?! - Belki sizin onları bıraktığınızı zannetmiştir, diyecek oldum. - Yooo, geçen sene de komşunun biri babaanneme: "Cevizi topladık ama haram mı, helâl mı bilmiyoruz." şeklinde güya helâllik istemiş. Babaannem de "Haram olsun, az bir şey değildi ki...!" demiş. Buna rağmen gene toplanmış. Şimdi bana, "Yaa, ne olmuş bir kaç kilo ceviz aldıysa. Ağacını sökmemiş ya, göz hakkı." demeyin. Haramın azı çoğu olmaz. Dedesi erik yerse torunun da dişi kamaşırmış. Hırsız oğlu hırsız olabilir. Nesli bozmaya değmez. Tarihten buna bir örnek verecek olursak: Nazi zulmünden kaçan bir grup Yahudi, gemiyle Filistin'e geldiğinde, ayağı-başı çıplak, kemikleri sayılacak kadar sefildiler. Müslümanların kendilerine acıması için de kocaman harflerle şöyle yazmışlardı: "Almanlar, ailelerimizi yok etti. Siz umutlarımızı yok etmeyin." Hem aile hem umut. İnsanın yüreğini allak bullak eden iki anahtar kelime. Bununla, Filistin kapıları kendilerine açıldı. Sonra ne oldu? Çoğu, ceviz hırsızına dönüştü. Sığındıkları insanları kapı dışarı edip, evlerine ocaklarına, mallarına topraklarına el koydular. Sonra da onları işletip, dünya pazarında satmaya başladılar. Haram mal tatlı olurmuş. Sineklerin zehirli bala koşması gibi koştuk hepimiz. "Yahu bu it herifler, Filistin'e girerken ayaklarında don yoktu, bu kadar malı mülkü ne ara edindiler, kimin toprağına çöktüler?" demedik. Dahası; kendileri Filistin'li aileri ve umutlarını yok ediyorlar. Dün bir video gördüm. Vatandaşın biri, bu soyu bozukların ünlü markalarından birinin satıldığı dükkânın camlarını kırmış. Hukukî olarak haklı olup olmadığını bilemem. Ama bu markalar, ufak ufak kendileri kepenk indirse veya yatay geçiş yaparak başka iş sahalarına gitse daha iyi olur. Çünkü onların hâlâ çalışıyor olması, anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre, toplumu kin ve nefrete sevk ediyor. Yâni, yasal suç işliyorlar. Hukukçu değilim ama görünen köy kılavuz istemiyor. Benden söylemesi... #Sunaİlhan
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.