Gönderi

192 syf.
·
Not rated
Medinet’ül Fazıla
Kitabın sunuş kısmında Farabi kendi felsefesinden bahsedip, Aristotales ve Platon'dan etkilediğinden bahsediyor. Bu etki alanın benzerliklerini anlatırken her ikisi de (Farabi/ Platon) Tanrı'yı yasa koyucu bir neden olarak ele alıyorlar. Her ikisi de devlet kurucusunun toplumun/devletin düzen ve asayişi için gerekli olduğunda hemfikirler. Ve varolan dünya dışında bir dünyanın varlığında da ortak fikirdeler. Farabi Yunan felsefesinin ve islam dininin bir ve aynı hakikati anlatma gayretinde olduğunu hatta: gerçek filozoflar arasında ciddi anlamda görüş farklılıklarının olamayacağı ve doğru bir şekilde anlaşılan din ve hakiki felsefe arasında bir çatışma gerçekleşmeyeceği inançlarını savunur. Bu düşüncelerinde Aristotales ve Platon'un düşünceleri ile aynı olduğunu savunmuştur. "Bir ve aynı amaçla, bilimle aynı değerde bir felsefe sistemi kurduğunu" düşünür. Bu düşüncelerinin aksini savunanların görüşlerni de yanlış bulur. Farabi'nin bazı öğretilerini yanlış bulup onu eleştirenler filozof ve islam alimleri de var hatta ona düşüncelerinden dolayı 'kafir' diyenlerim başında Gazzali gelir. Farabi'nin bazı öğretilerini yanlış bulup onu eleştirenler filozof ve islam alimleri de var hatta ona düşüncelerinden dolayı 'kafir' diyenlerim başında Gazzali gelir. Neyse içeriğine gelecek olursak da Farabi ilk varolandan başlayıp ilk varolanın niteliklerinden, diğer varlıkların nasıl meydana geldiğinden, varlıkları derecelendirirken bunları insan bedeni üzerindeki organlara benzetmiş. Organlardaki karşılığını beyin ve kalbin neye tekabül ettiğini amir organın görevlerini yöneticinin görevleriyle kıyaslama ve sonraki bölümlerde yönetici olacak kişinin özelliklerinden/ toplumun türlerinden ve her birinin güçlü ve zayıf yönlerinden bahseder. Benim odak noktam ideal devlet ve ideal yönetici üzerineydi. Erdemli şehir ve cahil şehirlerden bu şehirlerin halkından ve (ideal) yöneticilerinden bahsederken başka bir topluluğun/ kişinin yöneticinin üzerinde herhangi bir zorbalık ve hükmünün bulunmadığı olarak kabul eder. Özellikleri ile ilgili ise " sağlıklı-organlarının eksiksiz olması, her şeyi hemen anlama idrak etme yeteneğime sahip olması, güçlü bir hafıza sahibi olması, zeki olması, en zor şeyi en basit şekilde anlatabilmesi, bilgi edinmeyi sevmeli bunlara ulaşırken bütün güçlükleri yenmeli, tabiatı gereği doğruluğu benimsemeli ve dayatması gerektiği. Kesinlikle cesur olmalı, idare ve hizmet dışında gerekli görüldüğünde savaşabilecek sağlam bir vücuda sahip olmalıdır. Bu şartlar tek bir kişide yoksa örnek veriyor mesela biri çok bilgili çok akıllı diğeri ise çok güçlü heybetli. Her ikisinim yönetimin başına geçmesi gerektiğini savunuyor. Sonrasında bu özellikler dağılarak her bir kişide farklı bir özellik mevcut ise örneğim beş kişi de farklı özellikler biri çok güçlü, biri çok akıllı, biri çok merhametli insaflı ise bu 3 kişi ya da 6 kişi kendi aralarında anlaşabilirler ise hepsinin yönetimin başında durması gerektiğini savunuyor. Son olarak ekliyor. Felsefe/İslami kurallar yönetimin bir parçası olmaktan çıkarsa diğer bütün şartlar sağlansa bile bahsettiği erdemli şehrin mümkün olamayacağını savunur.
İdeal Devlet
İdeal DevletFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20173,204 okunma
·
265 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.