Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

344 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Biz sadece unuturduk. Unuttuğumuz diğerleri gibi...
Spoiler içerir. Evet bu zamana kadar uygulamada hiç kitap incelemesi yapmamıştım benim için en doğru zamanda en doğru kitapla yapmaya karar verdim. İncelemeye en baştan değil en sondan, İlhan bardakçı‘nın hatırası ile başlamaya karar verdim. Bardakçı 1972’de Mescid-i Aksa avlusunda garip bir giysiyle bekleyen bir adam görür ve kim olduğunu araştırmaya başlar. İnsanlar onun meczup olduğunu, yıllardır burada olduğunu söyler ve 1917'de Kudüs'ü kaybettiğimiz günden beri burada bırakılan artçı bölüğünden Onbaşı Hasan olduğunu öğrenir. Hasan Onbaşı emanetinden bahseder ve memlekete gittiği vakit Tokat sancağında Musa Efendiye o günden bu yana bıraktığın yerde nöbetin başında olduğunu söylemesi ister ve bunun üzerine Bardakçı bu hatırasını bir televizyon programında anlatır. Zamanın genelkurmay başkanı onu arar ve askeri bulmak için bir aracı bulmasını ister. Daha sonra Bardakçı yüzümüze tokat gibi vuran bu cümleleri yazar: " Hasan onbaşı bizdendi... O halde unutulmak kaderi idi. Öyle de oldu zaten. Aramadık ki bulalım. Bulunamazdı zaten. O ki göklere baş vermiş bir ulu selvi idi. Ve bizler ki başımızı kaldırmış olsak bile uzandığı feza ufkuna yetişemeyecek cılız otlara dönüşmüştük. Biz sadece unuturduk. Unuttuğumuz diğerleri gibi... O nöbet noktasındaki elmas manayı da unutmuştuk." Biz Kudüs’ü 401 yıl üç ay dokuz gün sonra Şerif Hüseyin’in ihanet üzerine İngilizlere bırakmak zorunda kalırız. Sonrasında 30 yıl İngiliz hakimiyeti ardından birleşmiş milletlere verilir ve 14 Mayıs 1948’de Tel Aviv‘de toplanan Yahudi milli konseyi İsrail devletinin resmi olarak kurduğunu ilan eder. 1967’de yaşanacak olan altı gün Savaşı'na kadar Gazze Mısır'a, Batı Şeria ve Kudüs’ün bir kısmı Ürdün'e sus payı olarak bırakılır. Bu savaş en doğru analizini bir gazeteci yapar ve şöyle der: "Bu savaş Arap ordularının yenilgisinden ziyade, bütün Arap yöneticilerinin ihanetini belgelendiği bir savaş olmuştur." Ömrünü Filistin davasına, Kudüs’ün kurtuluşuna adayan Muhammed Emin El-Hüseyin’i Kudüs’ün kurtuluşunu göremeden dünya esaretinden kurtulur. Filistinli bir genç tarafından "Sen Osmanlı’ya ihanet ettin, hainliğin bedeli ölümdür diye haykırarak tetigi çekip öldürülen Kral Abdullah ve yine hain babası Şerif Hüseyin, Hatuniye Medresesi‘ne gömülür fakat İsrail, Muhammet el Hüseyin’in gömülmesine izin vermez. " Tarihte nice şahsiyetler vardır ki dirileriyle hasımlarını korkuttukları gibi ölüleri ile de korkutmaya devam etmektedirler. " " Dünya ne garip... Katil de maktül de aynı toprağın altında. Zalim de mazlum da aynı mekanda yanyana yatıyor. " cümleleri ile durumumuzu en iyi şekilde anlatır Uğurluel. Davut peygamberin fethettiği, Süleyman peygamberin şekillendirdiği, Hz. İsa’nın göğe, Hz. Muhammed’in Mirac'a yükseldiği yer olan Kudüs’e insanlar bu şehrin dostluk şehri olmasını istediği için Yahudiler Yeruşelayim, Hristiyanlar Jarusselam, Müslümanlar ise Darü's-Selam yani üç din de dostluk şehri demiş olsa da ne gariptir ki 2 defa yok edilmiş, 23 işgal, 52 saldırıya uğramıştır. Orhan Pamuk Yeni Hayat kitabında " bir kitap okudum hayatım değişti" cümlesi ile başlaması gibi ben de ilk defa Kudüs ile ilgili bir kitap okudum ve hayatım değişti. Kitap bittikten sonra önce Milli Eğitim Bakanlığına kızdım neden müfredatımızda Kudüs ile ilgili bilmemiz gerekenleri eklemediği için, sonra aileme kızdım neden beni bu bilinç ile yetiştirmediği için, en son ve en çok da kendime kızdım illa bu soykırım, bu acılar yaşanması mı gerekiyordu da kudüs ile ilgili kitap okumaya başlayacaktım. Kitap sadece Kudüs’ü bilmediğimi öğretmedi bana aynı zamanda peygamberler hayatını da bilmem gerektiğini hatırlattı her ne kadar çok daha önceden bilmem gerekiyor olsa da bu kitap okurken kendimden utandım, her sayfasını çevirdiğimde, her satırında her bir fotoğraf karesinde... Talha Uğurluel cümlesini bitiriyorum inceleme mi "Allah’tan başkasına dost olmayın. Ama Allah’a dost olacak yüzümüzde kalmadı. Allah dostur. Fakat kimin dostu? İman edenlerin dostu. Sahtekarların dostu olur mu? "
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i AksaTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 20161,721 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.