Derimin altında karanlığa tapan sükutum..
Damarlarım sızlıyor inletircesine yurdu.
Kendi zehrimden içtim ufak bir yudum.
Benim merhametim ki, en merhametsiz huydu.
Notalarımdan kan damlıyor şiirimin elbisesine.
Tanrı bir hayat yazıyor üstüne nefesinden.
Jiletle kazıdığım bedenimin her karesine
Bir kadeh doldurdum ölümün sesinden.
Ah diyor içim, sanki Madak'ın ahlat ağacı.
Büyüyor ruhumdaki sesi gittikçe; "çın, çın"
Bu denli yakardı ancak göğsümdeki acı
"Bana artık göğün kapılarını açın!"
Tırnaklarımın içine aldım dilimden düşmeyeni.
Düşse parçalanacak çünkü dudaklarım, tenim.
Merhamete yenildi koskoca dünyanın bedeni
Tanrıya yöneltecek binlerce sorum var benim.
Bir şiir bin günahı anlatıyorsa şayet
Nedir diye sorgulayın bundaki gaye.
Kan kokan dudaklardan dökülüyor bir ayet;
Kanımca budur dünyadaki en büyük kinaye.
Acımasızca vururken yağmur, kaldırım taşına;
Ben yine tanrıyı geçiriyorum başımdan.
Yanaklarımdan merhametle akan gözyaşına
Resmediyorum bir parça koca telaşımdan.
İnsanlık; utancımdır, merhamet; inancım..
Ölçeği doğrulttum kalbime; ufak çaplı sancı..
Bedenim benim.. Kalbimdeki geçici kiracım;
Ahir günde diş bileyip etme beni yalancı.