Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öz yaşamımdan ve bütünsel hayatta dair izlenimler Sizinde bu konuda pek hakim olduğunuz hiç şüphesiz nitekim en baskıcı ve etkileyici günümüz sorunların sancağını taşıyan ekonomik dalgalanmalardır bu dalgalar öyle şiddetli ki önüne çıkan her şeyi katıp ilerliyor bu sorunu bütünleği olarak hükümetin üstüne atmak hiçte adil olmayacaktır deprem olduğunda inşaat malzemelerini ücretsiz bir şekilde halkıyla paylaşacağı yerine tavan fiyata satanın hiç mi suçu yok depo kiralayıp temel gıdaların fiyatını artmasını dört gözle bekleyen stokçunun hiç mi suçu günahı yok? Hep iktidarı suçlayan şahsiyetler kendi çıkarları doğrultusunda muhalefet eder ki bir gün o da iktidar oluversin burada iktidarın üzerine düşün sorum ve görevlikleri bu tür ekonomi kurtlarını ilaçlamak gerekirse müebbetle yargılanmalarının önünü açmalıdır ki bir daha yaptığı sahtekarlığa bir daha cüret etmesin. Bu bir devlet sorunudur bugün bunun şimdiden kuyruğunu kopartmazsanız gün gelir o kuyruk görmüşünüz ki boynunuza dolanmış ve sizin şarkışlanız olmuş. Birilerini vatan haini ilan edecek olursanız asıl bu stokçuları ilan etmeniz münasip olacaktır. Sürgüne kendi memleketini aydınlatan sanatçı ve aydınları değil bu tür şahsiyetsizleri göndermeniz gerekmektedir. Ekonomik kriz ve Zam öyle bir tehdit veya felaket seviyesine ulaşmıştır ki zam dediğimiz kavram asıl kabuslarımız olmuş zombi hâline dönüşmüş zamlar, insanlar her ne kadar bu zombilerden kurtulmanın bir yolunu aramış olsalar ve kaçmışsalar da zombiler insanların peşini bırakmıyordu yakaladığı insanında kanını emiyordu. Ve son servetine kadar emmeye devam ediyordu. Ve geriye muhtaç olmaması için sabah akşam didinen insanı bir dilenci gibi muhtaç etmişti. Benim mevcut fikirlerim sahilinden bu ülkenin ekonomik veya var olan bütün olarak olmasada çoğunluk olarak krizleri ortadan kaldıracak tek bir yönetim şekli ve yönetecek şimdi paylaşacağım bilgilerle mümkün olabilir ancak tabbiki benim nezdimde herkesin kendisine göre bir çözüm tasarı vardır ve farklıdır ama benim işe şöyledir. Ülke içinde kuytu köşede hiç kimselerin varlığından haberdar olmayan hatta hiç kimselere zararı ziyanı dokunmayan kendi hallerinde yaşayan bu insanlar ki Allah’a büyük bir inanç besleyen hep hayalini kurduğumuz adil yaşam biçimi bu insanların yönetimde olmasıyla mümkün olabilir di bu insanlar sadece ülkenin en başına değil hatta ülkedeki bütün kurum kuruluşların yönetimimde de söz sahibi olmalıdırlar misal mandıra filozofu şimdi ne alakası var diyecek olabirsiniz fakat onu tanımadan lütfen bu yargıda veya eleştiride bulunmaya cüret etmeyin. Tam anlamıyla onları araştırdıktan sonra onlar hakkında bir eleştiri yapabilirsiniz ama önce tanıyın ülke içinde binlercesi böyle insan yaşıyordu ve bu insanlar şöyle bir yönetim şekliyle yönetiliyordu. Akıllı insanlar akılsız insanlar tarafından yönetiliyordu. İlk kriz gündemin ana konusu olduğu için değinmeden geçmek istemedim aslında krizler halkasında yaşadığımız bir dönemde yaşamaktayız öyleki ekonomik krizden daha derin bir kriz söz konusuydu ekonomik kriz midenizi aç bırakıyordu fakat şimdi anlatacağım kriz ise kalplerimizi sevgisizliğe mahkum ediyordu. Ekonomik kriz tabiki adından da anlaşılacağı üzere maddi gözümüzü etkiliyordu yani cebimizi. Oysa bundan daha tehlikeli bir kriz yaşanıyordu bütün haber ajansların gündemi olacağı yerine bu krizden hiç kimse bilgilendirilmiyordu. Bu kriz ki aslında insanların temel varlığına büyük bir darbe vuracaktı ve basit çözümlerle çözülecek ekonomik kriz gibi değil bu krizi ortadan kaldıracak çözüm bile hasar alacaktı. Bu krizin adı teknolojiye teslim olunmuş insanlık kriziydi. Şimdi teknoloji öyle bir ilerliyordu ki her saniyede başka bir ilerleme yaşanıyordu evet ilerliyordu fakat bu ilerleme insanlığın gerilemesine yol açıyordu yani kısacası günümüz yaşamınızın başlığı “Geriye gide giden insanların elinden geleceğin icatları” eskiden ciltler dolusu kitap okuyan insanlar şimdilerde iki üç kelimeyi bile okumaktan acizler bunun bilincinde olduğum için hatta kitabımı kaleme alırken yüz sayfanın altında tutmaya özen gösterdim çünkü biliyorum ki yüz sayfa bile onlara fazla ekranlardan kafalarını kaldıracak zaman bulsalar okuyacaklar da işte kaldıramıyorlar efendilerinden gözlerini. Resmi bir imza dışında şimdi kaç kişinin elinde vardır kalem kaç kişi duygularını kağıtlara döküyordur ki kaç kişi. Bu kriz en başta aile ilişkisini hedef gözetmişti dip dibe oturanların bile kendilerinden haberleri yoktu evlerde sohbetler kaybedilmiş evlerin en küçük nüfusundan en büyük nüfusuna kadar herkesin elinde telefon ve bütün gün boyunca insanın bu küçük beyincik çıkışı bu icada kafalarını gömüşlerdi. Dünyada ve yeryüzünde onca sorgulanması gerekilen gelişmeler yaşanırken insanlar günlerinin 17 saatini bir ekrana bağışlıyorlardı ne yazık. Hatta bu öyle bir seviyeye ulaşacaktır ki insanlar artık ellerindeki telefonlarının markasıyla değer kazanacaktı ve telefonun markasıyla insanın insanlık seviyesi belirlenecekti eğer elinden iPhone bulunuyorsa bu tam arkadaş edinilecek bir tip diyecektiler artık insanlar durumum ne kadar vahim olduğu aşikardır. 21. Yüzyılda dünya harbi yoktu fakat cahilik muharebeleri yaşanıyordu ve bu harpten hassas kalpler, sevgizedeler ve bilginler etkileniyordu. Bütün bir nesil bir beğenin peşine düşecekti hakikatin izini sürmek dururken onlar bir belgenin peşine düşecekti. Şöyle bir bakıyorum da baktığıma bin pişman oluyorum ne kadar bir tutam anlam bulunmayan gayesiz ve gereksiz bir yaşam sürdüren ne de çok insan varmış şu yeryüzünde ve bütün bu gereksizliğiyle heybesinin içi bomboş dım dızlak ile göç eder bu dünyayı insanlar diyorum koca koca insanlar hayatın içinde uğraşılması gerekilen binlerce nedenler zinciri ve meşgaleler yerinde sabit dururken biz ucubeliğin zincirini oluşturuyoruz sanal dünya adında bir dünya yaratıldı ve herkes bu dünyaya intikal etmeye başladı ve dur durak bilmeden intikal süreci devam ediyor 7/24 saat günümüzün büyük çoğunluğunu bir kaç insanın dikkatini çekmek için nedenli hallere girdiğimizden haberimiz yok bir şirk çalışanı gibi gösteriler düzenliyoruz ama anlamsız ve bir o kadar da cahillik barındıran şovlar bunlar insan doğayla bütünleşmek huzurun tadına varmak dururken, dışarıda arkadaşlarıyla bir iki sohbetin belini kırmak dururken, gezmek tozmak varken, yaşamı anılarla doldurup taşırmak varken biz bir telefonun ekranına esir düşmeyi tercih ediyoruz insanın yeryüzündeki en gereksiz tür olduğunu kanıtlamak için bilim adamlarının deneylerine hiç hacet yok küçük örneklerle bile bunu ifade edebiliriz insan yaratığı şeyin kölesi nasıl olabiliyor ki cahiliye devrinin bitiği falan yok değişen sadece yılardır insanlar aynı kafatasının içinde aynı çayırda otluyorlar. Onlar kendi ellerindeki helva malzemeleriyle put yaptılar üstüne üstlük yaratıkları putu tanrı bildiler kendilerine bugünde insanlık telefon yaratı ve elinden düşürmediği bu cihaza bütün yaşamını feda etmiş kölesi olmuş. Gençler kanı kaynıyorlar bir şey olmaz diyorsunuz ama bu gençliğin okuması lazım, bilim, ilim, irfan öğrenmesi de lazım, bu dünyada sadece eğlence kavramı yaşanmıyor acının da tadına varmalı dünyanın neden var oluşunu kendinin neden var oluşunu da muhakkak ki öğrenmesi lazım bu hayat hep eğlence içinde geçemez ki hayata bir kere geliyoruz pankartını hep kaldırıyorlar ve bu hayattan sonra başka bir hayatın olduğunun bilincinde olduğunu bile bile bunu dilendiriyorlar bunda bir mantık hatası yok mu sizce eğer insan gerçekten bir sınava girecek olursa bütün eğitim hayatını bir sınava göre şekillendirir planlandırır fakat eğer sadece bir sınavla kalmadığını ikinci bir sınavında gerekli olduğunu biliyorsa bütün eğitim hayatını bu sefer ve plan sürecini bu düzeyde düzenler ikinci sınavda da muvaffak olmak için büyük gayret ve çaba sarf eder. Birinci sınavda rehavete kapılmış olsaydı ikinci sınavda başarısız olacaktı fakat aklı selim bir şekilde hareket ederek olması gerekeni yaptı işte aklı başında insan bu şekilde davranır. Akranlarım yetmezmiş gibi baya bir yaş almış koca koca insanlar küçüklere örnek teşkil edeceklerine onlarda bu ucube zincir halkasının başı olmaya karar veriyorlar dünyanın dört bir yanından sanal dünyasında büyük bir dansözlük akımı başlamış gibi herkes durmadan kıvırıyor affedersiniz ama bu böyle.21. Yüzyılda dünya harbi yoktu fakat cahillik muharebeleri yaşanıyordu ve bu harpten hassas kalpler, sevgizedeler ve bilginler etkileniyordu. Herkes sanal dünyada bilge fakat gerçek dünyaya döndüklerinde işte bu şahsiyetler ağzı laf etmeden duramayan bu yan sanayi ürünü bilgeler konu ilim, bilime gelince ağızları bıçak açmıyor tâbi Google amcadan bakılırsa işin aslı ortaya çıkar diye biraz tedirgin olmalılar sanal medya da yaşanılan bütün durumlar sizin sandığınız gibi değil o süslü hayatlar sanki dünyanın bütün odak merkezi oymuş gibi kendilerini lanse edenler bunların hiçbiri sanıldığı gibi değil günü geldiğinde yolun sonunda hakikatin çöplüğünde kendilerini bulduklarında onlar gerekli cevabı alacaklardır. Sosyal medya samimiyetsizler yurdudur yüzeysel güzelliklerin kol gezdiği bir takım cahillerin bir dizi yaptıkları çalışmalar bunlar. Onlardan bana zeval gelmez fakat bu canım dünyanın başına büyük bir felaket olduğu kesin ve aşikârdır. Eninde sonunda yüzeysel güzellikleri sıçanların ağzına yem olacakları bu dünyada onlar bu yalan Dünya’nın içinde oyalana dursunlar tepinsinler, otlayı versinler. Onlara en makbul yanıtı Azrail’in vereceğinden zere şüphem yok. Bu vahim manzaraya karşı içim yangın yeri bence hükümet bütün odak noktasını bu krize dikmeli ve TBMM’nin sıralarında bunun kavgası edilmeli çünkü kavga edilmeye değer asıl beka sorunu bu asıl dava bu krizdir cahil kalan bir toplum diğer devletler tarafından kendisi bir devlet ünvanı gözüyle bakmaz hatta yüz yıllarca bu toprakları ele geçirmek için savaştıkları bu toprakları onlara ücretsiz bir şekilde hibe etseniz bile bu teklifi ellerinin tersiyle iterler ve bu ülkenin cahillik felaketini de bacakları üst üste yangını kahvelerini büyük bir keyifle yudumlarken izlerler. İleride sokakta hiçbir çocuk kalmayınca, herkesin selamdan hal hatır sormaktan kesildiğinde, bayramların artık yaşanmadığı, sohbet etmek için buluşulan masalarda herkesin kafasını gömdüğü o telefonların olduğu zamanda, artık anlayacaksınız bu krizin nasıl bir kriz olduğunu ve bu saydıklarım hepsi de yaşandı ve yaşanıyor ama siz halen anlamadınız bu acı haberi sizinle paylaşmak zorundayım bu kriz ilelebet var olacaktır. Bir zamanlar sanatın hakimi olduğumuz eski zamanlardan şimdi ise sanatın çöplüğü haline geldik artık insanlar sadece kar odaklı hareket ettikleri için kar belirtisi nerede beliriyorsa insanlık orada biti veriyor Eğer bir şehrin yüz bin nüfusu varsa bu yüzbinin arasından sadece bin kişi sanat kültürle ilgileniyorsa eğer sanatta kar odaklı olsaydı yüzbinin tamamı sanatla iç içe olurdu o zaman. İnsanlara hem öğüt vermeyi hem öğüt almayı severim. Öğüt sadece yanlış yapan insanlara değil ilerde de yanlış yapmaması için insanlarda da verilir. Öğüt güzeldir öğüt bir terbiye çeşididir terbiyede insana yakışan en güzel şeydir. Benden yaşça belki büyük belkide küçük biri olarak okuyorsun bilmiyorum ama ben yine de sana bir arkadaşın olarak hitap etmek istiyorum. Sevgili arkadaşlarım, hayatın özünü kavramaya çalışın hayatın keyfini sefasını sürmek veya bir gün zengin olmak için idealler koymak için meslek olarak yüksek bir mertebeye ulaşmanız için yaratılmadınız bizim algıladığımızdan ve yaşadığımızdan ziyade hayatın bambaşka bir felsefesi vardır ve bu felsefeyle uğraşan parmak sayısı kadar insan vardır bu kervana katılın sayınızı çoğaltın ben size idealleriniz olmasın demiyorum, veya meslek olarakta hayaller kurmayın demiyorum hayallerde kurum idealleriniz de olsun fakat hayata ne yapıyorsanız Hakikati öncü tütün hakikatle hareket ediniz hayatınızın her anına hakikati dahil ediniz ve işte o zaman gerçek ideal ve hayallere kavuşmuş olacaksınız çünkü bunun dışındakiler hayatın sıradanlığına yakışacak sıradan hayalperestlik hülyaları. Çevrenize tanıdınığınız veya yabancı olduklarınız herkese eşit derecede saygı gösterin benim uyguladığım bir metodum var ve bu metotla vicdanımı merhameti her an diri tutuyorum ve nitelik de işe yarıyor arkadaşlar etrafınızdaki gözlemlediğiniz bütün insalara sanki her an ölecekmiş gözüyle bakın işte o zaman sizinde hükmetmekte zorlandığınız bir merhamet volkanı patlayacaktır içinizde ve bu merhamet volkanı içinizi küle çevirmek yerine o sıcaklığı muhabbetlerinize, çevrenizdeki insanlarla aranızdaki ilişkilere yansıyacak sizi samimi içten ve sıcak bir insana dönüştürecek. Unutmayın günün sonunda toprağın altında olacaksınız.
296 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.