Gönderi

Gece yarısı olmuş ve alt dairenizden bangır bangır bir radyo sesi geliyor
Alt katınızda sessiz sakin yaşayan yaşlı adamın geçen geçen hafta ölmesinin ardından yeni bir kiracının taşınacak olması sizi kaygılandırıyor. Nasıl biri geleceğine dair en ufak bir fikriniz yok, üstüne üstlük kısa süre önce üniversitesitedeki arkadaşlarınızdan birtakım yaşanmış korku hikayeleri duymuşsunuz. Apartmanda yaşıyorsanız, kötü bir komşu hayatınızı berbat edebilir. Ve işte korktuğunuz başınıza geliyor. Alt katta bangır bangır çalan rock müziği dinmek bilmiyor. Gece yarısı olduğunu görüp biraz daha beklemeye karar veriyorsunuz. Komşunuzun ayının teki dahi olsa, ilk karşılaşmanızda kavga etme niyetinde değilsiniz. Bekliyorsunuz, gecenin 1:00'i ama radyo hâlâ aynı yüksek sesle bangırdıyor. Aşağıda ne tür parti veriyor olabilir ki bu adam? Yarın sabah uyanıp işe gitmek zorundasınız. İnsan nasıl böyle düşüncesiz olabilir? Sonunda, bu serseme görgü kuralları üzerine bir nutuk çekmek için aşağı iniyorsunuz. Kapıyı sertçe çalmanızla beraber kendiliğinden aralanıyor. Şaşkınlıkla dairenin boş olduğunu görüyorsunuz. Yeni komşunuzdan eser yok. Hatta mobilyalarından bile. İçeri yürüyor, arka odada yere serilmiş bezler ve boya tenekeleri buluyorsunuz. Duvardaki prizdeyse sesi sonuna kadar açık, portatif bir müzik çalar takılı. Anlaşılan ortada komşu falan yok, dikkatsiz bir boyacı mesai bitiminde evden ayrılırken radyosunu unutmuş o kadar. Yeni kiracı henüz taşınmamış bile. Gürültüye dayanarak yarattığınız görgüsüz komşu hayali kayboluyor ama öfkeniz ve hissettiğiniz diğer duygular gerçekliklerini hâlâ tümüyle koruyorlar. Sakinleşip uykunuza dönmekte zorlanıyorsunuz çünkü sadece sizin zihninizde varolan o komşuya halen kızgınsınız. Gürültülü müziğin nedenini açıklamak için bu musibet karakteri yarattınız, o da kendine ait bu yaşamı üstlendi. Aşağı inip kapıyı çalmasaydınız günlerce bu yanılsamayla yaşayabilirdiniz.
Sayfa 17
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.