Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kleopatra
Mısır’ın belki de en büyük talihsizliği Kleopatranın babası olan Ptolemy Auletes’tir. Yöneticilik vasıflarına uymayan hanedanın bütün yasalarını çiğneyen zamanını ahlaksız bir yaşam ile geçiren maceracı bir kişiliğe sahiptir. Flüt çalmada usta olmuştur ülkenin diğer müzisyenleriyle yarışmalara katılır ödül almaya almaya uğraşırmış. Roma’yı Pompey yönetiyor Sezar ise lejyonların başında Galya’da savaşmaktaydı. Ptolemy ikisinlede yakın olmak istiyor ikisinede haraç ödüyordu. İskenderiye’de isyan hareketi başlayınca Mısır kralı Ptolemy arkasına bakmadan aralarında Kleopatra’nında olduğu 15 çocuğunu bırakıp kaçmıştır. En büyük çoçuk prenses Berenice tahta çıkmıştır. Halk Ptolemy tahtta görmek istiyordu. İç çatışma başlamıştı.. Ve tarih sahnesi artık Kleopatradan bahsediyordu. Daha 18 yaşındaydı ve tahtta kalabilmek için sekiz yaşındaki kardeşi ile evlendiril. Ülkeyi iki bakan yönetiyordu. Kleopatra kraliçe vasıflarına sahipti. Güzel ve akıllıydı o dönemde mücadele etse dahi kaybedeceğini biliyordu kendini geriye çekti… Kleopatra Sezardan gizlice yardım istedi ve bu isteği kabul gördü… Ve artık taht kavgaları da hızlanıyordu. Zaman Sezarın askeri dehasının ve cesaretini her fırsatta kanıtlaması için olanak sağlıyordu. Kleopatra ikinci kez kardeşiyle evlendirildi hemde Sezar tarafından 11 yaşındaki kardeşi 15 yaşına geldiğinde tahtta söz sahibi olucaktı. Bu yüzden onu zehirledi. Artık Sezar’ın gücünüde istemiyordu. Her geçen gün güçleniyor güçlendikçe zalimleşiyordu. Önce Sezar’a büyük bir sevgi ve aşk besledi. Bir çocuğu oldu.Sezarın ölümünden sonra herkesçe bilinen o büyük aşkı Antonius’a aşk besledi bu aşk zehir ve panzehir gibi bir aşktı. Antoniustan 3 çocuğu daha oldu Kleopatra’nın. Antonius aslında dağlarda askerleriyle zaman geçiren çok eril özelliklere sahip biriydi zamanla ufak ufak azalmalar oldu ve belli bir süreden sonra Kleopatra’dan başka bir şey düşünemez olmuştu. Güçlü yanları zayıflamış askeri dehası sekteye uğramıştı. Kleopatra ve Antonius’un belkide en büyük ortak noktası zevk ve sefaya düşkün hayat yaşama biçimiydi. Bu yüzden çok tepkiler aldılar gerek Mısır halkı Gerek Roma tarafından ama onları hiçbir şey israftan abartılı yaşamdan büyük davetlerden düşkün bir hayat yaşamaktan alı koyamadı… Savaşlar oldu kazanıldı, siyasi ilişkiler bozuldu düzeldi yıllar geçti. Ve Antonius kaybetmediği halde savaşı kaybettiğini zannedip panikledi ve hata üstüne hata yaptı. Böylelikle kendi sonunu hazırladı. Son anlarında bile Kleopatra’nın yanında olmak istedi. Ve Kleopatra Antonius’un ölümüyle çok sarsıldı hatta kendinden geçti hayatta belkide en sevdiğiydi onun. Kleopatra tutsak hayatı yaşamak ve Roma sokaklarında Octavius’un savaş ganimeti olarak sergilenmektense (küçük kız kardeşinin sezar’ın savaş ganimeti olmasına göz yummuş be daha sonra onu öldürtmüştü) dayanamazdı. Ölmeliydi! Ama nasıl? Octavius Kleopatra’nın yaşaması için her şeyi yapıyordu. Çocuklarını öldürmeyle tehdit etmişti. Kleopatra onun güvenini kızanıcak sözler sarf etti. Fakat vazgeçmedi o bir zehir ustasıydı özellikle yılan zehirlerinden çok iyi anlardı ve artık bir prensese yakışır gibi tutsak olmaya karşı koyup canından vazgeçti. Bu olay gizemini korumakta fakat efsaneler hep yılan üzerinden anlatıldı. Evet artık Kleopatra ölmüştü. Yaptığı her şey olay olan görüntüsünden sesine kadar her şeyiyle çok ilgi çeken ve insanlar üzerinde çok etkili dünya tarihinin tanıdığı bu kadın intihar etmişti. Ve düşmanının en büyük hayal kırıklığı olmayı başarmıştı.
Kleopatra
KleopatraAli Ulvi Kaynar · Anonim Yayıncılık · 201035 okunma
·
1 artı 1'leme
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.