Gönderi

435 syf.
·
Puan vermedi
Spoilerle dolu bir inceleme olabilir; 25 yaşında olan Elodie işsizdir ve kendine göre bir türlü iş bulamıyordur. Yakın arkadaşı Bree  yan tarafta yaşıyordu. Bree, hayatta kalması zor ve tedavi edilemez bir akciğer hastalığı vardır. Oksijen alması gerekiyor ve iyileşmesi neredeyse imkânsızdı. Elodie her zaman onu kontrol ediyordu ve Bree ise ona her zaman dışarı çıkıp aşkı bulmasını söylüyordu. Bree, New York'ta bir dadı pozisyonu ilanı gördü ve Elodie'yi başvurması için cesaretlendirdi. Elodie işi zorda olsa aldı. Wall Street'te çalışan Hollis'in yeğeni olan 11 yaşındaki bir kıza bakacaktı. Hollis ve Elodie' in arasında çekim olur ancak. Hollis, Elodie'ye bekar kalma kararını uzun zaman önce verdiğini ve hayatının tek ciddi ilişkisinde (hayatının aşkı) kötü bir deneyim yaşadığını, bir ilişki istemediğini söyler. Böylelikle aralarında birşey başlamadan bitirmiştir. Elodie başka bir erkekle görünce kıskandı ve sonunda kararlılığından vazgeçti ve Elodie ile çıkmaya başladı. Elodie'ye yaşadığı ve kaybettiği aşkı Anna'dan bahsetti. Onu çocukluğundan beri tanıyordu. Çok yakındılar, birbirlerine çok aşıklardı ve uzun yıllar birlikte yaşadılar. İkisi de 25 yaşındayken Hollis evlenme teklif ettiğini. Ama Annanin kabul etmeyip, başka biriyle tanıştığını söyledi. Hollis ve Elodie ilişkilerini sürdürdüler ve Hollis ilişkilerinin uzun vadede olmasını istediğini söyledi. Ama bu telefon haberiyle alt-üst oldu. Gece yarısı Elodienin telefonu çalar, Bree'nin durumu kötüleşmistir ve Hastaneye kaldırılmıştı. Hollis, Elodie'nin arkadaşını görür ve o kişi de Breeanna. Hem Hollis hem de Elodie için büyük bir şok olur. Daha sonra Elodie'yi evine götürdü. Yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu söyler. Ama bunun yerine hastaneye geri döner. Anna ertesi gün ölmüştür. Hollis mesafeli hale gelip sadece kafasının içinde yaşarken Hollis ve Elodie, dahil olmadan önceki ilişkilerine geri döndüler. Anna'nın babası her birine Anna'nın kendilerine bıraktığı bir mektubu verdi. Anna mektubunda Hollis'e onu sevmekten asla vazgeçmediğini ve onu asla aldatmadığını yazmıştır. Teşhis konulduğunda hayatından çıkmaya karar verdiğini. Onun hastalığının ve sonrasındaki ölümünün etkilerini yaşamasını istemiyordu.Yani başka biriyle tanıştığına dair ona yalan söyledi. Mektup Hollis'i daha da uzaklaştırdı. Anna o zamanlar onu terk etmiş olsa da hâlâ onun arkadaşı olduğu ve onu kontrol etmek için asla ona bakmadığı için kendini suçlu hissediyordu. Anna onu sevdiğinde ve Elodie öldüğünde, Elodie'yle birlikte olmaktan ve birlikte mutlu olmaktan suçluluk duyuyordu. Son 6 yıldır bildiği her şeyin yalan olduğu gerçeğiyle yüzleşmesi gerekiyordu. Bir ay geçti ve bir gün Hollis, hayatını yeniden yaşamaya hazır bir şekilde eve geldi. Elodie'yle birlikte. Anna'dan bunu yapmanın sorun olmadığına dair bir işaret aldığına inanıyordu. Üçüncü bir tarafa Elodie'yi terk etmeyeceğini ve Anna'yla tekrar buluşmanın Elodie'ye karşı olan hislerini değiştirmeyeceğini, iki kadının çok iyi arkadaş olması nedeniyle sadece biraz tuhaflığa yol açacağını söylemişti. Kitap bende cevapsız bir soru bıraktı. Hollis ve Anna büyük bir aşkı paylaşıyorlardı ve birlikte uzun bir geçmişleri vardı. O kadar büyük bir aşk ki Hollis, Elodie'ye kadar 6 yıl boyunca hayatına hiç devam etmedi. Acaba Anna ölmeseydi Elodie'yi bırakıp Anna'ya geri döner miydi? Özellikle şimdi onu asla aldatmadığını bilerek?
Park Avenue Player
Park Avenue PlayerVi Keeland · C. Scott Publishing · 20199 okunma
·
164 görüntüleme
Triganis okurunun profil resmi
Bu yazar bu tip ikilemli durumları süper yazıyor zaten . Hep geçmişten kalan tutunulan bir anı yada geçmişten tekrar hayatlarına dönen çok mühim biri oluyor . Ve bu olay yaşanan ilişki için büyük sıkıntı ve soru işaretleri yaratıyor . Ben şahsen şu durumda asla emin olamam ki incelemede sanki Anna yaşasa Elodie ayvayı yerdi gibi bir durum var :D
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.