Sabık, Haleb emiri olunca, Kilaboğulları kabilesi toplanıp
kardeşi Vessab ile birleşerek Haleb'i Sabık'tan alması hususunda
onu teşvik ettiler ve kendisine yardıma hazır olduklarını bildirdiler.
Sabık bunu haber alınca bin Türk atlısının emiri olan Ahmed Şah'ı
yardıma çağırdı ve durumu onunla müzakere etti. Bunun üzerine
Ahmed Şah, beş yüz atlısıyla Anadolu'ya giden yol üzerinde konaklamış
olan Demleçoğlu Mehmed adıyla tanınan bir Türk'e (emire)
haber yollayıp kendisine (yardımına karşılık) çok miktarda para vereceğini
bildirdi. Bu haberi alan Demleçoğlu Mehmed, Zülkade 468
(Haziran 1076) başlarında, Çarşamba günü Ahmed Şah'ın yanına
geldi. Yapılan karşılıklı anlaşmalardan sonra hep birlikte Zülhicce 468
(Temmuz 1076) başlarında, Perşembe sabahı erken saatlerde, Vessab
ile birleşen Kilaboğulları kabilesine karşı harekete geçtiler. Kilaboğulları
kabilesi, öyle büyük bir kalabalık halinde idiler ki, onlar hiç
böylesine toplanmamışlardı. Onların atlı ve yaya olmak üzere 70 bine
yakın oldukları söylenir. Kilaboğulları kabilesi, Türkleri gördükleri
zaman hiç savaşmaksızın, kadın ve çocuklarını, silahlarını velhasıl
sahip oldukları her şeyi bırakıp kaçtılar. Bunun üzerine Ahmed Şah
ile Demleçoğlu Mehmed ve askerleri, Kilaboğullarının her
şeylerini yağma ettiler. Söylendiğine göre onlar, yüz bin deve, 400
bin koyun, çok sayıda hür kadın, bundan daha çok sayıda köle kadın
(cariye), velhasıl çadırlarında neleri varsa hepsini yağma ettiler.
Sayıları 10 binden fazla olan savaşçı kölelerden hiç birisini öldürmeyip
hepsini afvettiler. O gün Oğuzların Araplardan aldıkları ganimetler
sayılmayacak derecede çok idi.